Boğaziçi Üniversitesinden bilim insanları edebî metinlerde çevirmenin üslubunu koruyacak yeni bir makine çeviri algoritması için çalışmalarına başladı. Bunun Türkiye’de bir ilk olduğunu söyleyen Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilim Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şahin, çeviri dünyası için heyecan verici bir projeye adım attıkları görüşünde.
Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilimi Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şahin ve aynı bölümden Dr. Öğr. Üyesi Ena Hodjik, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tunga Güngör ile çeviribilimci Dr. Sabri Gürses’in desteğiyle edebî metinlerde istenilen çevirmenin üslubunu yansıtacak yeni bir makine çeviri algoritması geliştirmek için çalışıyor. Bu kapsamda TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) 1001 Programı tarafından desteklenen projeyle Nihal Yeğinobalı, Kemal Tahir, Ahmet Cemal, Nihal Yalaza Taluy gibi artık hayatta olmayan, önemli bazı edebiyat çevirmenlerimizin çevirileri inceleniyor.
Projede çeviribilim, bilgisayar bilimleri ve bilişsel bilimler alanlarından lisans ve lisansüstü düzeyde öğrenciler de görev alıyor. Doç. Dr. Mehmet Şahin bunun Türkiye’de öncü bir araştırma olduğunu belirterek, “Usta çevirmenlerimizin çeviri üslubunu, geliştireceğimiz yeni algoritmayla makine çevirisine taşımayı hedefliyoruz. Henüz yolun başında olsak da bu proje çeviribilim dünyası için oldukça heyecan verici” diyor. Doç. Dr. Mehmet Şahin proje ve hedeflerini şöyle anlatıyor:
“SON YILLARDA EDEBÎ METİNLERDE DE MAKİNE ÇEVİRİSİ KULLANILMAYA BAŞLANDI”
Makine çevirisinin sınırlarını zorlamak istiyoruz. Bu teknoloji 2016’dan beri büyük gelişme gösterdi ve kalitenin de gittikçe yükseldiğini görüyoruz. Bir zamanlar tabiri caizse dalga geçilen çeviriler şaşırtıcı sonuçlar veriyor. Bu durum çevirmenlerin de bakış açısını değiştirdi ve artık birçok çevirmen, makine çevirisinden de faydalanıyor. Ancak bu teknik metinlerin çevirilerinde daha geçerli. Öte yandan son 5-6 yıldır makine çevirisi özellikle Avrupa’da sadece teknik alanlarla sınırlı kalmayarak yavaş yavaş edebî çevirilerde de test edilmeye başlandı. Türkiye’de bu alanda bir çalışma yoktu ve biz de bunun bir adım daha ötesine geçmek istedik.
“ÇEVİRMENİN ÜSLUBUNU KORUYAN BİR ALGORİTMA GELİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”
Kasım ayında TÜBİTAK 1001 ARDEB Programı’nın da desteğiyle edebî metinlerde çevirmenin üslubunu koruyacak bir makine çevirisi modeli için 32 ay sürecek çalışmalara başladık. Geleneksel olarak bakıldığında çevirmenin, kaynak metnin yazarının üslubunu koruması beklenir. Ancak bazı araştırmalar bunun tam olarak geçerli olmadığını ve çevirmenlerin de aslında kendilerine has anlatım özelliklerinin olduğunu gösteriyor. Biz de buradan yola çıkarak şu an hayatta olmayan çevirmenlerin eserlerine odaklanmaya karar verdik. Bu projemizde önemli bazı edebiyat çevirmenlerimizin üsluplarını yansıtacak bir makine çeviri algoritması geliştirmeyi hedefliyoruz. Şu an bu çevirmenlerin metinlerini çeviribilim ve bütünce dilbilim yaklaşımlarıyla inceliyor, üslup özelliklerini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Çünkü makine çeviri algoritmasını ortaya koyabilmek için onun üslubunu nitel ve nicel yönlerden anlatabiliyor olmamız gerekiyor. Makine metni Türkçeye aktardığında edebiyat çevirmeninin anlatım özelliklerini ne oranda yansıttığını ölçebilmeyiz. Bu, Türkiye’de öncü bir çalışma olacak ve umarım hedefimize ulaşırız.
“ÇEVİRMENİN YERİNİ ALACAK BİR ÇALIŞMA YAPMIYORUZ”
Çevirmenler edebî eserlere çok anlam katıyor. Hayatta olmayan bir çevirmenin üslubunu tercih eden edebiyatseverler için bu çalışmamızın büyük bir anlam ifade edeceğini düşünüyorum. Ama amacımız asla çevirmenlerin yerini alacak bir çalışma yapmak değil. İnsanın yerini alabilecek bir otomasyon sistemi kurmak gibi bir yaklaşımımız yok. Özellikle son yıllarda çeviri iş akışında otomasyonun ve yapay zekânın etkisi artıyor ve bu edebî eserlere doğru da yöneliyor. Alanda çalışan uzmanlar olarak bu durumun olası sonuçlarını değerlendiriyoruz. Makine çevirisi her geçen gün daha da iyi sonuçlar verirken çevirmenin emeği, çevirinin ücretlendirilmesi ve intihal gibi olguları da tartışmaya açmamızın çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Doç. Dr. Mehmet Şahin kimdir?
Bilkent Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümü’nden 2000’de mezun olan Doç. Dr. Şahin yüksek lisans eğitimini aynı üniversitede öğretmen eğitimi alanında tamamladı. Ardından doktora çalışmaları için ABD’ye giden bilim insanı, Iowa Eyalet Üniversitesinde müfredat ve öğretim alanında doktora çalışmalarını sürdürdü. Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilim Bölümü’nde Eylül 2019’dan beri çeviri teknolojileri, çeviri eğitimi ve makine çevirisi alanlarında akademik çalışmalarına devam ediyor.