in ,

Hüseyin Habip Taşkın: ORMANLAR YOK EDİLİRKEN

Öykü

Maymunlar ağaçların dallarından dallarına sıçrayarak gürültünün olduğu yere geldiler.

Orman Köy sakinleri maymunlar, sabahın erken vaktinde gürültüyle uyandılar. Gözlerini açan gürültünün geldiği yöne doğru baktı. Ağaçlar bir bir devriliyordu. Devrilen ağaçların sayısı belli değildi. Gür gür sesleri daha çok duyulmaya başladı. Orman Köy’ün Sorumlu Maymun’u bağırarak konuşuyordu:

“Kalbimizi söküyorlar… Yüreklerimizi dağlıyorlar.”

Yüksek okula giden Entel Maymun:

“Söylenmeye gerek yok. Gidip, olanları yerinde görelim.”

Maymunlar ağaçların dallarından dallarına sıçrayarak gürültünün olduğu yere geldiler. İş makinaları devasa büyüklükteydi. Üzerlerinde birer maymun, etrafında silahlı maymunlar, bir grup maymunun elinde kalın sopalar vardı. Orman Köy’de yaşayanlar şaşkınlıklarını gizleyemediler.

Sorumlu Maymun etrafına bakındı. Kendilerinden bin kat fazla olan eli silahlı, sopalı, kalkanlılara bakıyordu. ‘Bunca maymunun burada işi neydi?’ Diye aklından geçirdi. Yüksek okula giden Entel Maymun fazla dayanamadı:

“Ormanlarımızı, tarım alanlarımızı nasıl yok edersiniz! Hakkınız yok! Yüzlerce yıl önce buralarda maymunların medeniyetleri yaşamış. Doğaya zarar vermemişler. Eli silahlı, sopalı sizler kimleri koruyorsunuz?”

Elinde telsizi, diğer elinde tabancası olan Cüsseli Maymun:

“Bizler Karal Maymun’un yasalarını uyguluyoruz. Zorluk çıkartmayın! Yoksa en ağır biçimde karşılık bulursunuz.”

Köylüler birbirlerine bakıyorlardı. Bunca yıl ülkeyi yönetenlerden bir tanesinin buralara yolu düşmemişti. Hal ve hatırlarını sormamıştı.

Sorumlu Maymun yanındakilere baktı ve yüzünü gelen yabancılara döndü:

“Doğamızı yok etmeye sessiz kalamayız. Gidin buradan…”

Cüsseli Maymun başını kaldırdı:

“Emirlere karşı gelemezsin. Kardeş komşu ülkenin Padişah Maymun’u buraya yatırım yaptı. Hepimiz altın zengini olacağız.”

Yüksek okula giden Entel Maymun öfkeden gerildi:

“Yalan söylüyorsun. Ya da cahilsin…”

Cüsseli Maymun dişlerini gıcırdattı. Yüksek okula giden Entel Maymun konuşmasına devam ediyordu:

“Bunun adına sömürü denir. Kendi rantları için doğayı Maymunlar Dünyasında delik deşik ettiler. Yaşanmaz alanları oluşturdular. Yoksullar yine yoksul…”

Cüsseli Maymun elini kaldırdı:

“Hey sen konuşma hakkını nereden buluyorsun? Bir bozguncu gibi konuşuyorsun. Hepinize gününüzü göstereceğim.”

Nine Maymun bastonunu yere vurdu:

“Bu topraklarda bizim köklerimiz vardır. Geleceğimizin kökleri de bu topraklarda yeşerecektir. Sizler var olanı öldürüyorsunuz. Suç işliyorsunuz.”

Cüsseli Maymun’un sinirden her yeri titriyordu:

“Bunların alayı bozguncu… Hücuuummm.”

Yaşlı, kadın, erkek, genç, bebek maymun demeden yerlerde tekmelediler, sopaların altında bedenleri darp edildi. Ellerinden zincire vuruldular. O anı kral karşıtları kameraya alıyorlardı.

Anında televizyon haberlerinde, internet ortamında Orman Köy’deki olayların görüntüleri yayıldı. Maymunlar Dünyasında duymayan kalmadı. Dünyadaki çevreciler, duyarlı olan Maymunlar ayağa kalktı. Kral Maymun televizyon kanallarında sarayından seslendi:

“Bizi kıskanan Dış güçler Orman Köyündeki çiftçi vatandaşlarımızı ayaklandırmışlar… Bana bağlı, sadık askeri gücüm gereken dersi vermişlerdir. Böylelikle oyun bozulmuştur.”

Muhalif basın Kral Maymun’a veryansın ediyordu. Bir yandan muhalif basındaki yazarları ve sokak gösterilerine katılan maymunları tutukluyorlardı. Gazeteleri kapanıyordu. Kurşunlanan gazeteciler, öldürülenlerde Maymunlar Dünyasında duyuluyordu.

Hüseyin Habip Taşkın

13.04.2022

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Start frei für den weltweit ersten mobilen Quantencomputer

Nükleer Anlaşma Yapılmadığı Sürece Bilgilerimize Erişimleri Olmayacak