in ,

Petrolde sonun başlangıcı yakın mı?

Petrol

New York Menkul Kıymetler Borsası'nda 2020 ilk şok, Ocak ayı başlarında petrol fiyatlarındaki düşüşle başlamıştı.

Siyah altın petrol modern dünyayı inşa etti ama şimdi bir şeyler oluyor; yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması konuşuldukça, yenilenemez enerji kaynaklarını anmak neredeyse utanılacak hale geldi.

Bakalım uzmanlar bu tarihi değişimin belirleyici işaretleri hakkında ne diyor?

New York Menkul Kıymetler Borsası’nda 2020 ilk şok, Ocak ayı başlarında petrol fiyatlarındaki düşüşle başlamıştı. Fakat bu pandemi patlak vermeden önceydi. Yani, asıl şok gelmeden önce.

İlkbaharın sonlarına doğru virüs haberlerinin daha endişe verici hale gelmesiyle sarsılma devam etti. 6 Mart’ta petrol fiyatı yeni yıldan devamla 20 dolar düşerek varil başına 40 dolar civarına geriledi.

Kısa bir süre sonra, İtalyan hükümeti ulusal karantina başlattı ve virüsten daha fazla etkilenen her ülke İtalya örneğini takip etti.

Dünya taşımacılığı durgunluk yaşadı ve kısa süre sonra West Texas Intermediate (Amerika Birleşik Devletleri’nde işlem gören standart petrol) varil başına 20 dolarda kaldı.

20 Nisan’daki çalışma gününün sonuna doğru, imkansız görünen şey de oldu. ABD’de petrol negatif fiyatlarla işlem gördü. Petrol almak için değil, ondan kurtulmak için üstüne para verildi.

Yatırım bankası Goldman Sachs’ın emtia analizi Avrupa bölümü başkanı Michele Della Vigna „Pandemi, onlarca yılın en büyük talep şokunu beraberinde getirdi. Ancak petrol endüstrisinde 2015’ten beri devam eden bir süreci gerçekten hızlandırdı. Birkaç yıldır yatırımların ve kesintilerin azaldığını gördük.

Batılı petrol devleri için pandemi yılı acımasızdı. Binlerce çalışan, 2010 yılında Deepwater Horizon’daki felaketten bu yana ilk kez hisse kâr payını azaltan British BP’den ayrılmak zorunda kaldı. Sektördeki genişleme planları ’derin dondurucuya konuldu’.

Manzara, mevcut bir eğilimin güçlenmesiydi. Petrol devleri pandemiden önceki pozisyonlara geri çekiliyordu. Birçoğunun önemli ölçüde azaltılmış petrol üretimine dayalı yeni iş stratejileri var“ diyor.

Araştırmacılardan gelen çağrı

BM raporuna göre dünya; fosil yakıtlar söz konusu olduğunda bir dönüm noktası yaşanıyor. Küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlama hedefine ulaşmak için, önümüzdeki on yıl içinde fosil yakıt üretiminin yılda ortalama yüzde 6 oranında azaltılması lazım. Her yıl petrol üretiminin yüzde 4, kömürün yüzde 11 ve gaz üretiminin ise yüzde 3 azaltılması gerekecek.

Kalkınma yanlış yöne gidiyor, mevcut planlarla dünya, küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılması durumunda, 2030 yılına kadar yakılabilecek olanın iki katından fazla, yani yüzde 120’den fazla fosil yakıt üretmek üzere.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), geçtiğimiz günlerde Paris Anlaşması’nın küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırma hedefinin ulaşılabilir olması halinde fosil yakıtların üretimi için yeni alanlar açmanın mümkün olmadığını belirtti.

Süper döngü

Petrol piyasası 150 yıldır bir yukarı bir aşağı hareket ediyor, dünya ekonomisindeki yeni ivme sayesinde petrol fiyatları pandemi sırasındaki dip seviyelerinden varil başına 70 doların üzerine çıktı.

Uzmanlar bazen petrol fiyatlarında süper döngülerden bahsediyor. Uzun dönemli yüksek baskılar, fiyat artışları ve yeni yatırımlar yaratan dünya ekonomisindeki derin değişimlerdir ve sonraları bunu bir yavaşlama izlemektedir.

Michele Della Vigna, en son süper döngünün, Çin’in artan talebiyle birlikte 90’lardaki düşük yatırımdan kaynaklandığını açıklıyor.

Bu, petrol fiyatının 2000 yılı civarında yükselmeye başlamasına neden oldu. Ardından 15 yıl süren patlama, kapsamlı yeniden faydalanma yolunu açtı.

Kaya petrolü ve hidrolik kırılmasındaki devrim de bu patlamanın bir sonucuydu. Amerika Birleşik Devletleri dünyanın en büyük üreticisi konumunu yeniden kazandı. „Ama bir sonraki döngü öncekinden tamamen farklı olacak. Artan talep tarafından yönlendirilmeyecek. Yeni petrol çıkarma yatırımlarında herhangi bir artış da izlemeyecek. Şirketler dikkatli olacak“ diyor.

Daha kötünün kötüsünü gördük mü görmedik mi belli değil. Halihazırda bütün ülkeler korona virüs salgını ile meşgul ve imkanı olan her ülke piyasalara, üreticilere ve hane halkına su gibi para akıtıyor, o yüzden ekonomilerdeki gerçek tablo henüz ortaya çıkmadı. Kim battı kim kaldı belli değil. Darphaneler belki de tarihlerinde hiç bu tempoda çalışmamıştır.

Ülkeler sınır koyuyor

2017’de Fransa, petrol, kömür ve gazın yeni yatırımlarına son veren ve 2040 yılına kadar üretimi tamamen durduran dünyadaki ilk ülke oldu. Başkan Macron, karardan „çok gurur duyduğunu“ açıkladı.

O zamandan beri Danimarka, İrlanda, İspanya, Yeni Zelanda ve Kosta Rika benzer kararlar aldı. AB’nin en büyük petrol üreticisi olan Danimarka, 2050 yılına kadar Kuzey Denizi’nden petrol ve gaz için bir bitiş tarihi belirledi.

İsveç kısa süre önce Çevre Yasasını değiştirerek yeni kömür, petrol ve doğal gaz kullanımını yasaklamak için bir teklif sundu.

Araştırmacılar, bu grubun liderlik etmeye cesaret etmesinin hem piyasaya hem de diğer ülkelere önemli bir sinyal olduğunu söylüyor.

– Ülkelerin net sıfır emisyon hedefleri belirlediğinde bunun yayılma etkisi olduğunu ve diğerlerinin takip ettiği bir norm haline geldiğini gördük:

Ne kadar çok ülke bunu yaparsa o kadar verimli olur. Ancak Norveç’in benzer bir şey yaptığını henüz görmedik ve şu anda Birleşik Krallık’ta bir bitiş tarihi olup olmayacağı konusunda büyük bir tartışma var, diyorlar.

Şimdiye kadar, büyük petrol üreticisi ülkelerin hiçbiri bu bağlamda durdurma tarihi vermedi.

– Norveç ve Kanada, emisyonlar konusunda iddialı iklim politikalarına sahip olan ülkeler ve petrol üretimlerine ne zaman başlayacaklarını görmek ilginç olacak.

ABD dünyanın en büyük petrol üreticisi olduğu için bu bağlamdaki tavrı ekstra ilginç olacak, deniliyor.

Paris Anlaşması’nda fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılmasıyla ilgili hiçbir şey yok, ancak konu giderek daha önemli hale geldi. Ve fosil yakıtları aşamalı olarak bırakmaya odaklanmak için kullanılabilecek yollar var.

– Ulusal taahhütlerinde ülkeler kendi aşamalı olarak sona erme hedeflerini belirleyebilir ve ardından işlerin nasıl gittiğini takip edebilirler. Anlaşma ayrıca, ülkelerin finansal akışlarının iklim hedefleriyle uyumlu olması gerektiğini belirtiyor ve bu, ülkelerin fosil yakıtlar söz konusu olduğunda nasıl yatırım yaptıklarını gözden geçirmesi gerektiği şeklinde görülebilir.

Petrol devleri kimlik değiştiriyor

İngiliz BP, kendisine petrol şirketi demeyi bıraktı. Bugünlerde, yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımları ikiye katlayacak ve petrol üretimini 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltacak bir “entegre enerji şirketi” konumunda.

BP en açık örnek, daha fazla petrol devi aynı şeyi takip ediyor. Michele Della Vigna’ya göre değişimin arkasında üç güç var.

– Bir faktör, yatırımcıların Paris Anlaşması uyarınca karbondioksit emisyonlarını azaltma yönündeki büyük baskısıdır. Bir diğer önemli faktör, şirketleri düşük emisyonlarla büyümeye ve karbondioksit üretimini azaltmaya iten uzun vadeli bir vizyondur. Son bir şey, petrol şirketlerinin aşırı üretim yapmamak ve kendi kârlılıklarını baltalamamakla ilgilendikleri getirilere odaklanmak.

Ayrıca değişim eğiliminin artık tüm Batılı petrol devleri için geçerli olduğuna da dikkat çekiyor.

Genelde hidrojen, karbondioksit depolama ve rüzgar enerjisine yatırım yapıyorlar.

– Bir yıl önce, Amerikan şirketleri hala petrolde agresif büyümeye odaklanmıştı. Ancak son altı ayda bu durum değişti, diyor Michele Della Vigna.

Bu iyiye işaret mi?

Oxford Üniversitesi’nde enerji politikası profesörü olan Dieter Helm şüpheci.

– Eski petrol şirketleri neden yenilenebilir kaynaklarda iyi olsun ki? Başkalarının yeni enerji türlerini inşa etmesine izin vermek daha iyi olabilir. Şirketlerden iyi oldukları şeyden tamamen farklı bir şey yapmalarını istediğinizde genellikle kötü sonuçlanabilir, diyor.

Ayrıca batılı petrol devlerine büyük bir odaklanma olduğuna dikkat çekiyor. BP, Shell, Exxon…

– İnsanlar bunun küresel bir sorun olduğunu bastırma eğilimindedir. Suudi Aramco, Rus Rosneft veya Çinli şirketlerden bahsetmiyoruz. Büyük rezervlere, düşük maliyete ve uzun vadeli bakış açısına sahip olanlar onlardır. Yerin altında gezegeni birkaç kez kızartmaya yetecek kadar petrol var, diye uyarıyor.

Adaletten gelen baskı

Mayıs ayının sonunda Hollanda’nın Lahey kentindeki bir mahkeme, petrol devi Shell’in emisyonlarını 2030 yılına kadar 2019 seviyesine göre yüzde 45 oranında azaltması gerektiğine karar verdi.

Karar çok büyük ilgi gördü ve benzersizdi.

160 ülkede bin yüz iştiraki olan grubun tamamına uygulandı.

Uzmanlar, kararın önemli sonuçları olabileceği ve sektördeki diğer şirketlere karşı benzer süreçler için büyük önem taşıyabileceği düşüncesinde.

Hem şirketlere hem de ülkelere baskı yapmak için iklim krizi ve emisyon konusunu mahkemeye taşımak yaygın hale geliyor

Columbia Hukuk Fakültesi veri tabanlarına göre, dünya çapında yaklaşık bin 700 vakada hükümetler ve şirketler iklim ve çevre konularında sorumlu tutuluyor.

Norveç’in Arktik Denizi’nde petrol sondajı için yeni alanlar açma kararı, genç iklim aktivistleri ve çevre örgütleri tarafından geçtiğimiz günlerde Avrupa Adalet Divanı’na bildirildi. Aktivistler, iklim krizi sırasında petrol sondajı için yeni alanlar açmanın geleceklerini tehdit ettiğine ve insan hakları ihlali olduğuna inanıyorlar.

– Avrupa Adalet Divanı, bu gençlerin sağlıklı bir atmosfere sahip bir geleceğe hakları var, diyerek:  Lahey’deki mahkemeye benzer bir karar verebilceği de uzman görüşü.

Goldman Sachs’tan Michele Della Vigna, petrol endüstrisindeki gerilemenin başladığına inanıyor.

– Önümüzdeki 10–15 yılın petrol şirketleri için çok karlı olacağını düşünüyorum. Ancak üretim hacimlerinde artık petrol için sonun başlangıcını görüyoruz, diyor.

Yatırımcılar sözleşme gereği yapılacak petrol teslimlerini depolama imkanından yoksun olduğu için para kazanmak amacıyla yapmış oldukları sözleşmelerden kurtulmak için üste para verdiler. Bu kimin aklına gelirdi?

BasNews

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

„Freiräume für wichtige Zukunftsfragen“

Volkswagen macht Tempo beim Geschäftsmodell 2.0