in , ,

Eleştiri Notları -15

Orhan Kemal: Arkadaş Islıkları

Orhan Kemal: Arkadaş Islıkları

Arkadaş Islıkları’nın ilk baskısı 1968’de yapılmış. 2010 yılındaki 8. baskısından okudum üstadı. On dokuzuna yeni basmış, buluğ çağından çıkmış, reşit olmuş bir kahramanımız vardır karşımızda. Kendisinin de „serseri mayınlar“ diye adlandırdığı arkadaş grubunun daimi üyesi biri. Mahallenin üç beş çakalı da denilebilir, gençlerin bilinen geçici heveslerinin, doğanın doğal işleyişinin bilinen kaçınılmaz yazgıların oynaması gereken oyunlardan biridir karşılaşılan. Birbirleriyle ıslık çalarak anlaşır, haber verir, birbirlerini çağırırlar.

Roman adından da anlaşıldığı gibi arkadaş ıslıkları duyulduğunda hayat durur. Her dümenin, işleyişin, tarzın bir raconu vardır. Islıkların ki ise buluşmadır, arkadaş birlikteliklerini, buluşmalarını hatırlamaktır, sokağa, sohbete, çakallığa davettir. Mahallenin ele alınmadık, işlenip konuşulmadık, tartışılmadık kadını, kızı, dahası üyesi kalmaz buluşmalardır. Malum lümpen gençlik sorunları da cabası. O yılların birliktelik anlayışını anlatan, yansıtan kareler.

Kızlara laf atarlar bitirimler, birlikteliklerinden güç alırlar, birbirlerine gaz verirler, gaz alırlar, motive eder, engel olurlar. Henüz adını bilmediğimiz kahramanımız işi gücü olmayan tam anlamıyla serserilik yaptığı bu avare yılların da aynı mahalleden Hasan Efendi’nin kızına musallat olur. Henüz sosyal paylaşım sitelerinin olmadığı, rağbet ve ilgi göremeyeceği yıllarda olduğumuzdan kız da kahramanımızı sever. Hasan Efendi karşısına alıp kahramanımıza kendisini öldürme teşebbüsü yani kızı bana vermiyorlar diye intiharından sonra, onu neyle geçindireceksin diye sorar, genç adam yanıt veremez. Zira hala otel mama ya da baba evinde kalan kahramanımız burnundan kıl aldırmaz.

Anlaşılmaz bir nedenle genç kız kahramanımıza kaçar. İki çocuk, aklı yetmemiş birbirlerine aşık olsalar bile, bir araya gelince ne olur? Kaynanası ile her gün atışan taze gelin artık bir süre sonra bıkar ve evi terk etmeye hayat arkadaşını zorlar. O yılların Türkiye’sinde nikahsız, kağıtsız iki insanın beraber olabileceği olasılığını görmek bile ilginçtir. Galiba mahalleli bugün o ikiliyi şeriatla yönetilen ülkelerdeki gibi linç eder. Kendi gençlik yıllarımdan hatırlıyorum, başkentin göbeğinde kız arkadaşımla bir takside masumane bir şekilde el ele tutuşuyoruz diye adam bizi taksiden atmıştı.

Yeni evli olmayan çift soluğu kahramanımızın eski bir baba dostu olan Gaffar Amca’da alırlar. Daha önce kaldıkları arkadaş evlerinde hep kavgalar, tartışmalar yaşanır. Anneler öyle bir “sürtükle” geçinemezler. Burada da aynı tartışmalar olacaktır, bir daha ki konaklama tesisatı “Kart Horoz”un evi olacaktır. Yani baba dostu ki bu arada babasının vefat ettiğini anlarız, gençlere sahip çıkacaktır. Gaffar Bey kahramanımızı kısa sürede çalışması, bir işle uğraşması için Deli Atıf’a getirir. Atıf futboldan başka bir şey bilmeyen kahramanımıza üç beş soru sorar, kırk sekiz küsur maaşa onu razı eder. Atıf kahramanımıza olayın iç yüzünü öğrendikten sonra Gaffar’ın nasıl biri olduğunu, “Kart Horoz”luğunun, nereden geldiğini anlatır. Bizimkilerin Gaffar’ın hanımı “Hanım Teyze”yi elli bin liraya randevuevinden çıkardığını, eşini alıp bir an önce oradan ayrılmasını tavsiye eder.

Bizim kahraman masa başında hamallık yapmaya başlar. Ama Atıf içine büyük bir kurt düşürmüştür. Zaten fazla da sürmez Gaffar yeni geline sulanır, orayı terk ederler. Yeni mekan iş arkadaşı Osman’ın yanındaki yarım odadır. Kılıbık Osman, Şahinde Hanım’ın kölesidir. Kadından dayak yer, çocukları babalarıyla alay edecek kadar zayıf karakterli biridir Osman. Oldukça inandırıcıdır. Okurken acırız Osman’ın haline. Bizimkiler Şahinde’nin zulmüne yakından tanıklık ederler.

Günlerden bir gün Atıf Bey’in bürosuna Ortahaf isimli bir futbolcu gelir. Hoş beşten sonra Kantarcı Osman Efendi’nin gerçeğini öğrenince adamın içirilip karısının üzerine salınmasıyla ilgili şakalar yapılır, Şahinde Hanım öyle kılıbık bir erkeği değil kendisini döven, kodumu oturtan cinsinden bir maçoya ihtiyacı olduğunu ortalıkta söylemiştir.

Ömründe ağzına içki koymamış Osman’a içirirler. Büroda demlenirler, Osman’a ABD malı, içki kokusunu alan bir kutu verir Ortahaf. Hap değil kutu. Kutuda ne olduğunu okur bilmez ama Osman inanır ve başlar içmeye. Ortahaf yurdum futbolcusudur, yapmadığı puştluk kalmadığını ispat etmek istercesine Osman’ın içindeki hayvanın uyanmasında başarılı olur. Osman’ı şişirir, ona bolca gaz verir. Osman, Ortahaf ve kahramanımız rakıyı bitirirler. Ortahaf’ı çalıştıkları iş yerinde bırakan Osman ile kahramanımız içkinin üstüne bir de kahveye takılırlar. Osman artık adam olduğunu hatırlar, garsonu azarlar, masaya yumruğunu vurur, çatacak adam arar, oturanlardan ona buna sataşır. Ortahaf’ın telkinleri tutmuştur. Osman tam bir hayvandır artık. Kahveden çıkarlar, sokaktan geçen kadınlara asılır, kızlara laf atar. Meyhaneye gider, kahramanımız eve gidiyor diye de onu karıdan korkmakla, kılıbıklıkla suçlar.

Orhan Kemal‚in “Arkadaş Islıkları” kahramanların derinleştirilmesi, güçlendirilip inandırıcı olmaları açısından güçlü örneklerle dopdoludur. Gaffar Bey, Atıf Bey, Ortahaf, Eşek Osman başarılı tiplemelerdir. Yeni çiftlerin macerası heyecan vericidir. Onlarla üzülür, yine onlarla güleriz. İkilinin özgülünde çevrede olup bitenleri onlarla birlikte yaşarız. Aşk karın doyurmaya yetiyor mu gerçekten, iki aşık ara verilen arkadaş ıslıkları yeniden baş gösterdiğinde ne gibi tepki vereceklerdir, mutlu çift yeni veya kendi evlerine ne zaman kavuşacaklar bunları yarın ele alacağım.

“Arkadaş Islıkları” basit ve kolay yazılmış gibi görülen ciddi, ağır ve önemli bir roman. Orhan Kemal hayatın doğal kesitinde güçlü izleri yansıtıyor yine, kendine özgü ustalığı görülmeyecek gibi değil.

09.02.2012

06.25

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Ejderha şeklindeki fil

Türkiye’de Mayıs ayında cari açık 3 milyar 81 milyon oldu