Dünyaca ünlü ressam Picasso’nun “Resim yapmak günlük tutmanın bir diğer yoludur” sözü resimlerin çocukların iç dünyasını yansıtmadaki rolüne vurgu yapan önemli alıntılardan biridir. Özellikle çocuklarda bilinç ile bilinçdışı çok yakın temasta olduğundan çocuklar doğrudan bilinçdışını temsil etme yeteneğine sahiptir. Kendini ifade etmede kullanılan en önemli iletişim araçlarından biri de resim yapmaktır. Çocuklar içinde bulundukları durumu, anı ve hakikati yetişkinlere oranla daha net, güçlü ve cesur ifade ederler. Bu cesaret, onların travma sonrası durumu, algılama ve kabullenme sürecini hızlandırır. Ancak çocuk ve ergenlerle çalışırken kullanılan projektif resim testlerinin travma dönemlerinde daha dikkatle ele alınması gerektiğine vurgu yapan İletişim Danışmanı ve Sanat Terapisi Uygulayıcısı Tüge Sungay “Çocuklara, deprem anını resmet, bir ev çiz, aile resmi çiz gibi yönlendirici yaklaşımlardan kaçınmalıyız. O ne zaman ve ne çizmek isterse onu çizmeli. Örneğin bölgedeki çocukların literatürdeki renkleri, çok farklı anlamlarda kullandıkları görülecektir. O nedenle kalıplanmış uygulamalar, varsayımlar, kurgulardan kaçınmak ve çizilen resmi, onu yapan çocukla değerlendirmek önemlidir. Müdahalesiz ortamda resim yoluyla elde edilen bilgiler, sözlü iletişim yoluyla çocuktan edinilen bilgiler ile bir araya getirilmelidir. Resim yapma süreci ve sonrasında resim üzerine yapılacak sohbet çocuğun kaygılarını azaltan en önemli adımlardan biridir” dedi
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen ve 10 ili kapsayan afet sonrası; en hassas grubun çocuklar olduğunun altını çizen İletişim Danışmanı ve Sanat Terapisi Uygulayıcısı Tüge Sungay,
özellikle travma dönemlerinde çocukların kağıt ve kalemle ilişkisine müdahale edilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.
“Aile çiz” ve “Bir insan çiz” testleri çocuk ve ergenlerde sıkça kullanılan projektif yöntemlerdendir ancak halen deprem bölgesinde yaşayan, çadır ve konteynır gibi geçici konutlarda kalan çocuklar dikkate alınarak sınırlı sayıda da olsa yönerge içeren bu yöntemlerden özellikle bir süreliğine uzak durulması önerilmektedir” diyen Sungay şöyle devam etti:
“En büyük hata yapılan resmin çocuktan bağımsız yorumlanmasıdır”
Sanat terapisinin önemli bir kolu olan resim, sözsüz iletişimin en güçlü aracıdır. Çocuk resimlerindeki renkler ve semboller çocuğun iç dünyasının birer yansımasıdır, kişiye özel ve kendine özgüdür. Çizilen figürler, kullanılan renk ve semboller içinde bulunduğu ana göre değiştiğinden çocuktan belli aralıklarla ve farklı zamanlarda resim çizmesi istenebilir. Sanat terapisi uygulamalarında literatürde yer alan renk ve sembollere takılmadan değerlendirme yapılmalı, çocuğun kullandığı renk ve semboller onun penceresinden ele alınmalıdır. En büyük hata yapılan resmin çocuktan bağımsız değerlendirilmesi, yorumlanması olacaktır. Resim yoluyla elde edilen bilgiler, sözlü iletişim yoluyla çocuktan edinilen bilgiler ile bir araya getirilmelidir. Sanat terapisi sonrası çocuk ve ailesi, uygun görülen durumlarda konusunun uzmanı bir psikiyatrist ya da psikoloğa yönlendirilmelidir.
Çocuk neyi, hangi renkle, hangi sıra ve nasıl bir tutumla yapıyor gözlemlemeliyiz
Çocuğun duygularını tanıması ve ifade etmesi, onu resmetmesiyle başlar. Korkusunu, kaygısını, özlemini, hayal kırıklığını ve öfkesini tanıma, anlamlandırma hatta bu duygularla başa çıkma süreci bu aşamada ortaya çıkar. “Beni hiçbir şey korkutmuyor” gibi değinmek istemediği duygular, “Umrumda değil” gibi kaygısızlık ifadeleri, “Çok korkuyorum, çok özlüyorum” gibi ısrarla üzerine durduğu kavramlar, bu kavramların temsil ettiği sembol ve renkler ve hatta bunları resmederken izlediği sıra ve tutumlar, çocuğun iç dünyasının birer dışa vurumudur ve her biri çok kıymetlidir.
Resim yoluyla sanat terapisi sürecinde dikkat edilmesi gerekenler:
Müdahalesiz bir ortam yaratın.
Yönergelerden uzak durun.
Resim çizerken bir sorunuz olursa resmin bitmesini bekleyin.
Kalem, kağıt ile baş başa ve özgür olduğunu hissettirin.
Onunla birlikte mümkünse siz de resim yapın.
Resmin çocuktan bağımsız değerlendirilmesi, yorumlanmasından sakının.
Yaptığı resmi ondan anlatmasını isteyin.
Kabul ederse can kulağı ile onu dinleyin, not alın.
Resim sonrası akıl vermeyin, yargılamayın, tavsiyede bulunmayın.
Çocuğun yaptığı resimleri onun izni olmadan başkasıyla paylaşmayın.
Tüge Sungay Hakkında:
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olan Tüge Sungay, Nokta Dergisi Özel Haber Birimi’nde gazeteci olarak başladığı kariyerini marka yönetimi alanında sürdürmüş, Türkiye’nin önemli kurumları, çok uluslu şirketleri, sivil toplum örgütlerinin stratejik iletişim planlama süreçlerinde görev almış, liderlik etmiştir. Türkiye’nin önde gelen patronlarının lider iletişimi danışmanlığını da yürüten Sungay, bugün kurumların İK projelerinde, “çocukları” çalışan markası odağına alan ve sanatın terapötik gücünü kullanan farklı yaklaşımlar ortaya koymaktadır.
İletişim alanındaki bilgi ve deneyimini, çocuklara sanat yoluyla aktarmaya karar verdiği noktada; görsel sanatların çoğu zaman sözlü iletişimden daha güçlü olabildiğini görüp, Altınbaş Üniversitesi Sanat Terapisi Eğitim Programını ve ardından Başkent Üniversitesi Çocuk Resimleri Analizi ve Psikolojik Resim Testleri Eğitim Programını tamamlamıştır. Sungay, halen İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi Lisans Programına devam etmektedir.