Ali Kemal Hüseyin
Bloomberg HT’ye konuşan ŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel, en uygun fiyatları sunmak üzere pek çok proje yürüttüklerini ve enflasyonu aşağı çekerek, müşterilerinin ekonomisine katkıda bulunduklarını söyledi.
Türkiye’nin 81 ilinde, 8 bin 432 mağaza ve 36 binden fazla çalışanı ile hizmet veren ŞOK Marketler, enflasyonun arttığı bir dönemde, her sene TUİK tarafından açıklanan gıda ve alkolsüz içecekler enflasyonunun ortalama 2-3 puan altında ölçülen bir iç enflasyon rakamı ile müşterilerinin ekonomisine de katkıda bulunuyor. Bloomberg HT’de Açıl Sezen tarafından sunulan Finans Merkezi programına konuk olan ŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel’in verdiği bilgiye göre, son iki yıldır bu oran daha da yükselerek, ŞOK Marketler’in enflasyonu, enflasyonun 4-5 puan altında gerçekleşti.
ŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel bunun temelinde ŞOK Marketlerin iş modelinin yattığını, düşük işletme giderleri ve çok düşük kar marjları ile büyük miktarlarda satış yaptıklarını ve ölçek ekonomisinden faydalandıklarını söyledi. Demirel müşterilerine her zaman kalitesinden emin oldukları, en uygun fiyatlı ürünleri sunmak üzere bazı projeler de yürüttüklerini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yüzden ŞOK Marketler’in enflasyonu, her zaman (TÜFE)’nin birkaç puan altında oluyor. Ayrıca Ağustos ayı boyunca sunduğumuz ekstra indirimli fiyatlarla da enflasyonla mücadeleye katkımızı daha da artırdık.”
TARLADAN SOFRAYA DOĞRU TARIMLA ÇİFTÇİYE DESTEK
ŞOK Marketler, gıdada girdi maliyetleri ile birlikte fiyatlar da artarken, müşterilerine en uygun fiyatlı ürünleri ulaştırmak üzere, “Tarladan Sofraya Doğru Tarım” gibi projeler yürütüyor. ŞOK Marketler bu kapsamda Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri ile de iş birliği yaparak, sözleşmeli tarımla, tohum seçiminden başlayarak üretimin her aşamasını denetlediği ürünleri aracısız olarak müşterilerine ulaştırıyor. Demirel, bu süreçte çiftçilere de destek verdiklerini söyleyip şöyle devam etti: “Bunu yaparken, çiftçilerin emeğinin karşılığını da zamanında ve eksiksiz ödüyoruz. Alım garantisi ile sözleşmemiz kapsamında ürettikleri tüm ürünleri kalibre gözetmeksizin satın alıyoruz. Bu kapsamda ürünlerin raflarımızda satışa uygun olmayan kısmı da ziyan edilmeden değerlendirilmek üzere sanayide kullanılıyor.”
ENFLASYONLA MÜCADELEYE KATKI SAĞLIYOR
ŞOK Marketler’in en uygun fiyatlı ürünleri sunarak enflasyonla mücadeleye sağladığı katkının altında yatan önemli unsurlardan biri de Türk tüketicisinin yakından tanıdığı öz markalı ürünleri. Marketler, Evin, Piyale, Amigo, Mis ve Mintax gibi sadece ŞOK Marketler’de ulaşabilecek tanınmış öz markalı ürünleri, pazarlama gibi giderler olmaksızın ve yine aracısız ve düşük kar marjları ile raflarına taşıyor. ŞOK Marketler, yaygın mağaza ağıyla müşterilerine yakın olmanın da avantajı ile öz markalı ürünlerini geniş bir müşteri ağı ile buluşturuyor ve düşük kar marjıyla satışını yaptığı bu ürünlerde perakende sektöründeki tabirle “sürümden” kazanıyor.
CEPTE DE ŞOK VAR
Özellikle pandemi döneminde online alışverişlerin artması ve dijital kanalların kullanımının aretmasıyla birlikte indirim marketler de bu alanda yatırımlar yaptılar. ŞOK Marketler de 2020’nin Mart ayında online market ve servis uygulamaması Cepte ŞOK’u hayata geçirdi. ŞOK Marketler, enflasyonu baskılayan fiyat politikasına, market fiyatlarıyla aynı fiyatları sunduğu ve ücretsiz olarak teslimat gerçekleştirdiği Cepte ŞOK uygulaması ile de devam ediyor.
Müşterilerin farklı ödeme seçenekleriyle siparişlerini aynı gün içinde teslim alabildiği uygulamada sadece internet sitesinden değil, mobil uygulama üzerinden ve telefonla da sipariş verilebiliyor. Ödemeler ise kapıda nakit olarak veya kredi kartı ile ya da uygulama üzerinden online yapılabiliyor.
„DAHA GİDECEK YOL VAR“
ŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel, ŞOK Marketler başta olmak üzere indirim marketlerin enflasyonu baskılayıcı etkisine dikkat çekerken, sektörün toplam perakende pazarı içinde henüz büyük bir pay almadığına da dikkat çekti: “Türkiye’de indirim marketlerin de içinde yer aldığı organize perakendenin toplam payı yüzde 40-45’ler seviyesinde. Gelişmiş ülkelerde bu oranın yüzde 80’lere ulaştığı düşünülürse, organize perakende alanında büyüme için daha gidecek yol var diyebiliriz.”
