Gençlerin Türkiye’den gitme istekleriyle ilgili yapılan veri çalışmaları olduğunu ileri süren Erdoğan, Amerika ve Avrupa’da yurt dışına çıkan gençlerin daha fazla olduğunu söyledi. Kapitalist düzenin insanı sahtekârlaştırdığını belirten Erdoğan, “ümmetin bu işten korunması gerektiği konusunda İmam Hatiplere büyük iş düştüğünü” söyledi.
Erdoğan, “Batının kendi insan hakları ihlalleriyle ilgili, biraz daha liberal, biraz daha sol kesimler, bazen bazı misyoner kesimlerin bu konularla ilgili hassasiyetleri olur. Ama sosyal medyadan bir paylaşım yaparak kendilerini tatmin ederler. ‘Bak ben de bu konudaki duyarlılığımı bütün çevremle paylaştım’ derler. Çevreciler mesela sıfır atıkla ilgili paylaşım yapar, ‘Ben bununla ilgili duyarlı olduğumu bütün dünyaya gösterdim’ der. Devamlı plastik bardaklarla, su şişeleriyle atık üretiyor musun? Evet üretiyorsun. Ama tweet attığın zaman tamam sen çevrecisin, Hayvan haklarıyla ilgili hangi sokak hayvanını aldın evinde bakmaya yeltendin? Ama bir tweet attın, tamam çok hayvanseversin. Böyle bir sahtekar topluma döndük. Bu bize özel değil. Benim üzüldüğüm şu, bu kapitalist düzen, bu kapitalist paradigma sahtekar insanı üretiyor. Bizim ümmetin bu işten kendisini korumaya çalışması lazım. Bu işin merkezinde de tabii ki İmam Hatiplilerin olması lazım. Bizim vakıf ve derneklerimizin olması lazım” diye konuştu.
Batı medeniyetinde insanların güven duygusunu çok geriye gittiğini söyleyen Bilal Erdoğan, Türkiye’de ise inanç temelli olarak bu düzenin olmadığını savundu. Erdoğan, “Şu anda batı medeniyeti kapitalist düzenin temelindeki felsefe; altta kalanın canı çıksın. Altta kalanın canı çıksına dayalı bir medeniyetten bahsediyoruz şu anda. Hani, ‘Batı medeniyeti dünyayı şöyle geliştirdi, böyle teknolojik ilerlemeler oldu, insan uzaya çıktı, aya çıktı’ denir. Tamam yaptı, sonra ne oldu? İnsan, insanlığını yitiriyor gözümüzün önünde. İnsanın insana güveni kalmamış durumda. Batıda insanın insana güveni kalmadı. Ne yapmaya çalışıyorlar? Kanunlarla, yasaklarla, caydırıcılıkla, derin devlet yapılarıyla bir düzen korumaya çalışıyorlar. İnsanların bir kısmını oyalayarak, eyleyerek bir düzen yaşatmaya çalışıyor. Ama özünde kabul edelim, Batı medeniyeti bu kapitalist sistemde insan ırkını maalesef daha kötü bir varlığa dönüştürüyor. Daha vahşi, daha başkasının malında gözü olan, daha suça meyyal, daha kendisiyle barışık olmayan, kendisini tanımayan bir varlığa çeviriyor. Bizim medeniyetimiz böyle değil. Bizim medeniyetimizde bizim inancımızdan temellenmiş olan medeniyetimizde durum böyle değil. Bizde insanın insana güveni esas. Başka insanın kendisine tehdit olduğunu görmemesini esas alan bir düzen. İnsanın kendisini birinci etapta Allah’a karşı sorumlu gördüğü bir düzen. Bir kanundan, cezadan korktuğu için değil; bu dünyadan sonraki hesap vermesinden çekindiği için bu dünyada yaptığı işe çekidüzen veren bir insan profilinden, bir medeniyet anlayışından biz beslenmişiz” ifadelerini kullandı.