Hakların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüleri Nuray Özdoğan ve Serhat Eren, Muş’un Korkut ilçesi Vartinis Beldesi’nde 3 Ekim 1993’te Nasır Öğüt adlı yurttaşın devlet güçleri tarafından evinin yakılmasının ve en büyüğü 12, en küçüğü henüz 3 yaşında olan 7’si çocuk olmak üzere aynı aileden 9 kişi katledilmesinin yıldönümüne dair yazılı açıklama yaptı.
Katliamın üzerinin örtüldüğü ve faillerinin aklanmaya çalışıldığının vurgulandığı açıklamada, “Bu katliamın sorumlularının er ya da geç cezalandırılması için siyasal ve hukuksal mücadelemiz sürecektir” denildi.
ZAMAN AŞIMI TEHLİKESİ
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Muş Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava bir süre sonra, mağdur yakınlarının ekonomik yetersizlik ve fiziksel uzaklık nedeniyle davayı takip edemeyeceği Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’ne ‘güvenlik gerekçesi’ ile nakledildi, daha doğrusu kaçırıldı. Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamada mütalaasını sunan savcı ihmal sebebiyle ölüme sebebiyet vermek suçundan her sanık için 180 yıldan 225 yıla kadar hapis cezası verilmesini talep etmişti. Ancak 1 Mart 2016 tarihli karar duruşmasında aynı savcı mütalaasında değişiklik yaparak Bülent Karaoğlu dışındaki sanıkların beraatini talep etti. Savcının talebi doğrultusunda karar veren Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı Yargıtay’ca bozulmuştur. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerçeklerin açığa çıkarılması, delillerin toplanması ve sanığın cezalandırılması yerine dosyanın adeta zamanaşımına terk edilmesi için çaba sarf etmektedir.
YARGILAMALAR SÜRÜMCEDE BIRAKILIYOR
1990’larda başta Kürdistan olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde işlenen insanlığa karşı suçların faillerine siyasal iktidar, güvenlik bürokrasisi ve özellikle yargı mekanizması koruma şemsiyesi oluşturmuş; failler hakkında etkin, nitelikli ve hızlı bir soruşturma yürütmemiştir. Aksine failler korunup kollanmış, katliamlar aklanma yoluna gidilmiştir. Bu davalardan Lice Davası, Kulp Davası, Jitem Davası, Musa Anter Davası, Vartinis Davası önce yer bakımından yetkili mahkemelerden güvenlik gerekçesiyle kaçırılarak mağdur ve mağdur yakınlarının ekonomik ve coğrafik olarak takip edemeyecekleri başka illere nakledilmiştir. Mahkemeler dosyalardaki somut, bilimsel, maddi delillere rağmen sanıkları ya cezasızlıkla ödüllendirmiş ya da yargılamaları sürüncemede bırakarak davaların zamanaşımı nedeniyle düşmesine sebep olmuştur.
ONARICI ADALET İLKESİ
Vartinis Davası da 3 Ekim 2023 tarihinde zamanaşımına uğrama tehlikesi ile karşı karşıyadır. Yargının davayı sürüncemede bırakması kamuoyu vicdanını yaralamakta, adalete olan inancı zayıflatmakta, cezasızlık zırhına büründüğünü düşünen failleri ise yeni suçları işlemek için cesaretlendirmektedir. Mağdurların yargı eliyle daha fazla mağdur edildiği, faillerin cezasızlıkla ödüllendirildiği yargı pratiğine son verilmeli, geçmişle yüzleşilerek hakikatler açığa çıkarılmalı, onarıcı adalet ilkesi çerçevesinde hareket edilmeli ve yargı cesaretlendirilmelidir. Mevcut siyasal iktidar ne yazık ki failleri koruyup ödüllendirmektedir.
Başta Vartinis Katliamı olmak üzere diğer katliam davalarının faillerinin beraat kararları veya zamanaşımı eliyle cezasızlıkla ödüllendirilmesini asla kabul etmiyoruz. Bu katliamın sorumlularının er ya da geç cezalandırılması için siyasal ve hukuksal mücadelemiz sürecektir.”