CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili Sezgin Tanrıkulu, 23 Nisan öncesinde “23 Nisan 2022 Çocuk Raporu” başlıklı bir çalışma yayımladı.
Dikkat çeken verilerin gözler önüne serildiği rapora göre; 2022 yılının ilk üç ayında en az 6 çocuk işçi hayatını kaybetti, 8 çocuk erkekler tarafından katledildi ve 65 çocuk istismara uğradı.
Tanrıkulu’nun hazırladığı rapor şu şekilde:
TÜRKİYE’DE ÇOCUK
■ 2021 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, Türkiye nüfusunun (84 milyon 680 bin 273 kişi) yüzde 22,4ü (yaklaşık 18 milyon 968 bin) çocuklardan oluşmaktadır.
■ Sosyopolitik Saha Araştırmaları Merkezi tarafından 2020 Nisan ayında 28 kentte gerçekleştirilen araştırmada, 0-18 yaş grubu çocuğu bulunan hanelerin yüzde 19,3’ünde salgın sürecinde çocukların şiddete maruz kaldığı ifade edilmiştir.
■ Katılımcılar, çocukların yüzde 12’nin dijital şiddete, yüzde 7,5’nin fiziksel şiddete, yüzde 2,7’nin ise cinsel şiddete maruz kaldığını belirtmiştir.
■ 2019 yılında yayınlanan BM Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’nun “Küresel Eğitim İzleme Raporu (GEM Raporu)” velilerin bir bütün olarak Türk eğitim sistemine güvenmediklerini gösterdi. 21 ülke içinde yapılan değerlendirmeye göre Türkiye, velilerin eğitim sistemine güveni 10 üzerinden 4,5 puan aldı.
■ Eğitim sistemine güvensizlik ise velilerin tek tek öğretmen seçmeleri ile telafi edilmektedir.
■ Çocuklar, “bilinen/tanınan” öğretmenlerin sınıflarına gönderiliyor. Bunun için “iyi” öğretmenin okuluna yakın bir yere evi taşımak yoluna bile gidiliyor. Rapora göre, “iyi” öğretmenlere duyulan güven Türkiye’de 10 üzerinden yaklaşık 6,5…
■ Yine rapora göre, Türkiye, öğretmenlerin eğitim planlanması ve ders içeriği konusunda en az söz sahibi olduğu ülkelerden. Öğretmen özerkliğinin 2006 yılından 2015 yılına dek giderek azaldığını ortaya koyan rapora göre, Türkiye’de öğretmenlerin derslerin içeriğine karar verebildiği okulların oranı yüzde 20’nin altında kalırken, Çek Cumhuriyeti, Birleşik Krallık ve Estonya’da bu oran yüzde 100’e yakın. Analiz edilen 49 ülkenin çoğunda öğretmenlerin bu konudaki özerkliği artma eğiliminde iken Türkiye’de azalma eğilimi sürmektedir.
ÇOCUK SAĞLIĞI
■ Türk Aile Hekimleri Dergisinde 2021 yılında yayımlanan bir çalışma, çocukların sağlık durumu konusunda çarpıcı verileri ortaya koymaktadır. Bir aile sağlığı merkezinde gerçekleştirilen çalışmada, ilkokul, ortaokul ve lise çağındaki 6-19 yaş arası 1.049 çocuk üzerinde inceleme yapılmış, 536 erkek ve 513 kız çocuğunun obezite, hipertansiyon ve kansızlığa ilişkin değerleri ele alınmıştır.
■ Araştırma sonuçlarına göre, 1.049 çocuktan dörtte biri ise çok düşük kilolu…
■ Üç hekim tarafından yürütülen çalışmada, çocukların aynı zamanda potansiyel kalp hastası olduğu da vurgulandı ve özellikle kız çocuklarının tamamına yakınının kansızlık sorunu yaşadığı, büyüme ve gelişme sorunları bulunduğu saptandı.
■ Hekimlerin çalışmasına göre, sağlık durumu incelenen çocukların yaşları küçüldükçe kilolarında da düşüş görülmektedir. Lise öğrencilerinin zayıf olma oranı yüzde 13,2. Bu oran ilkokulda yüzde 14,9’a, ortaokulda ise yüzde 19,8’e yükselmektedir.
■ Hekimler, çocuklarda kansızlık görülme sıklığını ilkokula gidenlerde yüzde 87, ortaokula gidenlerde yüzde 74,2, liseye gidenlerde ise yüzde 64,2 olarak saptadı. Buna göre, Türkiye’de kız çocuklarının yüzde 85,2’i, erkek çocuklarının ise yüzde 68,6’ı kansızlıkla mücadele etmektedir. Öte yandan çocuklarda kansızlık oranı Hollanda, Almanya ve İngiltere’de ortalama yüzde 18,9, ABD’de ise yüzde 20 düzeyindedir.
ŞİDDET, İSTİSMAR VE ÇOCUK İŞÇİLİĞİ
■ Bianet’in düzenli olarak güncellediği “erkek şiddeti” çetelesine göre, 2021 yılında en az 34 çocuk erkekler tarafından öldürüldü.
■ 208 çocuk istismar edildi.
■ 2022 yılı ilk üç ayında ise, en az 8 çocuk erkekler tarafından öldürüldü, 65 çocuk istismar edildi. Her yıl düzenli olarak hazırladığımız “İnsan Hakları Karnesi”ne göre, 2021 yılında en az 128 çocuğun yaşam hakkı ihlal edildi. Bu yılın ilk üç ayında ise en az 2 çocuk güvenlik güçleri tarafından silahla vurularak öldürüldü.
■ İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verilerine göre, 2021 yılında 14 yaş ve altında 21 çocuk işçi, 15 – 17 yaş aralığında ise 41 çocuk/genç işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi… Bu yılın ilk üç ayında ise en az 6 çocuk işçi yaşamını yitirdi.
ÇOCUK HAKLARI VE CİNSEL İSTİSMARA KARŞI SÖZLEŞMELER
■ Türkiye, 1989 yılında BM Genel Kurulunda oybirliği ile kabul edilen “Çocuk Hakları Sözleşmesi”ni 1995 yılında çekince koyarak imzaladı
■ Türkiye, çocukların “eğitim”, “ifade özgürlüğü”, “kendi kültürünü yaşatma” ve “kendi dilini özgürce kullanma” haklarını içeren 17., 29. ve 30. maddelerine çekince koydu.
■ Ayrıca Türkiye’nin 7 Aralık 2011 tarihinde onayladığı ve 2012 yılı Nisan ayında yürürlüğe giren “Çocukların Cinsel Suiistimal ve Cinsel İstismara karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Lanzarote Sözleşmesi)”, devletlere, hüküm giymiş cinsel suç faillerinin bilgilerini kayıt ve muhafaza etme sorumluluğu yüklüyor. Ancak ilgili Bakanlıkların bu yönde bir çalışma yürüttüğüne ve veri topladığına dair hiçbir emare bulunmamaktadır.
■ Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ise 2014 – 2017 yılları arasındaki üç yıllık dönemde 7 bin 466’ı erkek çocuğu, 51 bin 818’i kız çocuğu olmak üzere toplam 59 bin 284 çocuk cinsel istismara maruz kalmıştır.
■ TÜİK verileri, cinsel istismar olgusunun erkek çocuklarda yaş küçüldükçe (11 yaş altı erkek çocuklarda bu oran yüzde 47.15 dolayında), kız çocuklarda ise yaş büyüdükçe (15-17 yaş aralığında kız çocuklarda bu oran yüzde 59.18 dolayında) ortaya çıkarmaktadır.
■ Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, 2019 yılında “Ceza Mahkemeleri’nde TCK Uyarınca Yıl İçinde Açılan Davalardaki Suç ve Sanık Sayıları” raporunda değişikliğe gitti. Gerekçesi bilinmeyen değişiklikle, toplam verilerin altına her bir suç grubundan yargılananlara ilişkin verilerin erişime kapatılmasıyla eski iktidarlarla son 17 yılın karşılaştırmasının olanağı kalmadı.
CEZAEVLERİ
■ Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneğinin açıklamasına göre (22.04.2021 tarihi itibariyle) 2020’nin Mart Ayından beri pandemi önlemleri kapsamında mahpusların tutulma şartları da idari kararlar ve uygulamalarla daha ağır bir sürece girmiştir. Bunun yanında mevzuat değişikliğiyle birlikte hapishanelerde tutulan çocukların bir kısmı, koşullu salıverilme hesaplamalarının değişmesiyle tahliye olmuş, eğitim evlerindeki hükümlü çocuklar covid-19 izniyle geçici olarak kurumlardan ayrılmıştır.
■ Bu değişikliklerle son paylaşılan verilere göre, Türkiye’de cezaevlerinde kendi yargılamaları dolayısıyla 12 -18 yaş arasında 1.066’ı tutuklu, 518’i hükümlü olmak üzere toplamda 1.584 çocuk, annelerinin yargılamaları dolayısıyla 0-6 yaş arasında 345 çocuk bulunmaktadır.
■ İnfaz sisteminin yapısı gereği aile, okul, sosyal gelişim ortamlarından uzaklaştırılan mahpus çocuklar, eğitim, özel hayat ve aile yaşamı, sağlık, sosyal gelişim haklarından salgın şartları altında daha da uzak kalmıştır.
■ Son durumda yasal düzenlemeler ve mevcut uygulamalar bize göstermiştir ki; Coronavirüs salgınının kontrol altına alınması için alınan önlemler, infaz uygulamalarında sürekli bir tecrit haline dönmüştür ve bu şartlar altında çocuklar için tecrit de salgın kadar tehlikeli bir hal almıştır.
■ Salgın şartlarında ülkedeki tüm çocuklar eğitimden, sağlığa erişimden, sosyal ortamlarından, kişisel gelişim imkanlarından uzaklaşırken mahpus çocuklar için bu uzaklaştırmanın adalet sisteminin öngördüğü bir infaz rejimi olduğunun farkına varılmalı ve çocuk haklarına aykırı bu düzenlemelerden vazgeçilerek çocukların üstün yararının gözetileceği şartlar sağlanmalıdır. Salgın dönemi için çocukların hem salgına karşı hem de salgın önlemlerinin etkilerine karşı korunması için tahliye edilerek güvenli yaşam alanlarına gönderilmeleri gerekmektedir.
■ Eğitim evlerinde tutulan çocukların Covid-19 izniyle salgın döneminde hapishanelerde tutulmasının önüne geçilmişken tutuklu çocukların tahliyesine karar verebilecek merci olan Yargı makamlarında salgın riski göz ardı edilmekte ve çocukların tutuklu yargılamaları devam etmektedir.
■ Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmede açıkça yer aldığı üzere çocukların tutuklu yargılanmasının başvurulacak son yöntem olması ve asgari süreyle uygulanması gerekmektedir (Sözleşme madde 37). Buna karşın tüm zamanlarda tutuklu çocukların sayısı dikkate alındığında uygulamanın bu ilkeyi karşılamadığı anlaşılmaktadır.
■ Yargılamanın sürelerini oluşturan hakim, savcı ve avukatların Türkiye’nin uymakla yükümlü olduğu bu sözleşmenin yerine getirilmesi için adalet sistemini güçlendirecek sorumluluğu üstlenmesi ve çocukları destekleyecek alternatif tedbirlerle çocuk tutukluluğunun istisnai bir uygulama olması gerekmektedir.
■ Hapsedilme kurumunun amacı ve sınırları aşılarak daha geniş hak kısıtlamalarına sebep olan mevzuat düzenlemeleri, çocukların üstün yararını ve onarıcı adalet ilkelerini desteklememektedir. Bunun en yakın kanıtlarından biri, pandemi etkisi altında tahliyeler için hızlandırılan fakat geniş kapsamlı düzenlemelerin tartışılmadan geçirilmesine sebep olan Nisan 2020 değişiklikleridir. Bu değişikliklerle birlikte çocukların kendi yaşam alanlarının temizliğini yapmaması bir disiplin cezası sebebi olarak kabul edilmiştir. Çocukların gündelik yaşam alışkanlıklarının dahi disiplin cezasına konu edilmesi psiko-sosyal anlamda desteklenmedikleri, bunun yerine çok geniş idari yaptırımlarla kurgulanmış bir hapsedilme sürecini göstermektedir.
■ İnfaz sürecini ve hatta infaz aşamasına gelmeden çocukların adli sisteme ilk girdiği andan itibaren haklarında uygulanacak usul ve esasları hak kısıtlamalarıyla belirleme alışkanlığının en kısa sürede terk edilmesi, bunun yerine çocukların üstün yararı ile, her türlü şiddet, kötü muamele ve işkenceden korunma, yaşama ve gelişme, katılım haklarını gözetecek bir çocuk adalet sistemi için gerekli somut adımların atılması gerekmektedir. Bu somut adımların belirleyiciliğinde hakkın öznesi olan çocukların, alanda çalışan uzmanların, sivil toplum örgütlerinin, akademisyenlerin katılımı sağlanmalıdır.
■ Hükümlü anneleriyle hapishanelerde tutulan 0-6 yaş arası çocukların şartlarıyla ilgili Nisan 2020’deki değişiklikler, infaz ertelemenin ve denetimli serbestliğin kapsamını genişletmiştir. Tutuklu annelerin tahliye edilmeleri ve tutuklamanın alternatiflerinin uygulanması için rol, yine Yargı makamlarına düşmektedir.
■ Yargılama süjelerinin 0-6 yaş arası çocukların risk ve ihtiyaçlarını gözeterek ve annelerin suç tiplerine dair herhangi bir ayrımcılık doğurmayarak hapsedilmeye alternatif mekanizmaları devreye sokması beklenmektedir.
DÜNYADA DURUM
■ UNICEF, 2021’de dünyanın birçok bölgesinde 10 milyonu aşkın çocuğun açlık ve kıtlık sorunundan mustarip olacağını açıkladı.
■ UNICEF ve Çocuk Hakları Örgütü – Save the Children Raporuna göre, pandemi nedeniyle 150 milyon çocuk daha da yoksullaştı. Yoksulluk içinde yaşayan çocukların sayısı 1 milyar 200 milyona yükseldi.
■ Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF’in Raporlarına göre, dünyada 355 milyon çocuğun okullarında lavabo var, ancak sabun yok. 462 milyon öğrenci ise su ya da musluğun bile olmadığı okullara gidiyor. Ayrıca okulların üçte biri öğrencilerine içme suyu sunamıyor. Bu durumdan etkilenen öğrencilerin çok büyük bir kısmının Afrika’da Sahra Çölünün güneyindeki ülkelerde yaşadığı ifade edildi.
■ UNESCO verilerine göre 16 Mart 2020 – 31 Mayıs 2021 tarihleri arasında hafta sonlarını ve tatil günlerini çıkarınca Türkiye’de okullar salgın nedeniyle 130 gün boyunca kapalı kaldı.
■ Farklı ülkelerden gazetecilerin içinde yer aldığı “Lost in Europe” adlı veri analiz grubu tarafından kamuoyuyla paylaşılan rakamlara göre, 2018 – 2020 yılları arasında devlet koruması altında 18.292 sığınmacı çocuk kayboldu. İtalya’da 5.775, Belçika’da 2.642, Yunanistan’da 2.118, İspanya’da 1.889, İsviçre’de 944, Almanya’da 7.806 çocuk kayıp olarak bildirildi. Bu çocukların çoğu Afganistan, Fas ve Cezayirli… Almanya’da çocuklardan 7.082’sinin bulunduğu ancak 724’ünün hala arandığı öğrenildi.