Dini bütün Anadolu, dinin taşeronu cemaatler, ülke idaresini ele geçirmiş siyasal İslam ve geldiğimiz nokta.
Çocuk istismarı hiçbir zaman sona ermediği gibi, çocuklara dokunmaktan geri durmayan cemaat ehlinin hep haklı olduğu sağ iktidarların dönemi de sona ermiyor. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik yıkım, geleceksiz toplum vs. her şey bunun gerisinde kalıyor. Topluma verdikleri zarar alım gücünün yerlerde olmasından çok daha derinde.
Sistematik bir çocuk istismarı rejimi kurulmuş durumda. Türkiye’de son 20 yılda çocuklara uygulanan cinsel şiddet ve tecavüz Cumhuriyet tarihinin tamamından yüksek.
İslamcı cemaatlerin mali ve siyasi gücü ellerine aldıktan sonra hareket alanlarındaki genişleme çocuk evliliğine olan özlemlerini gidermelerinin de yolunu açtı.
Yasa olsa ne olur!
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 41. maddesinde “Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” hükmüyle bir çerçeve çizmiştir. Türk Ceza Kanunu 77. maddesinde çocukların cinsel istismarını “İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar” kapsamında değerlendiriyor.
Cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımları incelendiğinde; %30’unun 2-5, %40’ının 6-10, %30’unun 11-17 yaş grubunda olduğu görülüyor. Bir başka deyişle olguların %70’ini küçük yaş grubu oluşturuyor. İstismara maruz kalan çocuklarda kız/erkek oranı 3’tür. Yurt içi yayınlarda ise kız/erkek oranı birbirine yakın bulunmuş. İstismarcıların %96’sı erkek, %80’i de çocuğun tanıdığı birisi.
Hafızaya girsin ve kayda geçsin diye cemaat, vakıf, tarikat ve derneklerin istismar geçmişlerine bakalım:
- Konya’da Faruki tarikatının şeyhi olan Süleyman Işık, aralarında çocukların da olduğu 7 erkeğe cinsel istismarda bulunmuştu. 49 yıldan 70 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Işık, 62 yıl 3 ay hapis cezası almıştı.
- Adıyaman’ın Besni İlçesi’nde Süleymancılara ait olduğu bilinen Hayrünnisa Gölbaşı Çocuk Yurdu’nda kalan iki çocuk taciz edilmişti.
- Güdül Belediyesi’nde çalışan evli 2 çocuk babası M.K.S., Güdül’de 60 öğrencinin kaldığı Süleymancılara ait olduğu belirtilen yurttan, evci iznine çıkan 13 liseliye taciz ve cinsel istismarda bulunmuştu.
- Bursa’da, kendisini tarikat şeyhi olarak tanıtan Uğur Korunmaz, dergahına gelenlere cennet vaat ederek kandırıp cinsel ilişkiye girmişti.
- Adnan Oktar’ın örgütünde ise Oktar’ın “Kedicik” olarak adlandırdığı kadınlar yapılan operasyonun ardından “İtaatsizlikten ceza alan kadına 24 saatte 20 erkek tecavüz ediyordu” ifadesini vermişti.
- Bitlis’te Ensar Vakfı’na ait evlerde çalışan iki gönüllü öğretmen kadınlara şantaj yaparak tecavüz etmişti.
- Sakarya’nın Akyazı ilçesinde Uşşaki tarikatı şeyhi Eyyüp Fatih Şağban, 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmuştu ve Şağban 10 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
- Kahramanmaraş’ta bir tarikata ait ruhsatsız erkek öğrenci yurdunda 19 yaşındaki M.A., 10 yaşındaki 2 erkek çocuğa cinsel istismarda bulunmuştu.
- Ordu Fatsa’da, Süleymancılara ait yurtta Y.K. 2021 yılında 12 yaşındaki öğrenciye yönelik cinsel istismarda bulunmuştu. Y.K.’ye iki ayrı suçtan 48 yıl hapis cezası verilmişti.
- Denizli’nin Çivril ilçesinde bir tarikata ait özel erkek öğrenci yurdunda, 12 yaşındaki erkek çocuk hocası tarafından defalarca cinsel istismara maruz bırakılmıştı. Yaşananlar, çocuğun hazırladığı intihar notunun bulunmasıyla ortaya çıkmıştı.
- Karaman’da 2016 yılında, Ensar Vakfı ve Karaman İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği’nde (KAİMDER) yaşları 8 ile 10 arasında 45 erkek öğrenci cinsel istismara uğramıştı.
- İzmir Dikili’nin İsmetpaşa Mahallesi’ndeki Süleymancılar Cemaati’ne ait özel yurtta Ömer Faruk E., yaşları 9 ile 12 arasında değişen 7 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunmuştu.
Bunları listelemenin ne anlama geldiğiyle ilgili tartışmak mümkün. Cemaatlere ait istismar hafızamızın zayıflamaması, her bir çocuk için vicdanların bir gün bile rahata ermemesi için bunun takibi, yayınlanması bir o kadar önemli.
Bir diğer konu da AKP’lilerin hedef saptırma yöntemi. Muhalif kesimi yine ahlaksızlık ölçüsü üzerinden saldırı altına alan, TBMM’de göz boyama maksatlı açıklamalar yapan, hakkaniyetten yana görünmek adına türlü çeşit samimiyetsizliğe başvuran bu izansız iktidarın kralcıları ‘İslama saldırılıyor’ teranesine yine sarılmış durumdalar. Hedef saptırmak değil artık dertleri. Seçime giderken çocuk tecavüzünü kullanarak olur da 1-2 puan koparalım maksadındalar. Siyasal İslamcıların seviyesizliğini anlatmakta hep zorlanmışımdır. Onlar için karşı tarafın ne dediği nerede durduğu önemli değil. Karşıda ve muhalif olması yeterli. Tek amaçları var: yok edecekler! Sistemlerini çocuk yurtlarındaki tecavüzleri savunarak kuran bu iktidar öfkemizin en haşin halini hak ediyor. Zihin algımızla oynayarak kendilerine cevap yetiştirmenin de bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Boşa kürek çekmekten başka işe yaramıyor. Kelime sarfiyatıdır sadece karşısında edilen sözler. AKP iktidarı çocuklara tecavüz edenleri şartlı şurtlu eleştirecektir sadece. Muhalif kesim boğazını patlatsa da boş. Bu iktidarın anladığı dili bilen biliyor. Ötesi olduğunu sanmıyorum.