Yerli hakları ilk kez Şili anayasasında merkezi bir rol oynuyor. Tehdit Altındaki Halklar Topluluğu (GfbV), 4 Eylül’de halk tarafından oylanacak olan ilerici taslağı memnuniyetle karşılıyor. „200 yıllık bağımsızlığın ardından çok uluslu Şili nihayet yerli halklarla barış ve uzlaşma için çabalıyor. Demokratik bir şekilde hazırlanan bu anayasadaki temel haklar, özellikle de toprak hakları bu süreci ilerletiyor“ diyor GfbV’nin yerli halklar uzmanı Regina Sonk.
Yeni anayasa metni, siyasi ve ekonomik modelde önemli değişiklikler öngörüyor. Pinochet diktatörlüğü döneminde uygulamaya konulan önceki versiyon, neoliberalizme ve kamu sektörünün özelleştirilmesine dayanıyordu. Bu durum Şili’ye uzun bir istikrarlı büyüme dönemi sağladı, ancak aynı zamanda büyük sosyal eşitsizlikler yarattı. Eğitim, sağlık ve yaşlılıkta temel bakım alanlarında sosyal uçurum had safhada. „Öte yandan, sağ kanattan anayasa taslağına karşı çok iyi finanse edilen bir kampanya var. Kuşkular, yanlış bilgilendirme ve anayasa metninin yanlış temsiliyle ekilmektedir. Bu durum pek çok insanı etkiliyor,“ diye bildiriyor Sonk. „Şili’nin büyük şehirlerinde oylama öncesinde yeni anayasa lehinde ve aleyhinde büyük gösteriler düzenleniyor. Pazar günkü seçimler toplumdaki bu bölünmenin haritasını çıkaracaktır.“ Son anketlere göre Hayır oyları Evet oylarının hemen önünde gidiyor.
Anayasa metninin reddedilmesi Şili’yi bir çıkmaza sürükleyebilir. Zira Şili halkı Ekim 2020’de yapılacak bir referandumda ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğuna karar vermişti. Reddedilmesi halinde, tek seçenek yeni bir anayasa konvansiyonu toplamak olacak. Bu arada 1980 anayasası da yürürlükte kalmaya devam edecek.