in ,

Bencilce yaşamak

Makale

Oturduğun yerde para kazanmak, hatta mümkünse hemen hiç çalışmadan para kazanmak, kazandığı bu parayı kimselerle paylaşmamak, üstüne üstlük sosyal yardımla geçinenlere kafayı takmış olmak artık sıradan bilinen bir davranış.

Almanların çok bencil olduğunu iddia ederiz, kendimizi sabun köpüğü gibi suyun üzerine çıkarmayı severiz. Ya da aynadaki çirkin görüntümüzü güzelmişiz gibi algılamak daha çok işimize gelir. Hep başkaları haksızdır, negatiftir, kötüdür, yanlıştır. Tabii bu abartılı, hep başkalarını suçlayıcı bir bakış açısı. Ama bencilliği yaşam ilkesi yapmış, hakikaten yaşamın ortasına bunu yerleştirmişleri ne yapacağız? Aynayı nedense kendimize tutmak yerine başkalarını gözlemlemek, eleştirmek, yadırgamak işin en kolay ve kaçamak yanı.

Modern insana sataşmadan olmuyor. O rahatı seviyor. Etliye sütlüye karışmamayı daha çok seviyor. Gösterişten ibaret bir radikalizm, hoşa gitmesi için uğraşılan yüzeysel protestolar bile ondan beklenilmeyecek davranış biçimleri. Oblomov bunların yanında üzülür, utanır çoğu zaman. Oturduğun yerde para kazanmak, hatta mümkünse hemen hiç çalışmadan para kazanmak, kazandığı bu parayı kimselerle paylaşmamak, üstüne üstlük sosyal yardımla geçinenlere kafayı takmış olmak artık sıradan bilinen bir davranış.

Bizim gibi geri toplumlar kalender ve baba takılırlar. Hep veren, alttan alan, babacan ve efendi takılırlar. Ezikliğin verdiği öfke ama genelde en yakınından, kendisine en az zarar vereninden çıkar. Öfkesini görmeyen, bilmeyen, tanımayan, haykırıp dışa vuramayan insanlar bencilin karşısında kurbandan öteye gidemezler. Bu kafalarda ne hak arama bilinci vardır, aksine daha çok bana dokunmasınlar mantığı egemendir. Eylül tipleri deniliyor böylelerine, bazıları ise 40 yaşın üstündekiler diye haklı ve yerli biçimde dışlamaya yöneliyor. Zira hayata seyirci gibi bakıp, öyle yaşayanlar ve ölenler grubuna dahiller deniliyor.

Bencilce yaşayanlar her şeyin ortasına kendilerini yerleştirmişlerdir. Megalomanlık, narsizm, kendine olan aşırı hayranlık gözleri, aklı ve kalbi kör etmiştir. Dualarında Allahım sabır, akıl, izan, beni bencillikten ne olur uzak tut, yoktur. Tersine hep bana hep bana vardır. Dünya bir yana, böylesi kişilik diğer yana. Güneşin kıçından çıkıp dünyayı aydınlatmaya başladığını zannedenler genelde kimsesiz ölmeye mahkumdurlar. Ya da vefatından çok değil birkaç yıl kalmadan adı sanı, izi mizi kalmayıp çabucak tarih olanlargillerdendirler.

Bencillikle ilgili insanın ruhunu zehirleyen tehlikelere nice aydın, nice düşünür, büyük insan sanatıyla, yazdıklarıyla, söyledikleriyle dikkat çekmiş, tehlikelere parmak basmışlardır. Ama insanın ruhundan, ruhunun terbiye edilmesinden, nefsini köreltmesi gerektiğinden bahsediyoruz. Bunun lafta kolay ama uygulamada zor bir uğraşı olduğunu bilenler bilirler. İnanmayanlar gazete haberlerine, o biçim dolu cezaevlerine, çevre kirlenmesine, bölgesel savaşlara, toplumsal nice vakalara bakmalıdırlar. Benciller sadece kendilerini zehirleyip, akrep gibi kendilerini soksalar kimselerin itirazı olmayacak ama yaşanılan gerçeklik onların zamanla soluduğumuz havayı, içtiğimiz suyu, yediğimiz ekmeği bile zehirledikleri ortada.

Konuya ilişkin akıl vermek, mantık yürütmek, tavsiyelerde bulunmaya çalışmak anlamsız ve beyhude bir çabadır. Bencil zaten kendi bildiğini yapar, kimseye kulak asmaz, ciddiye almaz, önem vermez. Kendi doğrusunu ve bildiğini okur o. Çirkinliğini, pis kokusunu, deforme olmuş zihinsel güzelliğini ve inandırıcılığını yitirdiğini bilmez, duymaz, anlamaz. Kendi dünyasında o vardır, bir tek kendisi. Dinlemeyi değil konuşmayı bilir o. Konuştuklarının olağandışı, harika şeyler olduğunu zanneder.

Bencilce yaşamak sıradan insanın kaderi değildir. Toplumsal bir yaradır bu. Refah toplumunda daha güçlü, yaygın ve köklüdür. Açın halinden aç anlar. Tok kendisiyle meşguldür. En az insanlık kadar eski ve köklü bir huydur bencillik.

29.09.2021

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Prozess gegen RSF-Repräsentant geht weiter

Energieintensive Industrien