Claudia Carmen
Eğitim sendikası göçmen kökenli kişiler için fırsat eşitliği üzerine bir çalışma sunuyor
Eğitim ve Bilim Sendikası (GEW) üniversiteleri ayrımcılık karşıtı bir politikayı aktif olarak izlemeye çağırdı. „Almanya’da göçmen kökenli kişilerin üniversite eğitimine başlama, bu eğitimi başarıyla tamamlama ve akademik kariyer yapma şansları, göçmen kökenli olmayanlara kıyasla çok daha düşüktür.“ GEW Başkan Yardımcısı ve yükseköğretim uzmanı Andreas Keller, Perşembe günü Dresden’de düzenlenen GEW bilim konferansında Alman eğitim sisteminde göçmen kökenlilere yönelik fırsat eşitliğine ilişkin bir araştırmanın sunumu vesilesiyle yaptığı açıklamada, „Üniversiteler göçmen kökenlilere daha iyi destek sağlamalı, dezavantajları azaltmalı ve etkili bir şikayet yapısı oluşturmalıdır“ dedi.
Araştırmanın yazarı René Krempkow, Alman Öğrenci Birliği’nin sosyal araştırmalarından bilinen „eğitim hunisi“ modelini temel alarak bir „göç eğitimi hunisi“ geliştirdi. Keller, bu durumun göçmen kökenli olan ve olmayan kişilerin ilkokuldan doktora eğitimine kadar eğitim sistemindeki geçişlerde eşit fırsatlara sahip olduğunu canlı bir şekilde gösterdiğini söyledi. Bulguları „ayıltıcı“ olarak değerlendirdi. „Göçmen kökenli çocuklar, ilkokuldan ortaokula geçişte bile ciddi bir dezavantajla karşı karşıyadır. Bu durum ortaöğretim II. kademede ve üniversitelerde, özellikle lisans eğitimindeki başarı açısından devam etmektedir. Göçmen kökenli olmayan ailelerin her 100 çocuğundan 34’ü lisans eğitimini tamamlarken, göçmen kökenli ailelerde bu rakam sadece 16. Yoksul bir köken grubundan gelenler özellikle dezavantajlı durumda“ diye vurguladı.
„Eğitim alanındaki bu dezavantaj sadece uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan eğitim hakkını ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda Almanya’daki kalifiye eleman açığını da daha da derinleştiriyor. Federal Cumhuriyet artık ayrıcalıklı bir eğitim sistemini kaldıramaz. Kapsayıcı eğitim ve fırsat eşitliği nihayet hayata geçirilmelidir. Buna okullarda daha uzun süreli ortak eğitim, örneğin temel bir BAföG reformu yoluyla üniversitelerin sosyal açılımı, akademide güvenilir kariyer yolları ve aynı zamanda daha iyi gözetim oranlarına dayalı olarak öğrenciler için bireysel destek ve etkili bir ayrımcılık karşıtı yapının kurulması dahildir.“
