Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 82 yaşındaki hasta tutuklu Abdullah (Abdo) Boran, 23 Mart’ta tedavi gördüğü Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Boran’ın, yaklaşık iki yıldır tedavi gördüğü hastanedeki Sağlık Kurulu’nun raporuna rağmen tahliye edilmediği öğrenildi.
SAĞLIK KURULU RAPORU: CEZAEVİNDE KALAMAZ
Mezopotamya Ajansı’ndan Mehmet Güleş’in haberine göre Sağlık Kurulu, en son 24 Şubat’ta Boran’ın cezaevinde kalamayacağına dair rapor hazırladı. Raporda, Boran’ın demans ve parkinson hastalığı bulunduğu, 15 gündür tedaviye yanıt vermediği, yatalak ve konuşamaz olduğuna işaret edilerek, “Ceza tehriri (…) gerekir, ceza infazının cezaevinde infazı halinde hayati bakımdan bir tehlike arz eder” uyarısına yer verildi.
Boran ailesi, söz konusu rapor üzerine mart ayı başında İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi üzerinden Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuru yaptı. Başsavcılık tarafından 16 Mart’ta gönderilen ve 23 Mart’ta İHD’ye ulaşan yazıda, Boran’ın bütün evraklarının Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderildiği ve lehe rapor çıkması halinde cezanın erteleneceği belirtildi. Ancak yazının İHD’ye ulaştığı gün Boran, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
AYNI DOSYADA YARGILANAN BİR KİŞİ DAHA CEZAEVİNDE ÖLMÜŞTÜ
Duruma tepkili olan aile, yakınları Boran’ın Mardin Savur ilçesine bağlı Çınarönü kırsal mahallesinde 1997’de yaşanan bir çatışmada 4 askerin yaşamını yitirdiği olaydan sorumlu tutulduğunu aktardı. Çatışma sonrası askerlerin evleri ve ahırları ateş verdiğini, sonrasında Boran ve 4 kişinin gözaltına alındığını aktaran aile, yapılan yargılamada Boran’ın ağırlaştırılmış hapis cezasına çaptırıldığını ifade etti. Aile, aynı dosyada yer alan Mahmut Çakmak’ın da cezaevinde yaşamını yitirdiğini paylaştı.
ELLERİ KELEPÇELİ HAYATINI KAYBETTİ
Aile, Boran’ın hastanede elleri ve ayakları kelepçeli tedavi gördüğüne işaret ederek, şunları belirtti:
“Yoğun bakım ünitesine yatırıldığını 6 gün sonra öğrendik. Hastanede görüşmek istedik fakat izin verilmedi. Aylardır yoğun bakımdaydı. Uzun uğraşlar ardından kapı aralığından görebildik. Yatalak halde ve kendinde olmamasına rağmen elleri ve ayakları kelepçeli ranzaya bağlıydı. Doktorlardan durumunu sorduğumuzda beyninin eridiğini söylediler.”