in , ,

Yeditepe´den Portreler

YORGUN BİR KADIN

“Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor”

“Ben yorgun bi kadınım, hem bedenen yorgunum hem de ruhen. 79 yaşındayım. Bi kanser ameliyatı, bi de beyin ameliyatı geçirdim. Oğlum yurtdışında. Khk’lı olduğu için Türkiye’ye gelemiyor. 4 yıldır görmedim. Bu çok zor. En büyük yorgunluğum bu. Aslında ablam ve kızımla çok yakın oturuyoruz. Tarabya’da ablamla apartmanlarımız yan yana. Kızımla da aramızda 200- 250 metre anca var. Bu büyük bi şans ama ikisi de yapı olarak mesafeli insanlar. Geçenlerde bi olay yaşadım mesela ondan beri ikisine de çok kırgınım. Kızım öğretmen. Biz kızımla normalde her gün konuşuruz; “Bi şey lazım mı” diye arar ama o gün hiç aramadı. Ben de öğlene kadar bekledim aramayınca ben arayayım dedim. “Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor” dedi. Önce önemsemedim ama iki üç kere daha aralıkla aradım gene aynısı olunca merak etmeye başladım. Aynı anda bizim alt kattaki komşu çocuk kapıyı çaldı “ Pervin teyze Suna’nın apartmanın önünden geçtim arabasının bütün kapıları açık kalmış” dedi. O zaman İşte kalbim çarpmaya başladı. Aklıma türlü türlü şey geliyor ama hiçbiri iyi şeyler değil. Ablamı aradım hemen; “abla Suna’ya ulaşamıyorum bana Ümide’yi yollar mısın? Suna’nın evine beraber gidip bakalım” diye. Ümide, ablamın yatılı Türkmen yardımcısı. Ümide’yle yürüyerek eve gittik hakikaten arabanın kapıları açık, evin camlar açık. Ama apartmana giremiyoruz. Böyle biraz tutucu insanların oturduğu bi apartman hatta kızımın köpeği var diye alttaki komşuyla epey bi münakaşaları oldu, adam arabayı çizdi, aynayı kırdı falan. Bunlar da yani aklıma geliyor. Apartmana iki kapıyla giriliyor ilk kapının şifreyi açmadan zilin olduğu kapıya ulaşılamıyor. Heyecandan şifreyi hatırlamıyorum. Ümide’yle beraber “Sunaaaa Sunaaaaa” diye cama doğru bağırıyoruz ama ne kızım duyuyor ne de apartmandan bi bakan oluyor. Sokağa yığıldım, Ümide kaldırıp Suna’nın arabaya soktu. Derken 10-15 dakika sonra erkek arkadaşı ulaşmış kızıma, meğer evde yemek yapıyormuş, telefonun şarjı bitmiş farkında değilmiş. Şarja takar takmaz zaten telefonu çalmaya başlamış. Arabanın kapıları için de diyor ki “anne sen benim ne kadar savruk, dağınık bi insan olduğumu bilmiyor musun? bu telaş niye?” Ben tabii uzun süre kendime gelemedim. Hala daha aklıma geldikçe kötü oluyorum. Ablam o zamandan beri 11 gün geçti “geçmiş olsun kardeşim bak boşuna telaş yapmışsın” demedi. Kızım da “kafanda büyütmüşsün” diyor. İkisi de beni anlamıyor. Ben şimdi ikisine de çok içlendim. Çünkü beni anlamıyorlar. Ama en çok ablama gücendim.” İstanbul/2021

Yeditepe´den Portreler

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Über Cum-Ex-Steuerraub

Berliner Europawoche startet am 1. Mai