Muhammedi Türkçe-Farsça çevirilerin geçmişine kısaca değinerek “Türkçeden Farsçaya yapılan çağdaş çevirileri Kaçar dönemine kadar uzanan bir zaman diliminde ele almak mümkün. Bu dönemde İran’da aydın bürokrat modelinin ilk örneklerinden Emir Kebirinin çabalarıyla bazı eserler Farsçaya çevriliyor. Ardından Nasıreddin şah sarayında tercüme merkezi oluşturulduktan sonra Osmanlıcadan Farsçaya birçok eser tercüme ediliyor.” dedi.
İranlı akademisyen açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
“Son dönemde en etkili çeviriler 70’li yıllarda gerçekleşiyor. Söz konusu dönemde çağdaş Türk edebiyatından birkaç yazarın İran’da önemli bir okur kitlesi kazanması dikkat çekici. Söz konusu yazarların başında Aziz Nesin geliyor. Aziz Nesin o dönemde öyle bir popülarite kazanıyor ki bazı yazarların yazdıkları kitapları onun adıyla bastığı bile nakledilen olaylardan biri. Öte yandan Yaşar Kemal’in İnce Memed kitabı da bir süre sonra Farsçaya tercüme ediliyor ve İranlılar tarafından okunuyor. Şiir alanında ise özellikle Nazım Hikmet’e değinmemiz gerekir. Nazım Hikmet’in eserleri de 80’li yıllarda Farsçaya tercüme ediliyor. Onun bazı İranlı edebiyatçıları üzerine önemli etkileri de söz konusu. Kısacası söz konusu dönemlerde eserlerinin İran’da Türkçeden çevrilmiş en önemli yazarların sırayla Aziz Nesin, Nazım Hikmet ve Yaşar Kemal olduğunu söyleyebiliriz.”
Mesut Sadr Muhammedi son yıllarda Türkçeden Farsçaya yapılan çevirileri ele alarak İran’da Türk edebiyatına da yoğun bir ilginin söz konusu olduğunu söyledi.
İranlı yazar açıklamasının devamında “Son 20 yılda ise Türk edebiyatına yoğun bir merak olduğunu belirtmemiz gerekiyor. İran halkı genel olarak farklı ülkelerinin edebiyatına yoğun bir ilgiyle takip ediyor. Bu bağlamda Türk edebiyatına olan ilginin de ciddi bir yeri var.” ifadelerini kullandı.
Muhammedi açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Söz konusu son dönemde İran’da genellikle dünya genelinde bilinen Türk edebiyatçıların yazıları Farsçaya çevriliyor. Yani İranlı yayınevleri genellikle doğrudan Türkiye üzerinden edebiyatçıları takip etmekten ziyade diğer ülkelerde bilinen Türkiyeli yazarların eserlerini tercüme etmeyi tercih ediyor. Elif Şafak’ın kitaplarına bu bağlamda bir örnek olarak değinebiliriz. Söz konusu yazarın kitapları İran’da çok büyük bir kitle tarafından okunuyor ve kitapları yüksek sayıda basılıyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri değindiğim üzere söz konusu yazarın Avrupa’da tanınmasından kaynaklanıyor. Bu bağlamda Orhan Pamuk’un kitaplarına da değinebiliriz. Pamuk’un da İran’da büyük bir okuyucu kitlesine hitap ettiğini belirtmek gerekir. Son yıllarda roman ve şiir kitaplarının Farsçaya sıkça çevrildiğini biliyoruz. Örneğin şiir alanında son zamanlarda Sezai Karakoç ve İsmet Özel’in eserlerinin Farsçaya tercüme edildiğine tanıklık ediyoruz.”
Mesut Sadr Muhammedi Türkçe-Farsça çevirilerin genellikle edebiyat alanında sınırlı kaldığını vurgulayarak “Türkçeden Farsçaya yapılan çevirilerde dikkate alınması gereken bir diğer konu da İranlı çevirmenlerin Türkiye’nin akademik eserlerine daha az ilgi göstermesidir. İran’da Türkçeden tercüme edilen eserler genellikle edebiyat alanında sınırlı kalıyor. Kanaatimce Bu mesele Türkçeden Farsçaya yapılan çevirilerdeki en büyük sıkıntı. Örneğin Türkiye’de Osmanlı, Selçuklu ve Bizans tarihleri başta olmak üzere farklı alanlardaki tarihsel akademik çalışmalar oldukça ilerlemiş durumda ancak bu mesele Türkçeden Farsçaya yapılan çevirilere yansımış değil.” dedi
Sadr Muhammedi Türkiyeli yazarların eserlerinin Farsçaya çevirisi konusundaki problemlerden birinin de Türk edebiyatı klasiklerinin Farsçaya olması gerektiği üzere tercüme edilmemiş olması olduğunu söyleyerek “Örneğin Mehmet Akif Ersoy’un Safahat eserinden seçmeler geçtiğimiz son yıllarda İran’da basıldı. Bundan önce söz konusu şaire ait herhangi bir eser İran kitap piyasasında bulunmuyordu. Öte yandan Tevfik Fikret gibi bir şairin eserlerinin henüz Farsçaya tercüme edilmemiş olması söz konusu eksikliğin bir diğer örneği.” ifadelerine yer verdi.
Sadr Muhammedi Söz konusu boşlukların doldurulmasının iki ülke arasındaki düşünce ve edebiyat bağlarının daha fazla güçlenmesine yardımcı olacağının altını çizdi.
Türkiye tarihi uzmanı Mesut Sadr Muhammedi “Akademik çalışmalara dair de Türkiyeli sosyologların kitaplarının Farsçaya tercüme edilmesinin faydalı olacağını söyleyebilirim. Türkiyeli sosyologların Türkiye toplumu üzerine çalışmaları ve eleştirisel yaklaşımı İranlı akademisyenlerin komşu ülke Türkiye toplumunu daha iyi bir şekilde anlaması doğrultusunda son derece etkili olacak. Öte yandan iki ülke toplumunun benzerlikleri ve yaşanan ortak süreçlerin Türkiyeli sosyologlar tarafından ele alınması İranlı uzmanlar için farklı bakış açılarının oluşumunda yardımcı olacaktır.” dedi.
Mesut Sadr Muhammedi Türkiye’de İlahiyat alanında yapılan çalışmaların da Farsçaya tercüme edilmediğini belirterek bu alandaki eksikliklerin de giderilmesinin faydalı olacağını söyledi.
İranlı tarih uzmanı Muhammedi “Sonuç olarak son yıllarda Türkçe-Farsça çeviri alanında yaşanan tüm olumlu gelişmelere rağmen çevirilerin genellikle edebiyat alanıyla kısıtlı kaldığını ve belirttiğim üzere tarih, sosyoloji ve ilahiyat alanları başta olmak üzere akademik alanlarda da çevirilerin artması gerektiğini söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
İslam tarihi, İslami düşünce ve Türkiye ve Kafkas ülkeleri uzmanı Mesut Sadr Muhammedi 2 yıl önce Mehmet Akif Ersoy safahatından seçmeleri Farsçaya çevirerek söz konusu Türkiyeli şairin şiirlerini İranlı okuyucularla buluşturmuştu.