Alman Ekonomi Enstitüsü Köln e.V. kurumu, Federal Hükümet tarafından başlatılan yardım paketini eleştirdi. İlk bakışta çok büyük gibi görünen 65 milyar avroluk meblağın en az 25 milyar avroluk kısmı, enerji fiyatları krizi olmasaydı da gündemde olacak projelerle ilgiliydi diyen kurum, bunun bir aldatmaca olduğunu belirtti.
„Dün, „trafik lambası“ koalisyonunun temsilcileri üçüncü yardım paketlerinden övgüyle söz ettiler: „ivmeden“, „kararlılıktan“ ve vatandaşların „dramatik bir şekilde“ rahatlatılacağından bahsettiler. Ancak daha yakından incelendiğinde, „dramatik“ ifadesinin yalnızca koalisyonun kendi değerlendirmesi olduğu anlaşılıyor. Hükümet, apaçık ortada olan şeyler hakkında çok fazla gürültü çıkarıyor. Bunlar arasında, örneğin çocuk yardımlarının enflasyona göre gecikmeli olarak ayarlanması veya soğuk ilerlemesinin telafisi yer almaktadır. Emeklilik katkı paylarının vergiden muaf tutulması bile siyasetçilerin kendiliğinden aldığı bir tedbir değil, Anayasa Mahkemesi’nin bir gereğidir. Ve koalisyon anlaşmasına göre çalışmak – anahtar kelimeler: vatandaşlık ödeneği ve konut yardımı reformu – yardım paketinde yer almıyor. Sonuçta, emeklilere ve öğrencilere bir defaya mahsus ödeme yapılması doğru ve tutarlıdır, ancak aynı zamanda bu grupların şimdiye kadar unutulduğunun da bir itirafıdır.
Sonuçta 65 milyar avroluk yardım paketinden geriye pek bir şey kalmadı: Konut yardımı alanlar için daha yüksek bir ısınma yardımı iyi oldu. Dokuz avroluk biletin halefini 1,5 milyar avro ile mümkün kılma girişimi mantıklıdır – o zaman dokuz avro yerine 49 avroya mal olsa bile. Aşırı yüksek karlar elde eden enerji şirketlerini sorumlu tutma fikri prensipte doğrudur, ancak „talih kuşu karları“ olarak adlandırılan karların kaymağını yeme yöntemi düzenleyici bakış açısından tartışmalıdır ve dahası, vatandaşları elektrik maliyetlerinden kurtarması beklenen belirsiz gelirlerle ilişkilidir. Yüksek gaz fiyatlarıyla başa çıkmak bile bir uzman komisyonuna devredilecektir.
Yardım programlarının şirketler için yeterli olup olmadığını göreceğiz. Nakit darboğazlarına yardımcı olma yaklaşımı en azından doğrudur. Peşin vergi ödemelerinden feragat edilmesi gibi mali adımlar likiditeyi güçlendirmek için hala mantıklı bir katkı olacaktır. Aynı zamanda politikacılar, bir defaya mahsus olmak üzere 3.000 avroya kadar vergi ve gümrüksüz maaş ödemeleri yaparak şirketlere güveniyor. Bu dış kaynak kullanımı, krizin üstesinden gelmek için belirleyici aracın siyasi yeniden dağıtım değil, girişimci güç olduğunu göstermektedir.“