Yeşil Sol Parti Wan milletvekili adayları Sinan Çiftyürek, Havin Kiye ve Dîlok Milletvekili Adayı Sevda Karaca ve Ankara Milletvekili Adayı Emirali Türkmen, ANF’ye değerlendirmede bulundu.
KİYE: WAN GENÇLİĞİ İŞSİZ
Havin Kiye, „Özellikle Van gençliği adına en büyük problemlerden biri işsizlik. İşsizliğin de elbette bazı sebepleri var, yani öyle kendiliğinden gerçekleşen bir işsizlik yok. Şimdi temeline baktığımız zaman herhangi bir yatırımının yapılmaması. Bunların birinci sebebi Kürt kenti olması. İkinci sebebi uzun bir süredir var olan OHAL“ dedi.
„Van’da iş imkanlarını kimler sağlayabilir? Devlet kurumları dışında belediyeler sağlayabilir ama Van’daki belediyelere de baktığımız zaman zaten hepsi iki dönemdir kayyumla yönetiliyor“ diyen Kiye, „Van halkı o politik baskı gibi bir de fakirlikle yüz yüze kalıyor. Bunun da en büyük problemini yaşayan kesim elbette gençler“ diye ekledi.
AKP-MHP iktidarının yarattığı ekonomik çöküşe değinen Kiye, işsiz olmayanların da güvencesiz, sendikasız, düşük ücretle çalışmak zorunda kaldığını vurguladı.
‚GENÇLER KARAR MEKANİZMASI OLACAK‘
Kentte çok sayıda gencin intihara başvurduğunu da dile getiren Kiye, „Bunlar aslında intihar değil. Bunların hepsi birer cinayet. Bunların sebepleri var. Kimse durduk yere hayatına son vermek istemez. Bunların hepsi de bir soruşturmaya konu olmalı. Yeşil Sol Parti olarak zaten her zaman en büyük amacımızın gençleri hayata yeniden kazandırmak olduğunu söylüyoruz“ dedi.
Demokratik gençlik merkezleri kuracaklarını söyleyen Kiye, „Gençler karar verme mekanizmalarından biri olacak. Gençler değişim ve dönüşümün. öncüleridir. Çünkü yeni fikirleri her zaman bize aşılayan, getiren gençler oluyor. Bizler oluyoruz daha doğrusu. Çünkü açık bir zihnimiz var. Her şeyi çok net görebiliyoruz, eksikliklerimizi de çok daha net görebiliyoruz. Yeşil Sol Parti olarak gençleri karar verme mekanizması öznelerinden biri yaptığımız zaman gençlerin birçok problemine çözüm bulacağımızı düşünüyorum. Bizim yol göstericimiz olacak gençler“ diye konuştu.
Kiye, „Bugün Van özelinde konuştuğumuz zaman gençlerin sadece okey salonlarında bir araya geldiğini görebiliyoruz. Gençlerin bir şeyi tartışıp üzerine yorum yapıp ya da geliştirici bir fikirde bulunabileceği hiçbir ortam yok. Bu hem kültürel alanda böyle hem sanatsal anlamda böyle hem de eğitim açısından böyle. Zaten yani hani bu alanların eksikliği gençlerin fikir alışverişinin de önüne geçiyor. Gençlerin söz hakkını da engellemiş oluyor. Ellerinden almış oluyor. Biz bu kolektif alanları oluşturduğumuz zaman sürekli gençlerle iletişim halinde olacağız“ dedi.
KARACA: ANTEP, KADIN İŞSİZLİĞİNİN EN DERİN OLDUĞU KENTLERDEN
Sevda Karaca, Antep’in kadın işsizliği ve yoksulluğunun en derin olduğu kentlerden olduğunu söyleyerek, „Bu kentte DAİŞ’ci çeteler yüzünden kadınların kent yaşamına katılması, kamusal alana dahil olması, aynı zamanda büyük bir güvenlik riski demek“ dedi.
Kadınların Antep’te sosyal yardımlara ve eve bağımlı kılındığına dikkat çeken Karaca, „Bu aynı zamanda şiddet demek. Bu aynı zamanda yalnızlaşma demek. Bu aynı zamanda kadınların kendilerini kadın olarak ifade etmelerinin olanaklarının daraltılması demek“ diye belirtti.
„Tam da bu yüzden belki bu seçim sürecinde biz Antep’teki çeşitli ittifakların aday listelerine baktığımızda işte o sıralamalarda kadınları göremiyoruz“ diyen Karaca, şöyle devam etti:
„İşte çeşitli Hüda Par gibi karanlık güçlerin filan ittifakları kadınların karşısına çıkmış durumda.
O yüzden kadınların yani hangi partiye oy vermiş olursa olsun, hangi bağımlılık ilişkisine mahkum edilmiş olursa olsun, yüzünü bize döndüğü, en azından bir ne demek istediğimize, ne yaptığımıza dönüp bir baktığı, bizimle ilişki kurmaya çalıştığı bir seçim süreci yaşadık. Bunu çok kıymetli buluyorum. Bu çünkü değiştirme arzusunun hakiki bir göstergesi gibi geliyor bana. Gençler açısından da durum böyle.“
ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARI
Antep’in işçi kenti olduğunu vurgulayan Karaca, „Aynı zamanda sınıflar arası uçurumun da en bariz biçimde somutlandığı kentlerden biri. Yani iki buçuk milyonluk bir kentin dörtte üçünün her gün alın teriyle yaşamını sürdürmek durumunda olduğu bir profil. Aynı zamanda çeşitli politikalarla, özel bir devlet politikasıyla da aslında kendi sınıfsal varlığını, var oluşunu unutması hedefleniyor. Bu politikaların en önemlilerinden bir tanesi savaş politikası tabii. Yani Antep kadim bir kent. Burada çok çeşitli işte etnik kökenden insanlar bir arada yaşıyor. Çok farklı milletler yan yana uzun yıllardır yaşıyor ve özellikle doksanlı yıllardan sonra hem savaş politikalarının bir sonucu olarak ama aynı zamanda savaş politikası demek yoksulluk demek olduğu için ekonomik nedenlerle de Antep çok fazla göç aldı“ şeklinde konuştu.
„Savaş politikaları şehrin bütününe şöyle yayılmış durumda“ diyen Karaca, „Yani mesela sokağa çıkmak, çocukların sokakta rahatça oynamasını sağlamak, aynı zamanda kent yaşamına dahil olabilmek. Bunlar kadınlar için özellikle salınan bu korku yüzünden gerçekten büyük bir cesaret işi haline gelmiş durumda. İkincisi, burası aynı zamanda uyuşturucu ticaretinin de merkezlerinden biri haline getirildi. Resmi rakamlar bile bölgenin en büyük uyuşturucu ağlarından birinin Antep’te yapılandığını gösteriyor“ diye belirtti.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Antep’te umut yarattığını söyleyen Karaca, „Biz bu ülkenin gerçekten en geniş halk kesimlerinin birliğinin bir ittifakı olma konusunda bir iddia ortaya koyduk. Onun gereği Antep’te somutlanabilecek durumda. Müthiş bir potansiyel var“ dedi.
ÇİFTYÜREK: ANNELER ACILI VE KARARLI
Sinan Çiftyürek, „Köylerde, kentlerde, mahallelerde, sokaklarda çocuklar tam anlamıyla seçim çalışmasını, atmosferini bir çocuk bahçesine dönüştürüyorlar. Bir coşku veriyor, bir renk katıyor, bir farklılık katıyor. Seni motive ediyor çocuklar yani. Bir o, ikincisi de anneleri gördük. Acılar abidesi anneleri gördük her yerde. Kurdistan’ın her yerinde anneler acılar abidesi. Onlar acılarla yüklü ama aynı zamanda kararlılar. Bu rejimi göndermekte“ dedi.
Çiftyürek, köylülerin iktidarın tarım politikası nedeniyle sıkıntılı olduğunu da söylerken, gençlerin de bu nedenle göç etmek zorunda kaldığını belirtti.
Çiftyürek, „Van hayvan ihraç ederken, et ihraç ederken et ithal eder duruma geldi. Bu önemli meseledir. Van kendi süt ve süt ürünlerini üretip, hani meşhur kahvaltısı ve otlu peyniriyle meşhur Van, bir anda peynir alıyor. Biz şimdi görüyoruz marketlerde. Bu tablonun değişmesi gerekiyor. Van’ın sokaklarında işsiz gençliğin adeta sel gibi yüzüne çarpıyor“ diye belirtti.
„Van kendi kaynaklarını özgürce kullanılamıyor“ vurgusunda bulunan Çiftyürek, „Cumhur İttifakı’nı bizim sandıkta gömmemiz lazım. Cumhur İttifakı stratejisini içeride ve dışarıda Kürt Kürt halkının kazanımlarının yokluğu üzerine kurmuş“ diye ekledi.
KHK’lilerin sorunlarına da dikkat çeken Çiftyürek, „Bu meselenin de çözümü isteniyorsa yine Cumhur İttifakı’nı bizim göndermemiz lazım. Hem Kürt halkı olarak hem Türkiye halkları olarak“ dedi.
Çiftyürek, şu mesajları da verdi:
„Hem Türkiye demokrasi güçleri hem Kurdistan halkının nefes alması için bu seçim tarihseldir. Yüzyılın seçimidir.“
TÜRKMEN: YEŞİL SOL’A OY VERELİM, SANDIKLARI KORUYALIM
Yeşil Sol Parti Ankara Milletvekili Adayı Emirali Türkmen, sandıkların nasıl korunması gerektiğini şöyle anlattı: “Yalnızca sandıklarda oy atmak değil, sandıkları güvence altına almak istiyoruz. Biz Yeşil Sol Parti olarak bu dönem sandık görevlisi çok az sayıda verebildik. İlk defa Yeşil Sol ile seçimlere girdiğimiz için müşahit görevlendirdik. Partimizin olduğu bütün illerde ve ilçelerde müşahit görevlendirmiş durumdayız. Müşahit arkadaşlarımız yapması gereken ve dikkat etmesi gerekenler konusunda bir dizi eğitimden geçtiler. Müşahit arkadaşlarımız sabah 07:30’da sandıklarının başlarında olacaklar ve ilk iş olarak oy pusulalarının mühürlü olup ve doğru olduğunu kontrol edecekler. Sonra da sandıklar kapanana kadar sandık sürecini izleyecekler. Sandıklar kapandıktan sonra da en önemlisi sandıkların sonucunu belirleyen ıslak imzaları almak. Islak imzalarını aldıktan sonra bağlı olduğu ilçelere dönecekler ve bunu ilçelerine teslim edecekler. Bu konuda bir hazırlık yapmış durumdayız. Sandıkta görevli olan, bütün sivil toplum örgütleri de muhalefet partileri de bizim gibi benzer sorumluluklar almış durumda.“
Türkmen, Kurdistan’da sandıklara yapılabilecek olası müdahalelere ilişkin de şunları söyledi: “Oraya daha bir özen ve dikkatle bir gözle bakıyoruz. Çünkü daha önceki seçimlerde güvenlik görevlileri, jandarma, polis kimi köylerde sandık sonuçlarına müdahale etmişlerdi. Bu dönem bu olmaması için özel olarak oraya bu konuda bilgisi olan aynı zamanda avukat arkadaşlarımızın olduğu ve hukuksal müdahaleler yapmaları için bir görevlendirme yapmış durumdayız. Bu konuda da hazırlığımız tamam.”
Süleyman Soylu’nun seçim sandıklarına müdahale etme girişimini hatırlatan Türkmen; “Gideceklerinin farkındalar ve topluma bir korku yaymak istiyorlar. Böylece toplumun geri çekilmesini sandıklardan ve kendi kontrollerinde olmasını istiyorlar. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) buna izin vermedi, hukuksal olarak uygun bulmayarak gereğini yaptı. Doğal olarak İçişleri Bakanı Soylu denilen şahıs, bugün meydanlarda muhalefeti ve bizleri tehdit etmeye devam ediyor. Ama tıpış tıpış gönderiyoruz” şeklinde konuştu.
Türkmen, tüm halkları 14 Mayıs günü Yeşil Sol Parti’ye oy vermeye çağırdı: “Bu düzen artık çekilebilir durumda değil. Tek adamı gönderme vakti gelmiştir. Özgürlüklerimizin, barışın, kardeşliğin, ortak yaşamın, iş ve aş derdimizi çözme vaktidir. Bunun belirleyicisi de sandıktır. Herkesin sandıkta giderek oylarını atmasını ve tarihsel bir sayfayı kapatarak ona 15’ine güzel bir güneşle uyanıp, sabah birbirimize gür bir sesle günaydın diyeceğimiz atmosferle başlamak istiyoruz.”