Küba Devlet Başkanı ve Küba Komünist Partisi Birinci Sekreteri Miguel Díaz-Canel Bermúdez, adada küçük Amerikancı gruplar tarafından yaratılan provokasyon girişiminin arka planını Devrim Sarayı’ndan yaptığı özel açıklamayla anlattı. “60 yıldır ortaya konulan Küba Devrimi örneğinin ABD’yi rahatsız ettiğini” söylerken “güncel provokasyonun küçük gruplar tarafından yaratıldığını” belirtti. Diaz, ABD tarafından yapılan propaganda ve üretilen ideolojik altyapı dahil olmak üzere ülkede kitlesel bir toplumsal patlama yaratmak ve bunun sonunca halkın bağımsızlığını, ülkenin egemenliğimi ve haklarını ihlal etmek anlamına gelecek olan askeri müdahalenin yaratılması için yapılan eylemleri kınadı. Ayrıca, düşmanca eylemlerin devam ettiğinin altını çizerken “ve hepimizin bildiği 243 kısıtlama önlemi uygulamaya kondu. Ek olarak, son günlerde Küba’yı terörü destekleyen ülkeler listesine alma kararı hayata geçirildi” dedi. Konuşmasını ise “biz sokaklardayız ve kimseye durumu maniple etme, Küba halkının iyiliği ve refahı için olmayan, ilhakçı bir planı savunma izni vermeyeceğiz” sözleriyle bitirdi.
Küba Devlet Başkanı’nın yaptığı açıklamanın satır başları şöyle:
“PAZAR GÜNÜNÜZÜ BÖYLE BİR ŞEY İÇİN BÖLMEK ZORUNDA KALDIM”
“Maalesef, ailelerimizin dinlendiği ve birlikte zaman geçirdiği pazar gününü karşı devrimcilerin arttırdığı sistematik, büyük, sıcak provokasyonun neden olduğu olaylar hakkında sizi bilgilendirmek ve olaylar hakkında kimi önemli noktaları sizinle paylaşmak için kesmek zorundayım.
HALKIMIZA KARŞI DÜRÜSTÜZ
“Yaşadığımız bu durumun arkasında yatan sebepler nedir? Biz dürüstüz, şeffafız ve netiz ve bu nedenle biz var olan durumun karmaşıklığını her zaman halkımıza açıkladık. Bir buçuk yıldan daha önce , biz 2019’un ikinci yarısına daha henüz girmişken, içine girdiğimiz zor konjonktürü size açıklamak zorundaydık. Ve dönemi tanımlamak için kullandığımız terim ki çok uzun süre de halkın bilincinde bu şekliyle kaldı, çünkü çok uzun zamandır bu zor ‘konjonktürün’ içinde bulunuyoruz: Trump yönetiminin ilişkileri gereceği, finansal yasaklar çıkaracağı, enerji ambargosuna girişeceği ve yaptırımları genişleteceği mesajlarından itibaren … Düşmanca eylemler devam ediyor ve hepimizin bildiği 243 kısıtlama önlemi uygulamaya kondu. Ek olarak, son günlerde Küba’yı terörü destekleyen ülkeler listesine alma kararı hayata geçirildi ”
ABD’nin kendisinin dünyanın hakim gücü ve imparatoru olduğu inancıyla yarattığı terör listesi gayri-meşru, külliyen yalan, tek taraflıdır. Ne yazık ki, birkaç uluslararası kurumda ve ulusal hükümette var olan ilkelerin eksikliğinden dolayı, pek çok kişi bu düşmanca önlemlere ve eylemlere boyun eğiyor ve bunlara uyuyor. Başkalarının bu önlemlerin dayatılmasına boyun eğmediği söylenebilir ancak bunların uluslararası ilişkilerin doğasıyla sınırlı oldukları kabul edilmelidir.
ÜLKENİN DÖVİZ KAYNAKLARI ANİDEN KESİLDİ
Her şeyden önce daha önce belirttiğim gibi ülkenin ana döviz gelirleri aniden kesildi ve genişleyen kısıtlamalar bu durumun etkisini daha da artırdı: Turizmden bahsediyorum. Kübalıların ve ABD vatandaşlarının ülkemize yaptığı gezilerden ayrıca Kübalıların Amerika Birleşik Devletleri’ndeki akrabalarından Kübalı ailelere gönderilmek istenen ama uzun zamandır bloke edilen para transferlerinden bahsediyorum.
Küba’nın tıbbi yardım ekiplerinin dayanışma ihtiyacı olan ülkelerle dayanışmasının yanında bu yardımların ülke için döviz geliri yaratıyor. ABD’nin bu tıbbi yardım ekiplerinin çalışmalarını itibarsızlaştırmaya çalışıyor.
TÜM BUNLAR BİRİKEN SORUNLARI DERİNLEŞTİRİYOR
Tüm bunlar ülkede kıtlık yaratıyor: İhracatımıza ve halka yapılan mal arzına katkıda bulunan üretim sürecimiz ve ekonomimizin ihtiyaç duyduğu hammadde, ilaç, gıda gibi girdilerin eksikliğine neden oluyor. Bu yüzden iki önemli şey kesintiye uğradı: İhracat yapma ve yatırım ve ithalat yapmak için döviz geliri elde etme kapasitemiz, halkımız için gerekli tüm hizmet ve malları üretme kapasitemiz. Petrol arzının, yedek parçaya erişimin sınırlı olduğunu görüyoruz ve tüm bunlar var olan sorunların çözülememesi ile birlikte birikmiş problemleri arttıyor.
ABD KONVANSİYONEL OLMAYAN SAVAŞ TEKNİĞİ KULLANIYOR
“Tüm bunlara ek, konvansiyonel olmayan savaş taktiği olarak; partinin birliğini bozmaya çalışan, hükümetin halkın sorunlarını çözmekte başarılı olmayacağını propaganda eden öte yandan Amerika’nın sözde Küba halkının iyiliğini düşündüğü imajı çizen acımasız bir medya var. Bunlar, Amerika Birleşik Devletleri’nin Küba’ya yönelik davranışlarının tarihi boyunca çok iyi bildiğimiz, ABD’nin olağan ikiyüzlü davranışları ve çifte standart içeren konuşmalarıdır. Ülkemize nasıl müdahale ettiklerini, adamızı nasıl ele geçirdiklerini, ülkemiz üzerindeki hakimiyetini nasıl sürdürdüklerini biliyoruz. Adanın sözde cumhuriyet döneminde ABD’nin nasıl çıkarlarını gözettiğini ve Küba Devrimi’nin zaferi ile ne kadar sarsıldıklarını çok iyi biliyoruz. 60 yıl boyunca Küba Devrimi onları rahatsız etti ve sürekli olarak yaptırımları sıkılaştırdılar… Pandemi koşullarında haksız, canice, acımasız bir abluka uyguladılar ve ablukayı pekiştirdiler. Artık her zamankinden daha kötü hale geldi. Daha önce başka hiçbir ülkeye ya da baş düşmanları olarak gördüklerine karşı hiç almadıkları türde abluka ve yaptırımlar uygulandı.”
TÜM KOMÜNİSTLERİN GÖREVİ DEVRİMİ SAVUNMAK
“Parti kongresinde konuşmamı bitirirken söylediğim gibi, biz devrimciler devrimi her şeye karşı savunacağız ve komünistler olarak en ön safta olacağız. Ve bununla birlikte biz sokaklardayız ve kimseye durumu maniple etme, Küba halkının iyiliği ve refahı için olmayan, ilhakçı bir planı savunma izni vermeyeceğiz. Tüm komünistlere bu görevi icra etmek için çağrı yapıyorum”
Gazete Manifesto