Ali Kemal Hüseyin
Diyabet, kalp ve göz başta olmak üzere birçok sağlık sorunu yaşayan 29 yıllık tutuklu Yusuf Akbaba’nın yakını Rukiye Akbaba, “Şuan tedavi edilmesi gerekiyor ama tedavi hakkı engelleniyor” dedi.
Denizli T Tipi Cezaevinde olan ağır hasta tutuklu Yusuf Akbaba’nın (57), diyabet (şeker hastalığı), yüksek tansiyon, kalp ve göz rahatsızlıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorunuyla boğuşuyor. 29 yıllık cezaevi sürecinde İzmir, Bursa, Siirt, Bolu, Ankara, Kırklareli ve Eskişehir olmak üzere 7 ayrı cezaevi dolaştırılan Akbaba’nın sağlık sorunları ise giderek ağırlaşıyor. Akbaba’ya 2005 yılında götürüldüğü Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Hastanesi’nden diyabet, göz sorunları için tedavi görmesi gerektiği belirtilmesine rağmen Adli Tıp Kurumu (ATK) 2006 yılında “Cezaevinde kalabilir” raporu verdi. Akbaba’nın sağlık sorunlarına ilişkin konuşan yakınları ise Akbaba’nın tedavi edilmediğini belirtti.
TEDAVİ HAKKI ENGELLENİYOR
Tutuklu Akbaba’nın yeğeni Rukiye Akbaba, dayısının birçok hastalıkları olmasına rağmen cezaevinden cezaevine “sürgün” edildiğine dikkati çekti. Dayısının hastalıklarından dolayı diyet listesine göre beslenmesi gerektiğini belirten Akbaba, ne diyet listesinin verildiğini nede tedavisinin yapıldığını aktardı. Dayısı Akbaba’nın tüm hastalıkları cezaevinde yakalandığının altını çizen Akbaba, “Cezaevine girdikten kısa süre sonra şeker hastalığına yakalandı. Bununla birlikte hastalıkları çoğaldı. Şuan tedavi edilmesi gerekiyor ama tedavi hakkı engelleniyor. Onlarca doktorun imzalı ‘Tedavi edilmesi gerek’ raporuna rağmen tedavi edilmiyor” dedi.
ÇORAP DAHİ YOLLANILMIYOR
Dayısıyla birlikte cezaevlerinde onlarca hasta tutuklunun olduğunu hatırlatan Akbaba, tutuklulara yönelik psikolojik şiddet uygulandığını söyledi. Cezaevlerinde siyasi tutukluları iradesizleştirmek adına sağlık hakkı gibi hak ihlallerinin yaşandığını vurgulayan Akbaba, “İlaç vermeyerek veya sadece 1 kutu vererek, sağlık kontrolüne götürmeyerek onlara psikolojik şiddet uygulanıyor. Hasta tutuklular hastaneye ters kelepçe yapılarak götürülüyor. Onların elindeler zaten, bir yere kaçamazlar. Bu ne anlam taşıyor? En basiti bir kıyafet yolladığımız zaman 2 buçuk ayda zor veriliyor. Bir kıyafetten ne olabilir ki. Cezaevine 2 buçuk ayda bir çorap yollayamıyoruz” diye konuştu.
TELEFON HAKKI ENGELLENİYOR
Dayısının cezaevindeki sorunları telefonla aktarmasının da engellendiğini dile getiren Akbaba, “Böyle bir şey olunca telefon direk kapanıyor. Ama bizim gördüğümüz kadarıyla cezaevi idarelerinin özellikle siyasi tutuklular üzerine baskısı var. Bu tür uygulamalar ile ‘Ölünüzde dirinizde bizim elimizde’ demek istiyor” diye belirtti.
‘HERKES SES ÇIKARSIN’
Cezaevi politikasına karşı durmaya devem edeceklerini belirten Akbaba, şunları söyledi: “Kimse korkmasın herkes buna karşı ses çıkarsın. Ses çıkarmadıkça korktuğumuzu düşünecekler. Orada bulunan benim dayım ben konuşmasam kim konuşacak. Bütün tutukluları sahiplenmek gerek.”
Devletin tutuklular üzerindeki politikasının bir an önce değişmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Akbaba, “Cezaevinde yasalar işlemiyor. Bu devlet politikasıdır” dedi.
