Türkiye’yi derinden sarsan 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerle yaşamını yitirenlerin sayısı 44 bin 218’e yükseldi. Depremden etkilenen bölgelerde ikincil tehlike ise bulaşıcı hastalık ve salgınlar. Hakan Bilgin, başlatılan sağlık ve hijyen önlemlerinin yetersiz kaldığını belirterek “Uzmanlar, bulaşıcı hastalıkların artmakta olduğunu ve ciddi önlemler alınmazsa salgınlara neden olabileceğini söylüyor” dedi.
Kuduz Ve Uyuz Vakaların Görülmesi Salgın Endişesine Yol Açıyor
Depremden etkilenen toplam kişi sayısının önemli miktarda artması bekleniyor. Hakan Bilgin, yaptığı açıklamada deprem bölgesinde kuduz ve uyuz vakaların görülmesi salgın endişesine yol açtığını söyleyerek “Özellikle tuvalet, banyo, temiz su ihtiyacı ve çadırlarda kalabalık yaşam koşulları uyuz, kızamık, tetanoz ve ishal gibi gibi yüksek bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini arttırıyor. Enkazın neden olduğu asbest ve toz, bölgedeki herkes tarafından solunmakta ve solunum yolu hastalıkları açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bununla birlikte uzmanlar, depremden etkilenen bölgelerde kuduz salgını endişesine dikkat çekiyor. Bu türden bulaşıcı hastalıklar, depremi takip eden ilk 4 günden 4 haftaya kadar sürebilen bir süreçte ortaya çıkabiliyor ve etkili önlemler hemen alınmazsa çok hızlı bir şekilde salgınlara dönüşebiliyor” dedi.
Temiz Suya Erişim Sorununun Bir An Önce Çözülmesi Gerekir
Sağlık Bakanlığı, depremden etkilenen bölgelerde salgın hastalık riskine karşı gezici eczanelerin faaliyete geçtiğini ve tetanoz ve kuduz dahil olmak üzere kritik aşıların gönderildiğini açıkladı. Dünya Sağlık Örgütü ise 14 Şubat’ta yaptığı açıklamada, yerel ekiplere destek için 22 acil sağlık ekibi göndererek Sağlık Bakanlığı’nın yanında yer aldığını ilan etti. Hakan Bilgin, “Dünya Doktorları olarak, alınan önlemleri memnuniyetle karşılıyoruz ve depremlerden etkilenen bölgenin toplam alanı ve salgınların yayılma hızı göz önüne alındığında, kamu otoritelerini ve uluslararası toplumu bu önlemleri – özellikle aşılar ve gerekli ilaç temini konusunda – yoğunlaştırmaya çağırıyoruz” dedi. Sıhhi dezenfeksiyon önlemlerinin azami dikkatle alınması, bölgeye daha fazla tuvalet ve duş temin edilmesi ve temiz suya erişim sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğine dikkat çeken Bilgin, “Bölgedeki tüm çadırlara koruyucu maske ve uyuz gibi hastalıkların tedavisi için ilaç dağıtımı yapılması elzemdir. Dünya Doktorları ayrıca, uluslararası toplumu ve STK’ları bu önlemlerin kapasitesini finansal destek ve medikal/sağlık ürünleri sağlayarak artırmaya çağırıyor” dedi.