Türk-Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, Erdoğan-Biden görüşmesinde Türkiye ile ABD arasında yaşanan sorunlara bir çözüm getirilmediğini söyledi. Şen ayrıca, Rojava’ya yönelik bir operasyon yapılacağına ihtimal vermediğini belirtti.
Rûdaw TV İstanbul stüdyosunda Rawin Sterk’e konuk olan ulaslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Faruk Şen, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden arasındaki görüşmeyi, Türkiye-ABD, Türkiye-Rusya ilişkileri ve gündemdeki konular hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan ile Biden görüşmesinin Glaskow’da yapılmasının beklendiğini ancak aniden ABD’nin fikir değiştirmesi üzerine Roma’daki G20 Liderler Zirvesi’nde gerçekleştiğini belirten Şen, “Biden Türkiye’yi teskin etmek istedi. Zira hakikaten ABD’nin yaptıkları biraz çizmeyi aştı. Bir; Dedeağaç’ta, Yunanistan ve Batı Trakya’daki silahlanma. İki; adaların büyük ölçüde silahlanması. Üç; Güney Kıbras’a ABD’nin getirdiği ambargoyu kaldırması. Dört; artık Biden Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin kurulmasına yeşil ışığı tam olarak yaktı. Zira bu konudaki askeri yardımlar bunu gösteriyor” dedi.
“Türkiye’nin S-400 alması tarihi hata”
“Bu bahsettiğiniz Suriye mi Irak mı?” sorusuna Şen, “İki tarafa da ağırlık veriyor şu anda. Hedef Türkiye’yi her yönden sıkıştırmak. Zaten S-400’lerde sıkıştırıyor ve Türkiye’ye yapılan en büyük haksızlık da F-35 meselesidir. Türkiye 1.4 milyar dolar ödedi, şimdi nal topluyoruz. Parayı da vermiyor, F-16’yı da vermiyor. Tabi burada tarihi bir hata da, Türkiye’nin bir NATO üyesi olarak S-400’leri almaması lazımdı” yanıtını verdi.
S-400 kararının çok erken alınan bir karar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Faruk Şen, “2.5 milyar doları Rusya’ya hibe ettik, 1.4 milyar doları Amerika’ya verdik. Benim ulusal gelirim 9 bin dolardan 7 bin dolara düştü. Bütün bunların müsebbibi maalesef şu andaki iktidar ve Cumhurbaşkanıdır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Rusya ve ABD ile olan bu durumda sorumlulukları olduğunu anlatan Şen, şöyle devam etti:
“Türkiye artık şunu görmesi lazım; artık Suriye parçalanmış durumda. Bir; Suriye’deki oluşumlara (Kürtler de dahil) Türkiye yeşil ışık yakmasa bile artık üzerine gitmemesi lazım. İki; Türkiye’nin en önemli adımı Suriyelilerin geri dönüşünü hızlandırması olacaktır ki Esad açık bir şekilde geri dönenlerin hiç bir sorunla karşılaşmayacağını söyledi. Türkiye hala 3 milyon Suriyeli geçici sığınmacıdan bahsediyor. Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın enstütüsü (21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü) 5.3 milyon geçici sığınmacıdan bahsediyor ve harcanan para 80 milyar dolar, bu az bir para değil. Avrupa Birliği’nden gelen para en fazla 6 milyar dolar. Halbuki AB Türkiye ile yaptığı anlaşmada 2016-2017 için 3’er milyardan 6 milyar euro, sonra 2018-2019 ve 2020’de 9 milyar euro daha ödeycekti.”
“Biz bu parayı Ruslara neden kaptırdık?”
Şen, Türkiye’nin ABD ile eşit şartlarda görüşmediğini, ancak Almanya Başbakanı Merkel’in yönetimi döneminde ABD ve Rusya ile eşit göz mesafesinde konuştuğunu belirterek, “Maalesef, bizim liderimiz her iki lider ile de göz hizasında konuşmuyor. Ve bizim ABD’ye karşı daha adım atmamız lazım. Tabi boynumuz bükük. Biz bu parayı Ruslara neden kaptırdık? Kullanamayacağımız bir Mercedes araba aldık, garaja koyduk, ABD bize yıkama ve yağlamasını bile yaptırmıyor. İlk olarak bizim bu S-400’e bir çare bulmamız lazım. Bence en makul çare ki Putin’in bunu yapması çok güç, bizim S-400’leri iade edip parayı almamız” yorumunu yaptı.
Prof. Dr. Faruk Şen, “Türkiye’nin S-400’leri iade etmesi mümkün mü?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“Yani Türkiye geri gönderir de Putin geri alır mın diye sormamız lazım. Putin çok karlı bir iş yaptı. Kullanılmayan silahlar için çok büyük bir para aldı. Bir de dünya standartlarının sütünde bir parayla sattığı ortaya çıktı. Şimdi tabi ki Putin’in Erdoğan ile olan dostluğu görmesi lazım. Zira Türkiye bunu Kuzey Kıbrıs’a, Azerbaycan’a yollayamaz. Bunları araba gibi garajda tutup hiç binmeden dışarıdan bakamaz da. Buna bir çözüm getirmesi lazım. ABD bunu çok açık gösteriyor ki S-400’lerin alınmasını kat’iyen kabul etmiyorlar. Bir kere bizim F-35’lerin de dışında kalmamız çok büyük bir kayıp. Nitekim biz bu uçakların bir çok parçasını Türkiye’de ürettik, katkılarımız oldu. Şimdi dışarıda kaldık, F-35 yok, F-16 verin yani ceket yok, pantolon verin bari diyoruz. F-16’ların artık en iyisi bile teknolojik olarak yeterli değil.”
Biden-Erdoğan görüşmesinin ardından Ankara ve Washington’dan yapılan açıklamalar arasdındaki farka ilişkin Şen, “İki taraf da kendi kamuoyuna doğruları söylemiyor. Erdoğan ilk defa böyle bir görüşmeye Dışişleri Bakanı ile girdi. Biliyorsunuz eskiden teke tek de görüşürdü. ABD çok açık bir şekilde PYD/YPG ve PKK’yı desteklediğini ortaya çıkardı. Bunda bir geri adım atmıyor. Türkiye ise ‘biz bunları söyledik’ diyor” dedi.
Erdoğan’ın görüşmede Doğu Akdeniz meselelerinin gündeme gelmediğini ancak Biden’ın bunun aksine Libya’daki seçimler de dahil her konuyu konuştuklarını söylediğini belirten Şen, “İki tarafın da hangi açıdan doğru söylediğini tam bilemiyoruz. Kendi kamuoylarına pas atıyorlar. Fakat şunu söyleyebilirim, bu görüşme Türk-Amerikan ilişkilerine bir çözüm getirmedi” değerlendirmesinde bulundu.
“Biden şu anki Türkiye hükumetine geçici gözüyle bakıyor”
Faruk Şen, “Türkiye, ABD ile olan ilişkilerini düzeltmek için elinden gelen her şeyi yapıyor, taviz üstüne taviz veriyor. Fakat Biden şu anda Türkiye’deki hükumete geçici olarak bakıyor. Onun için Türkiye’yi yıpratmaktan büyük bir zevk alıyor. Türkiye’yi yıpratırken AB’yi arkasına almak istiyor. ‘Türkiye’de insan hakları yok’ diyor. Osman Kavala’dan sonra Selahattin Demirtaş olayları Avrupa’da ayyuka çıkmış durumda. Esasında ABD’nin Türkiye’ye insan hakları dersi vermesi çok güç. Zira esasında ABD insan hakları en az izleyen ülkedir ama ABD’nin bu çıkışları AB’de Türkiye karşıtlığını arttırıyor. Halbuki Türkiye’nin şu anda bir şansı var. İngiltere’nin ayrılmasından sonra Türkiye’nin ne yapıp edip AB ile ilişkilerinde özel statüyü dile getirmesi lazım” yorumunu yaptı.
Avrupa Birliği’nin lideri olan Almanya’nın Türkiye’nin rahatsız edilmesine karşı olduğunu vurgulayan Şen, gerek Suriyeliler konusu ve gerekse de Osman Kavala meselesinde açıklama yapan Avrupalı büyükelçiler konusunda yaşanan krizde Almanya’nın denge unsuru olduğunu söyledi.
“Orada bir Kürt devleti oluşuyor”
Türkiye ile ABD arasında yenir bir kriz beklemediğini dile getiren Faruk Şen, ancak eski krizlerin hiç birinde de çözüm emaresi olmadığını belirtti.
Şen, “ABD geri adım atmazsa Türkiye YPG ve Suriyeli Kürtler konusundaki tavrından vazgeçer mi?” sorusuna, “Yavaş yavaş bunları geçmek zorundayız. Artık bir realite var. Orada bir Kürt devleti oluşuyor. O Kürt devleti ister istemez Türkiye ile iyi geçinmek zorunda. Bizim daha fazla bu konuyu kaşımaması lazım. Türkiye’nin sorunu PKK. Süleyman Soylu da PKK’yı ‘çözdük’ diyor. Ben pek çözüldüğünü görmedim. Fakat Türkiye artık Suriye ve Irak’taki oluşumlara olumlu bakmak zorunda. Başka çaresi yok” yanıtını verdi.
“Suriye’ye bir operasyon yapılacağına inanmıyorum”
TAVAK Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, “Türkiye’nin şu anda Suriye’ye bir operasyon yapacağına inanmıyorum. Zira hem kamuoyu buna hazır değil bir de gerekçe yok. Artık bizim Suriye topraklarında askerleirmizin bulunmasının bir anlamı yok. Benim topraklarımda da Suriyelilerin bu kadar oranda olmasının anlamı yok” dedi.
“Türk-Yunan savaşı her an olabilir”
Bunun yerine Türkiye’nin kendi sınır güvenliğini arttırması gerektiğini vurgulayan Şen, asıl tehlikenin Yunanistan ile Türkiye arasındaki kriz olduğuna dikkat çekti.
Şen, şunları söyledi:
“Ben size daha kötü bir gelişmeden bahsedeceğim. Yunanistan korkunç derecede silahlandı. ABD ile Fransa ile anlaşmalar yaptı, İngiltere ile yaptı. Size bir şey söyleyeyim mi; ben 4 saatlik bir Türk-Yunan savaşının her an olabileceğinden hareket ediyorum. Haa, bu savaşta kazanan olmayacak. 4 saat içerisinde büyük olasılıkla Yunanlar bize saldıracak biz geri vuracağız. Fakat iki tarafın da aldığı zararlar çok büyük olacak. Hiç bir zaman toprak açısından kimse kimsenin topraklarına giremeyecek ancak uçaklarla olaylar çarpıcı hale gelecek.”
“Hangi nedenler ve gelişmelere ilişkin böyle bir öngörüde bulunuyorsunuz?” sorusuna Şen, şöyle yanıt verdi:
“Yunanistan kamuoyuna baktığınız zaman buna hazırlık yapıyor. Miçotakis bunun her türlü adımını atıyor. Kendi kamuoyuna bir gerekçe göstermesi lazım. Zira Yunanistan’ın ekonomisi daha iyileşmiyor, daha da kötüleşiyor. Fakat Yunanlar ‘Türk düşman’ resmini çok büyük bir şekilde ortaya çıkarıyorlar ve Ege adalarını Yunan adaları yapmak istiyorlar. Bunun için de Yunanistan Türkiye’nin şu an ki krizli döneminden yararlanıp böyle bir çılgınlık yapabilir. Tabi ki Türkiye buna çok sert cevap verir ama iki tarafın hasarı büyük olur.”