in , , , ,

Mesud Barzani’nin ‘Tarihe Not’ kitabının Türkçesi Avesta Yayınları tarafından yayınlandı

Kürdistan Başkanı Mesud Barzani’nin Avesta Yayınları’ndan geçtiğimiz hafta Kürtçe çıkan „Bo Dîrokê” kitabının Türkçesi de “Tarihe Not” ismiyle yayımlandı.

"Hiçbir zaman sırtınızı başkasına yaslamayın"

Avesta Yayınları tarafından basılan ve gazeteci İlhan Yalın’ın çevirdiği „Tarihe Not“ adlı kitapta dünden bugüne Kürdistan’ın kısa tarihi, bağımsızlık referandumu sürecindeki gelişmeler, Kürdistan, Irak ve bölgeye dair değerlendirmeler bulunuyor.

Kitap çarpıcı bilgi, belge, gözlem ve anekdotlardan oluşuyor. Kitapta, “Son yüzyıldır Kürdistan halkı Irak devletiyle barış, eşitlik ve ortaklık içinde yaşamak için elinden gelen yaptı. Ancak Irak devleti Kürtleri marjinalleştirmek, Araplaştırmak, inkar etmek; Kürtlere soykırım uygulamak gibi pek çok yolu denedi. Kürtler, bu nedenlerden dolayı referandum gerçekleştirdi. Referandum, Kürdistan halkının yüz yıllık zorlu yaşamına karşın modern ve barışçıl bir anlayış göstermiştir” ifadeleri yer alıyor.

Kitabın ciltli baskısı da iki hafta sonra çıkacak. Öte yandan kitabın Kurmanci tercümesi „Bo Dîrokê“ de aynı yayınevinden gazeteci-yazar Arif Zêrevan’ın çevirisiyle mayıs ayında yayımlanmıştı.

Barzani, „Tarihe Not“ kitabında, Kürtlerin meşru ve barışçıl taleplerine silah, zulüm ve şovenizmle yaklaşıldığını vurguluyor.

Kitapta ailesinden 38, aşiretinden 8 bin ve ulusundan 182 bin kişinin vahşice katledilmesine rağmen „şahsi kininden dolayı görüşmek istemedi“ denilmesin diye Bağdat’a giderek Kürt milleti için bir çözüm fırsatı bulmaya çalıştığını aktaran Barzani, şunları kaydediyor:  

„Rahmetli Mam Celal (Talabani) ile birlikte görüşmeler için Bağdat’a gittik. Doğrusu, Irak devletinin Kürdistan halkına karşı işlediği bütün o vahşice işlenen suçlar gözümün önündeydi ve kan nehri içinde yürüdük. Milletimizin kanlarıyla kızıla boyanan o ellerle tokalaştık. Ancak asıl niyetimiz barışın tesisi için yeni bir sayfa açmaktı. O karar hayatımın en zor kararıydı.“  

Henüz 2010 yılında 2003 sonrası kurulan yeni Irak’ın uçurum ve tekçiliğe doğru gittiğini hissettiğini ve bunu birçok toplantı, görüşme ve açıklamada tehlikeye dikkat çektiğini ifade eden Barzani, „Anayasanın ihlalinin devam etmesi ve ortaklığın gözetilmemesi halinde Irak’ın çok büyük talihsizliklere uğrayacağına dair bütün tarafları bilgilendirmeye çalıştım. Maalesef uyarı ve işaretlerin dikkate alınmaması nedeniyle ülkenin durumunda ve KB ile Bağdat’ın ilişkilerinde gün geçtikçe sorunlar arttı“ değerlendirmesinde bulunuyor.    

„Ömrümüz Kürdistan’ın bağımsızlığı görmeye yetecek“  

Mayıs 2015 ABD ziyaretinde Başkan Barak Obama’ya „Kürt halkı geçen yüzyılda büyük acılar çekti. Bütün yolları denedik, bu durumdan yorulduk. Kürtler yüz yıldır bedel ödüyor. Bütün semavi din, insani yasa ve örflere göre her ulusun kendi kaderini tayin etmesi, kararını vermesi hakkıdır. Referanduma gidiyoruz ancak şu an için önceliğimiz DEAŞ ile savaştır. Bağdat ortaklığımızı kabul etmiyor ve bizde tebaa olmayı kabul etmiyoruz“ dediğini kaydeden Barzani, Obama’nın sözlerine dikkatle kulak verdiğini, Kürtler ile ilgili okumalar yaptığını ve Kürdistan halkının talihsizlikleri hakkında bilgisi olduğunu belirterek, devamında şu ifadelere yer veriyor:  

„Obama, Kürt ve Irak dosyasının Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın elinde olduğunu ve Biden ile oturup konuşmamızı söyledi. Ertesi gün Biden ile uzun bir görüşmemiz oldu. Irak ile olan yüz yıllık tarihimizden ve Kürdistan’ın bağımsızlığından açık bir şekilde söz ettik. Biden, ülkesinin Kürdistan’ın bağımsızlığı, Ortadoğu’daki sorun ve karmaşalarla ilgili görüşlerini açık bir dille anlattı ve sözlerini sonunda ‚İkimizin de ömrü Kürdistan’ın bağımsızlığını kendi gözlerimizle görmeye yetecek‘ dedi.“    

„Amerikan silahlarıyla Peşmerge’ye saldırılabileceğini asla öngörmüyorduk“  16 Ekim’de Kerkük’te yaşananlara da değinen Barzani, bağımsızlık referandumun bahane olduğunu, referandum yapılmasa bile planın her şekilde uygulanacağını aktarıyor.  

Mesud Barzani’nin kaleme aldığı „Tarihe Not“ adlı kitap Avesta Yayınları’ndan çıktı  

Referandumun başarısından sonra Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) bir kanadının Haşdi Şabi ile Kerkük’ün teslim edilmesi için bazı pazarlıkların döndüğüne ilişkin birtakım şeylerin konuşulduğuna da değinen Barzani, devamında Kerkük’ün Haşdi Şabi, İran ve Iraklı güçlere teslim edilmesine yol açan anlaşmadan KYB Politbürosu’nun bir bölümün de haberi olmadığına yer vererek şu bilgileri paylaşıyor:  

„Haşdi Şabi güçleri, İran askerlerinin yardımı ve İlbalpur isimli pasdarın emriyle 16 Ekim’de Kerkük ve tartışmalı bölgelere saldırı düzenledi. Amerika’nın gözetiminde ve silahlarıyla Peşmerge’ye saldırılabileceğini asla öngörmüyorduk. İçerdeki bir gücün kendi milletinin iradesine, sesine ve IKB’nin kurumlarına tecavüzde bulunacağını, Kürdistan topraklarını işgal etmek için Haşdi Şabi liderleriyle anlaşacağını da öngörmemiştik. 17 Ekim günü ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Douglas Silliman, bize ‘Dünya değişti, bugün dün değildir. Kendinizi gözden geçirmelisiniz‘ mesajını gönderdi. Abadi ve Haşdi Şabi öyle gurura kapılmıştı ki Erbil ve Duhok’u da almayı hesaplıyorlardı. 20 Ekim’de Erbil’e doğru ilerleyen Haşdi Şabi Pirdê de Peşmerge büyük kahramanlık sergileyerek saldırıları püskürttü. Haşdi Şabi tarafından kullanılan Abrams tankı tarihte ilk kez Peşmerge güçleri tarafından imha edildi. Bu zaferden sonra Silliman’ın mesajına ‚Bugün dün değildir, yarın da bugün gibi olmayacak‘ yanıtı verilmesini istedim.“     

„Hiçbir zaman sırtınızı başkasına yaslamayın“  

Kürdistan halkı için büyük ulusal kazanım olan referandumun başarılı olduğunu ifade eden Barzani, „Son Söz“ bölümünde „Diğer parçalardaki Kürt milletine duruşları, ilgi, alaka ve destekleri dolayısıyla dayanışma gösteren bütün Kürtlere sonsuz şükranlarımı takdim etmeyi bir borç bilirim“ diyerek, Kürt birey ve siyasetçilere şu tavsiyede bulunuyor:  „Hiçbir zaman sırtınızı başkasına yaslamayın. Dünya çıkarlar dünyasıdır. Çıkarları Kürtler ile örtüşürse dost olurlar, örtüşmezse sırtlarını dönüp tanımazlar. Bu yüzden sırtınızı sadece Allah’a ve kendinize verin. Eğer kendi Peşmergemiz ve gücümüz olursa Kürdistan kendini koruyabilir. Güçsüz olursak korunamadığımız gibi biz yok ederler. Referandumda Kürdistan düşmanlarının kin, nefret, şovenist ve kötü kalpli kişilerin iç yüzleri ortaya çıktı. Onların geçmişten asla nasihat almayacağı netleşti… Kürdistan halkının barışçıl sesine silah, savaş ve zorbalığa başvuranların da geçmişten ders çıkarmadığı ortaya çıktı. Onlar önce kendilerine ve ülkelerine zulmetmişler. Kürdistan halkının meselesi meşru bir siyasi, coğrafi, ulusal, tarihi ve yasal bir meseledir. İradesinin kırılması, yok edilmesi ve meşru davasının ortadan kaldırılması için yüz yıldır her türlü silah kullanıldı. Ancak Kürdistan halkı var olmaya devam etmiştir.“

Nerina Azad

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

F Tipi Film

AYM, HDP’nin kapatılması iddianamesini kabul etti