in , ,

Eleştiri Notları -16

Yeniden Orhan Kemal’in Arkadaş Islıkları

Orhan Kemal: Arkadaş Islıkları

Adsız kahramanımız ve mahalleden kendisine kaçan taze gelin, kaldıkları yarım odalı evde Şahika Hanım’ın ve iki de bir babalarına haksız yere gol atan çocuklarının saltanatının sonuna şahitlik ederler. İçkili günün akşamı Osman evinin erkeği olur. Artık paşadır, yazarın deyimiyle şahlanmış bir faredir. Ama büyü tutar, Şahinde Allahına şükreder, nihayet evinin erkeğine ve kendi kadınlığına kavuşur.

Aradan fazla geçmez bir öğle vakti paydostan yararlanıp eve gelen kahramanımız eşinin diğer kaldığı yerlerde yaşadıklarının bir benzerine tanıklık ederler. Şirretlik acaba gerçekten bir tek kadına mı ait? Şahinde Hanım kıza demediğini bırakmaz, yetmez gibi işin içine mahalleliyi de sokmadan edemez. Nikahsız yaşayan çifti nankörlükle suçlar, mahalleli homurtular ve keyifli seyirler arasında öfkesini yansıtır. İkili belki de potansiyel linç tehlikesini görüp, sürülerin genelde bilinçaltlarında hep vardır böylesi davranışlar, içeri geçerler.

Osman Bey kavganın üzerine sarhoş kafayla çıkagelir, Şahinde’den yana çıkınca az daha kahramanımızdan dayak yer. Zira o onun aslında bir fare olduğunu çok iyi bilmektedir. Mahalleli Müslüman mahallesidir, salyangoz satılmasına ve haram ilişkilere Müsaade etmez.

Bizimkilerin yeni durağı Atıf Bey aracılığıyla Çerkez Rasim’deki bir oda, bir mutfak olacaktır. Çerkez Rasim her sabah erkenden askerler gibi çocuklarını sıraya dizdirip teftiş eden Hitler hayranı, general olmak isteyip olamamış biridir.

Yeni gelinle burada atışan kahramanımız kızcağızın yakınmaları, eski serseri arkadaşları hakkında ileri geri konuşunca nikahsız karısının ağzına elinin tersiyle vurur. Ertesi gün de karısını orada bırakıp ceketini alır ve oradan ayrılır. Genç kadının yalvarmaları, ayağına kapanmaları, hıçkırıkları onun için bir şey ifade etmez.

Soluğu Barba’nın şaraphanesinde alır. Ortahaf, Osman ve çakallar arasında sarhoş kafayla “edepsiz karıyı” başından atışını kutlarlar. Anne evine geri dönen kahramanımızı ıslık çalan bir baltaya sap olamamış arkadaşları kısa sürede bulurlar. Eski günlere ve sohbetlere dönmek fazla uzun sürmez.

Yer yer iç hesaplaşmalarda bulunur, yaptığının yanlışlığına dair kendini sorgulamaya çalışsa da geyiklerin muhabbeti açmaz. Çerkez Rasimlere geri dönüp geldiğinde artık kuşun kafeste durmadığını, kaçıp gittiğini öğrenir. Dellenir kahramanımız. Meyhanelerin şişeleri arasında hatasını telafi etme süreci başlar. Çakal ve serseri güruhu, sürekli içmesi ve hayal kırıklığı onu yatağa düşürür.

Orhan Kemal buradan itibaren bize her zaman yaptığı gibi kahramanımıza düşler, hayaller gördürür. Karısı geri gelir rüyalarında, yeniden beraber olurlar. Kendisinden sonra kadıncağızın başına gelebileceklerin hayallerini kurar. Onun kötü yola kendisi yüzünden düşmüş olabileceği olasılığı içini kemirmeye başlar.

Bu arada paşamız hep yatar, annesi veya kız kardeşleri kendisine bakarlar. Onunla ilgilenip yemeklerini yaparlar. Tam bir Orhan Kemal klasiği okumaya başlarız. Sayfalarca geride bıraktığı kadının başına gelebilecekleri okuruz. Kahramanımıza hayaller kurdurtur, nasıl bir cehennemin onu bekleyebileceğine tanıklık ederiz. Kendi arkadaşlarını bırakan kahramanımız uzun bir süre Ortahaf ile takılır. Gaffar Bey’den Güzide Hanım’ın hikayesini, onu nasıl kerhaneden çıkardığını düşler.

Kahramanımız bir ara Vikinglerin küçük Viki’si gibi heyecanlanır, belki burnunu elleyip parmağını şıklatır. Bıraktığı karısının bir yerde işe başlayabileceği fikrine kapılarak sözü geçen fabrikaya gider. Arkadaş ıslıklarını artık duymayan, duysa da önemsemeyen kahramanımız paydos vaktinde işten çıkacakları beklemek üzere yakınlardaki daha çok işçilerin takıldığı bir kahveye gider oturur, bir çay söyler. Çayın berbatlığı yüzünden kavga çıkar. Mimli İlyas Usta’nın başeğmez tavrı vardır asıl kavganın arkasında yatan, çay bahanedir. Kavgaya herkes katıldıktan sonra karakolluk olurlar.

İlyas Usta sınıf bilinçli bir işçidir. Yazarın bilerek idealize ettiği, devrimci bir işçi yani. Kahramanımız “Hamdi’nin Kahvesi”ne takılır onunla buluşup görüşmek için. Annesi, kız kardeşleri, onlara bakışındaki değişiklikleri yazar keşke bu tanışmadan sonra yazsaydı, ustanın çırağı üzerindeki etkisini daha inandırıcı ve güçlü kılabilirdi. Hamdi’nin Kahvesi multi-kultidir. Her milletten işçi, işsiz, emekçi takılır. Hamdi’nin hayvanlığını keşfeden İlyas Usta ile kahramanımız oradan ayrılırlar. Sohbetleri derinleşir, usta yön ve akıl verir acemi çaylağa.

İkilinin ortak tanıdıkları bir doktora giderler, dahası fabrikanın revirine. Derin felsefi muhabbet sonrası İlyas Usta’nın benzeri biri ile daha tanışma fırsatını yakalar kahramanımız. Dokumahanede sık sık olan iş kazalarından bahseder doktor, az biraz da olsa mezbaha gibidir mübarek fabrika. Kahramanımız muhasebe bölümünde işe başlayacaktır.

Kahramanımız İlyas Usta’dan hayatın gerçekliklerine dair birikimli dersler alır. Serseri mayınların ıslıkları ile son bir defa daha onlarla bir araya gelen kahramanımız onlardan ayrılır, artık dokuma ustası sayesinde onlar gibi bir aylak olmadığının farkına varmıştır. Arkadaş ıslıklarının gücü zayıflamamış bitmiştir artık. Çalışmak, hasta annesine ve kız kardeşlerine bakmak zorundadır. Serserilik bitmiştir.

Ve günlerden bir gün kahramanımız yolda giderken acımasızca terk ettiği, karım dediği ilk aşkıyla karşılaşır. Evlenmiştir kadın, kocasını sevmemektedir ama ondan gebedir, ona ama saygı duymaktadır. Yeni eşi ile ikisi çalışmaktadırlar. Kahramanımıza, severek birlikte olunduğunda bir şey çıkmadığını anlatır. Bir daha birlikte olmayacaklarını anlatan ayrılıktan sonra kahramanımız onun arkasından bakakalır, roman biter.

“Arkadaş Islıkları” toplumsal gerçekçi yazarın klişelerle dolu olsa bile başarılı, okunması gereken bir Orhan Kemal klasiğidir.

10.02.2012

06.20

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Abschätzung des Stromverbrauchs 2030

Die Quappe kehrt zurück