Kızlarda 8, erkeklerde ise 9 yaşından önce ergenlik bulgularının başlamasının, erken ergenlik olarak tanımlandığını kaydeden Uzman Klinik Psikolog Dr. Gökçe Vogt, erken ergenliğin beynin erken sinyalinden kaynaklandığını söyledi. Erken ergenlik sürecinde çocuğun çevresinden aldığı geribildirimleri çok önemsediğini kaydeden Dr. Gökçe Vogt, erken ergenlik sürecinin aileler tarafından doğru şekilde yönetilmesinin önemini vurguladı. Dr. Gökçe Vogt’a göre, erken ergenlik kız çocuklarda erkek çocuklara oranla daha yaygın şekilde görülüyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Dr. Gökçe Vogt, erken ergenlik ve bu döneme ilişkin sorunlarla ilgili değerlendirmede bulundu.
Ergenlik bulguları erken başlıyorsa…
Çocukluk dönemi sonrası ve yetişkinlik dönemi öncesi dönemin ergenlik olarak adlandırıldığını kaydeden Dr. Gökçe Vogt, “Ergenlik kızlarda ortalama 10 yaş civarında erkeklerde ise 12 yaş civarında başlamaktadır. Ergenlik, kemiklerin ve kasların hızlı büyümesini, vücut şeklindeki ve boyutundaki değişiklikleri ve vücudun üreme yeteneğinin gelişimini içermektedir. Kızlarda 8, erkeklerde ise 9 yaşından önce ergenlik bulgularının başlaması, erken ergenlik olarak tanımlanmaktadır.” dedi.
“Erken ergenliğe neyin neden olduğunu anlamak için, ergenliğin başlamasına neyin neden olduğunu bilmek yardımcı olacaktır” diyen Dr. Gökçe Vogt, ergenliğin başlangıcının normalde hipotalamus tarafından tetiklendiğini söyledi.
Erken ergenlik, beynin erken sinyalinden kaynaklanıyor
Beynin bu bölgesinin hipofiz bezine, yumurtalıkları veya testisleri seks hormonları üretmesi için uyaran hormonları salması için sinyal verdiğini kaydeden Dr. Gökçe Vogt, “Erken ergenlik, en yaygın olarak özellikle kızlarda, beynin olması gerekenden bu sinyali daha erken göndermesinden kaynaklanmaktadır. Altta yatan başka bir tıbbi sorun veya tetikleyici bulunmamaktadır. Daha az sıklıkla ise erken ergenlik, tümör veya travma gibi daha ciddi bir sorundan kaynaklanmaktadır. Tiroid veya yumurtalık sorunları da erken ergenliği tetikleyebilmektedir. Bu durumlarda, genellikle daha ciddi bir soruna işaret eden başka belirtiler de ortaya çıkmaktadır.” uyarısında bulundu.
Erken ergenlik erkek çocuklarda daha az görülüyor
Erken ergenliğin, erkek çocuklarda daha az görüldüğünü ve başka bir tıbbi sorunla ilişkili olma olasılığının daha yüksek olduğunu ifade eden Dr. Gökçe Vogt, “Erkeklerin yaklaşık yüzde 5’i için durum kalıtsaldır. Ek olarak yanlış beslenme ve kullanılan bazı kimyasal maddelerin hormonal sistemi etkilemesi de ergenliğe girme yaşını etkileyen faktörlerdendir. Günümüzde erken ergenliğe yol açan önemli faktörlerden bir tanesi obezitedir.” diye konuştu.
Erken ergenliğin olumsuz etkileri gözlemleniyor
Ergenlik öncesi dönemde çocukların en büyük önceliğinin akranlarına uyum sağlamak olduğunu kaydeden Dr. Gökçe Vogt, erken ergenliğin olumsuz etkilerine ilişkin çalışmaların bulunduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bu açıdan bakıldığında akranlarından fiziksel olarak farklılaşmak onların zihinsel sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Ergenliğe yaşıtlarından daha erken başlayan gençler üzerinde yapılan bir araştırmada, erken ergenliğe giren kızların depresyon, madde kullanımı ve erken cinsel davranış gibi birçok psiko-sosyal sorun açısından yüksek risk altında olduğunu ortaya koymuştur. Bir diğer araştırmada ise erken ergenliğe giren kız ve erkeklerin bu değişim süreci boyunca kaygı düzeylerinin yükseldiğini, olumsuz benlik imajına sahip olmaya başladıklarını ve kişilerarası ilişkilerde stres yaşadıklarını ortaya koyulmuştur. Ek olarak özellikle kızlarda ergen ergenlik yeme bozuklukları ve yıkıcı davranış bozuklukları ile ilişkili bulunmuştur.”
Bu dönemde alınan geribildirimler etkiliyor
Çocukların erken geliştiğinde, hareket etme ve düşünme biçimlerinin her zaman görüntüleri ile uyuşmadığını kaydeden Dr. Gökçe Vogt, “Bu sebeple diğer çocuklar ve yetişkinler, neler yapabilecekleri özellikle olgunlukları konusunda hatalı varsayımlarda bulunabilmektedirler. Özellikle bu durum kızlar için daha zorlayıcı ve endişe verici olabilmektedir. Bu değişim sürecinde çocuklar kendileri hakkında birçok kaynaktan geribildirim almaktadırlar ve tüm bu bilgilerle kendileri hakkında çıkarımlarda bulunmaktadırlar. Dış dünyadan gelen tüm bu geribildirimleri ebeveynlerin kontrol etmeye çalışmaları neredeyse imkânsızdır.” dedi.
Sevgi dolu aile ortamı ve ebeveyn desteği şart!
Bu dönemde en büyük görevin ailelere düştüğünü ifade eden Dr. Gökçe Vogt, “Bu sebeple ebeveynlerin en temel yapması gereken şey, çocukları için sevgi dolu bir aile ortamı oluşturmalarıdır. Çocuklarının yanında olduklarına, ona destek olacaklarına dair mesajlar vermeleri gerekmektedir. Destekleyici ebeveyne sahip olan çocuklar bu değişim sürecinde çok daha az zorlanacaklardır.” dedi.
Çocuğa yaşadığı değişimin normal olduğu anlatılmalı
Ebeveynlerin birincil olarak yapması gerekenin, çocuklarına neler olduğuna dair basit ve doğru bir açıklama yapmaları olduğunu belirten Dr. Gökçe Vogt, “Çocuklarının yaşadıkları bu değişimlerin normal olduğu, ancak olması gerekenden daha erken olduğu ve bu sebeple doktordan destek almaları gerektiği konusunda bilgi vermelidirler. Ebeveynlere ‘Herkes ergenlik döneminden geçer seninki erken başladı’ şeklinde cümleler yardımcı olabilir.” tavsiyesinde bulundu.,
Çocuğun sosyal çevresi iyi gözlemlenmeli
Ebeveynler için düşük notlar, okuldaki sorunlar, gündelik aktivitelere ilgi kaybı ve mutsuzluğun uyarıcı işaretler olabileceğini kaydeden Dr. Gökçe Vogt, sözlerini şöyle tamamladı:
“Erken ergenliğe giren çocukların ebeveynlerinin özellikle dikkat etmesi gereken bir diğer durum ise çocuklarının arkadaşlarıdır. Yapılan araştırmalar erken ergenliğe giren çocukların sosyal çevrelerinin onları madde kullanımı gibi olumsuz davranışlara yönlendirmede en büyük etken olduğunu ortaya koymaktadır. Son olarak çocuklarının sağlıklı vücut imajına ve güçlük benlik saygısına sahip olması için, ebeveynler çocuklarının görünüşleri hakkında yorumlar yapmamalıdırlar.”