Mevsimler geçişler; kişilerde kendilerini iyi hissetmeme, çaresizlik, çökkünlük, umutsuzluk, halsizlik ve sinirlilik gibi mevsimsel duygu durum değişikliklerine yol açabilmektedir. Bu duygu durum değişimleri de kişilerin yeme tutumları üzerinde olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Bu durum kişilerde bir takım fizyolojik sıkıntılara yol açabilmekle birlikte, bedenlerinden duydukları memnuniyetsizliği arttırabilmekte, depresif ve anksiyete belirtilerinde de artışa neden olabilmektedir.
Eve kapanma davranışı depresif belirtileri tetikleyebiliyor
Mevsimsel duygu durum bozukluğu major depresyonun bir alt türüdür. Ancak depresyondan farkı ümitsizlik, üzüntü, çökkünlük, yorgunluk ve halsizlik, karamsarlık, sinirlilik, ilgisizlik ve isteksizlik, iştahta artma ya da azalma, cinsel istekte azalma, konsantrasyonda güçlük, uyku problemleri ve sosyal içe çekilme gibi depresif belirtilerin, son iki yıl içinde ve genellikle sonbahar ya da kış ayları olmak üzere yılın belirli dönemlerinde görülmesidir. Belirtilerin özellikle sonbahar ve kış aylarında daha sık görülmesinde birçok etken rol oynamaktadır. Günlerin kısaldığı ve gün ışığının daha az yoğunlukta olduğu sonbahar ve kış aylarında hava durumundan dolayı kişilerde daha fazla eve kapanma davranışı, daha az sosyal ve fiziksel aktivite ve daha az duygusal paylaşımlar görülebilmektedir. Bu durum kişileri yalnızlaştırarak stresli durumlarla baş edebilmelerini güçleştirebilmekte ve böylece depresif belirtilerin tetiklenmesinde etken olabilmektedir.
Duygularla baş edebilmek için aşırı yemek tüketilmemeli
Bununla birlikte sonbahar ve kış aylarında artan depresif duygulanımla birlikte kişiler olumsuz duygu durumla baş edebilmek için aşırı yeme davranışı gösterebilmektedirler. Bu durum kişilerde kilo alımını arttırarak, bedenlerinden duydukları memnuniyetsizliğin artmasına, yoğun suçluluk hissetmelerine, mutsuzluk ve çökkünlük gibi depresif belirtilerde artışın görülmesine neden olabilmektedir. Bu durumun tam tersi ilkbahar ve yaz aylarında ise iyi havaların etkisiyle, dışarıda daha çok zaman geçirmek, daha fazla sosyal ortamlarda bulunmak ve daha fazla aktif olmak kişilerde olumlu duyguları arttırabilmektedir.
Gün ışığının az olması depresif belirtileri tetikleyebilir
Mevsimsel geçişlerde kişilerin olumsuz duygu durumuna katkı yaptığı düşünülen bir diğer faktör de bu döngünün hormonal denge üzerindeki olumsuz etkisidir. Gün ışığının azalmasıyla birlikte serotonin ve endorfin salınımlarının azalmaya yönelik eğilim gösterdiği ve bu durumunda depresif belirtileri tetikleyebildiği söylenebilir. Bununla birlikte sonbahar ve kış aylarında daha uzun süreli melatonin salınımının organizmada enerji depolanması sürecini başlatarak daha fazla besin alınımına ve daha fazla uykuya sebep olduğu düşünülmektedir.
Bu durumda neler yapılmalı?
Spor ya da açık havada yürüyüş gibi davranışsal aktifliği artırıcı davranışlar, karanlık ve sessiz bir ortamda vücudun yeterince dinlendiği bir uyku düzeni ve de sağlıklı bir yeme tutumuna sahip olmak özellikle mevsimsel geçişlerin ruh sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak için oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Kişiler olumsuz duygularını ifade etmek yerine bastırmayı ya da aşırı yeme davranışı gibi işlevsel olmayan baş etme yöntemlerinden birisini tercih ettiklerinde semptomları artabilmektedir. İşlevsel olmayan baş etme yöntemlerinin aksine sosyal aktivitelerde bulunmak, hobilere hayatta yer açmak, aile ve yakın arkadaşlarla paylaşımlarda bulunmak, kapalı alanlar yerine gün ışığından da faydalanılan açık alanları tercih etmek kişilerin duygu durumları üzerinde olumlu etkiler oluşturabilmektedir. Ayrıca, yoga, meditasyon ve gevşeme egzersizi gibi bireyi rahatlatacak aktivitelerin kişilerin iyi olma halinin artmasında oldukça önemli rol oynadıkları söylenebilir.
Ancak baş etmekte zorlandığınız yoğun bir duygu durum içerisindeyseniz, bu durum işlevselliğinizi olumsuz yönde etkiliyorsa, depresif belirtiler aynı yoğunlukta ya da artarak devam ediyorsa psikoterapi desteği alınması kişinin psikolojik iyi olma hali açısından oldukça önemlidir.