Güney Amerika ülkesi Peru’da 6 Haziran’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini sağcı rakibi Keiko Fujimori’ye karşı yüzde 50,19 oyla kazanan solcu aday Pedro Castillo, sağcıların seçim yolsuzluğu suçlamaları ve orduya yaptığı darbe çağrılarına rağmen 28 Temmuz’da göreve başlamaya hazırlanıyor. New York merkezli sosyalist dergi Jacobin, Peru Libre (Özgür Peru) partisi lideri Castillo’yla seçim zaferini ve ülke geleceğine dair beklentilerini konuştu. İlkokul öğretmenliğinden sendika liderliğine ve devlet iktidarının zirvesine uzanan yolculuğunu anlatan Castillo, “İnsanlık adına herkes için onurlu yaşama ulaşana
kadar kavgamız sürecek” dedi.
EĞİTİM EMEKÇİLİĞİ
51 yaşındaki Castillo, öğretmenliğe uzanan yaşam öyküsünde birçok farklı işte çalışmak zorunda kaldığını ve işçilere dayatılan ağır çalışma şartlarına bu dönemde tanıklık ettiğini şöyle anlattı: “Cajamarca’nın kuzey bölgesindeki Puña adlı küçük bir kasabada doğdum. Babamın beni ilk kaydettiği kırsal ilkokulda daha sonra öğretmen oldum. 24 senemi aynı okulda çalışarak geçirdim. Ülkemizin karşı karşıya olduğu birçok sorunla mücadele eden bir öğretmen, öğretmenler birliğinde lider, çiftçi ve rondero (gönüllü mahalle devriyesi üyesi) olmak benim için büyük bir onurdu. Küçüklüğümden beri hep eğitim almak için savaştım. Ailem okuma yazma bilmiyor. Elimden geleni yaparak eğitimime devam ettim. Kahve tarlalarında çalıştım. Başkent Lima’ya gazete satmak için geldim. Dondurma sattım. Otellerde tuvaletleri temizledim. Kırsal kesimdeki ve şehirdeki işçiler için acı gerçeği gördüm. Şimdi pandemi ile birlikte işini kaybeden ve iş talep eden binlerce insan bulunuyor.”
ANAYASA DEĞİŞMELİ
Castillo, göreve başladığında ilk iş olarak, eski devlet başkanı Alberto Fujimori döneminden beri varlığını sürdüren Anayasa’nın değişikliği için referandum düzenlemek istediğini söyledi. “Anayasamız 1993 yılında Alberto Fujimori diktatörlüğü döneminde yazıldı. İnsanların değil işletmelerin yararına tasarlanan bu Anayasa, sağlığı ve eğitimi bir hak olarak değil hizmet olarak görüyor. Bir referandum yapalım ve Perululara Anayasayı yeniden yazmak isteyip istemediklerini soralım” diyen Castillo, sağcılar tarafından hedef gösterildiğini ise şu şekilde anlattı: “Seçkinler ve yozlaşmış güçler, yozlaşmış rakibime oy vermeleri için insanlara evlerini, topraklarını, birikimlerini elimizden alacağımızı söylediler. Bize terörist dediler. Ancak dolar karşısında para birimi değer kaybetmeye ve ekmeğin fiyatı yükselmeye devam ediyordu. Peru’da kurumsallaşan muazzam yolsuzluk sorunuyla mücadelede halkı bize katılmaya teşvik ediyoruz. Uyuşturucu kartelleri ve organize suçlar tarafından kontrol edilen bir devleti destekleyemeyiz.”
YAĞMALAMAYA SON
Ülke zenginliklerinin uluslararası şirketlere peşkeş çekildiğini belirten Castillo, “Peru çok zengin bir ülke ancak bakır, altın, gümüş gibi servetin çoğu dışarıya gidiyor. Limanlarda ülkenin kaynaklarını alıp götüren bitmek bilmeyen bir kamyon akışı görüyorsunuz ve sadece 200 metre ötede yalınayak bir çocuk görüyorsunuz. Büyük şirketlerle olan sözleşmeleri yeniden müzakere etmeliyiz ki daha fazla kâr Peru’da kalsın ve insanlara fayda sağlasın. Yerel işletmeleri teşvik edebilmek için diğer ülkelerle imzaladığımız serbest ticaret anlaşmalarını yeniden gözden geçirmeliyiz” diye vurguladı. Castillo, “Kongre, ihtiyacımız olan değişiklikleri yapmamızı engellemeye çalışırsa, insanları sokaklara çağırmaya devam edeceğiz. Ben bu taban mücadelelerinden geliyorum. Hala sırtımda ve bacaklarımda mermi izlerini taşıyorum. Bu ülkenin insanları ve geleceği için buradayım” diye konuştu.
***
Sağcılar güç kaybediyor: Lula Brezilyalıların yeniden umudu
Bir diğer Güney Amerika ülkesi Brezilya’da da sol umut güçleniyor. Ülkedeki prestijli seçim anketleri, Brezilya’nın solcu eski cumhurbaşkanı Lula da Silva’nın mevcut Devlet Başkanı sağcı Jair Bolsonaro’ya karşı ezici bir farkla önde olduğunu gösteriyor. TeleSUR’un haberine göre, Araştırma ve Danışmanlık Enstitüsü (Ipec), olası bir seçimde Bolsonaro’nun yüzde 23, Lula da Silva’nın ise yüzde 49 oy oranına ulaştığını açıkladı. Ankete göre, Bolsonaro’nun yönetim modelini onaylamayanların oranı ise yüzde 58’den yüzde 66’ya yükseldi.
BirGün