in ,

CİSÜ Platformu sahada yaşanan sorunlara çözüm aradı

Çalıştay

CİSÜ Platformu üyeleri, aile hekimliklerindeki yetersizlikler, göçmenler, engelliler, LGBTİ+ların yaşadığı birçok sorunun ele alındığı çalıştayda buluştu.

CİSÜ Platformu üyeleri, aile hekimliklerindeki yetersizlikler, göçmenler, engelliler, LGBTİ+ların yaşadığı birçok sorunun ele alındığı çalıştayda buluştu. Çalıştayda özellikle gebelik sonlandırma ile ilgili sahada ciddi bilgi eksiklikleri olduğuna ve kendiliğinden düşük oranlarındaki yükselişe dikkat çekildi. 

Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları (CİSÜ) Platformu üyelerinin katılımıyla İstanbul’da Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hizmetlerinin Değerlendirilmesi ve Çözüm Önerileri Çalıştayı gerçekleştirildi. CİSÜ Platformu üyesi 9 STK’nın yanı sıra İstanbul’daki sağlık meslek kuruluşları, ilçe belediyeleri ve ŞÖNİM’lerden katılımcıların bulunduğu çalıştayda aile hekimliklerindeki yetersizlikler, göçmenler, engelliler, LGBTİ+ların yaşadığı birçok soruna değinildi. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Gürkan Sert, gebeliğin sonlandırılması ve istemli düşük konusunda sahada çok ciddi bilgi eksiklikleri olduğuna belirtti. İstanbul Tabip Odası’ndan Dr. Irmak Saraç da son dönemde kendiliğinden düşük oranlarında artış yaşandığını söyledi.

İstanbul’da yapılan çalıştayda, cinsel sağlık ve üreme sağlığı (CSÜS) hizmetleri konusunda ihtiyaçlar, bu ihtiyaçların karşılanmasında belediyelerin alması gereken sorumluluklar, belediyelerin İl ve İlçe Sağlık Müdürlükleri, Aile Sağlık Merkezleri, kadın sağlığı poliklinikleri, Göçmen Sağlığı Merkezleri, ŞÖNİM’ler gibi kamu hizmet birimleriyle yapabileceği işbirlikleri ve kadın, eşitlik çalışmaları, sağlık ve sosyal hizmetler gibi hizmet birimlerinin CSÜS ihtiyaçları ile ilişkilendirilmesi ele alındı.

Toplantıda söz alan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Gürkan Sert, “Sağlık Sistemi ve Mevzuatta Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hizmetleri” başlıklı sunumunda Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ninhayata geçmesinin sevk sisteminin uygulanmasını iyileştirmediğini, halen doğrudan ikinci veya üçüncü basamaktan hizmet alınabildiğini ve bu birimlerin iş yükünün hafiflemediğini aktardı. Sağlık örgütlerinin sağlık birimlerinde kişisel verilerin toplanması konusunda ciddi tepkiler verdiklerini hatırlatan Sert, bu yönetmeliğin iptali sonrasında KVKK yasasının çıktığını, yasanın “bireylerin cinsel yaşamları ve sağlıklarıyla ilgili veriler”in korunmasına vurgu yaptığını ancak bir maddesinde belirtilen çeşitli istisnalarla bu verilerin de işlenebilir, saklanabilir, paylaşılabilir kılındığını söyledi.

Kendiliğinden düşük oranlarında artış var

İstanbul Tabip Odası’ndan Dr. Irmak Saraç ise toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında İstanbul’da Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı hizmetlerine erişim sorunları hakkında konuştu. Saraç, geleneksel yöntemler azalırken kondom kullanımı arttığını ancak RİA kullanımının düştüğünü belirtirken, doğum kontrol hapı konusunda hem toplumda hem sağlık çalışanlarında ciddi önyargılar olduğunu söyledi. Son dönemde kendiliğinden düşük oranlarında artış yaşandığını vurgulayan Saraç, “İsteyerek düşük kararını yüzde 62 oranında doktorlar veriyor, kadının kendi karar verme oranı yalnızca yüzde 13. İsteyerek düşüklerin neredeyse yarısı özel sektörde gerçekleşiyor, devlet yüzde 28 (2018). Şu anda daha düşük olmalı. Eğitim arttıkça isteyerek düşük oranları düşüyor çünkü yönteme ulaşabiliyor. Refah arttıkça ise isteyerek düşük oranı artıyor çünkü kişi bu hizmete ulaşabiliyor.”Gebeliğin sonlandırılması ve istemli düşük konusunda sahada çok ciddi bilgi eksiklikleri olduğuna işaret eden Saraç, “Yasal çerçevenin sağlık hizmet sunucularına çok iyi anlatılması gerekiyor. Cinsel hakları bilmedikleri için hastalara kullandırmıyorlar” dedi. Toplumun yanı sıra sağlık çalışanlarının da kürtajın yasak olduğunu veya devlet hastanelerinde yapılmadığını sandığına ve başvuranları bu şekilde yanıtladığına dikkat çeken Saraç, çalışanları bilgilendirme eğitimlerinin öneminin altını çizdi. Saraç sözlerini şöyle sürdürdü: “İlaçla düşük de yasadışı addediliyor, ancak bu doğru değil. Yasada bir yöntem belirtilmediğinde, ilaçla gebelik sonlandırma Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerdiği, dünya çapında kullanılan güvenli bir yöntemdir. Bu yöntemin yaygınlaştırılması için mücadele edilmesi gerekiyor. Gebelik sonlandırma ile ilgili yasada eşin rızası aranıyor olsa da, Türkiye’nin taraf olduğu Biyotıp Sözleşmesi’ne göre bir bireyin bedenine yapılacak herhangi bir müdahaleye kendisi karar verebilir ve bu da yasadaki eş rızasının gerekli olmadığını göstermektedir. Hizmet sunucularda eş rızası beklemenin ihtiyaç olmadığına dair farkındalığı artırmak gerekiyor. 18 yaş altı kız çocuklarının gebeliği sonlandırma işlemleri de ciddi bir problem, aile izni gerekiyor. Birinci basamak sağlık hizmetinde kontraseptif malzemeye ve AP hizmetlerine erişim artırılmalı. Gençler için ve LGBTİ+ CSÜS’e erişim sağlanmalı, en çok zorlanan onlar”.

Aile Hekimi Dr. Onur Çeçen ise İstanbul’da CSÜS hizmetlerinin mevcut durumu hakkında katılımcılara bilgi verdi. Çeçen, sahadan standartları düşüren talepler geldiğini vurgulayarak, 26 yıldır yeni Aile Sağlığı Merkezi kiralayan valilik sayısının çok sınırlı. Uygunsuz binalar belirtilince ilk tepkiyi ASM veriyor. ASM’lere ödeme azaldığı için, yeni açılan ASM’ler eski ASM’lerin aylık gelirini azaltıyor. Önce yasa değişsin, sonra ASM açılsın deniyor” dedi.

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

„Die Verkehrswende beginnt vor Ort“

Türkiye’ye casus yazılım satan FinFisher iflas etti