HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ile Kadın Koordinasyonu Üyeleri Feray Mertoğlu ve Tülay Koçak; Urfa, Adıyaman, Dersim, Ağrı, Iğdır ve Bitlis’te gerçekleştirilen “Kadın yoksulluğuna hayır” buluşmalarının sonuçlarını Genel Merkezde yaptıkları basın toplantısıyla açıkladı.
Toplantıda konuşan Başaran, özetle şunları söyledi:
„Devlet-mafya çete yönetimi tarafından yaşam alanlarımızın sermayedarlara nasıl sunulduğu ifşa edildi
‚Millet açsa onları da siz doyuruverin‘ diyenlerin tarlalardaki, yaylalardaki, seralardaki yoksulluktan haberleri var mı? İşte bizler; gerçekleştirdiğimiz bütün buluşmalarda imkânlarınızı seferber ederek halkı doyurduğunuza değil, aksine yoksulluğa mahkum ettiğinize bizzat tanıklık ettik. Her sıkıştığında partimize, halklara ve biz kadınlara saldıran bu erkek ittifakın biz kadınlar nezdinde meşruiyeti yoktur ve hiçbir zaman da olmayacaktır. Kadınları evlere kapatan, ev içi emeğini yok sayan, ucuz işgücü olarak gören, emeğini sömüren, kadınlara yoksulluğu dayatan ve erkeğe bağımlı hale getirmek isteyen kirli ittifakın kadın düşmanı politikalarına karşı “Kadın yoksulluğuna hayır, kadınlar için adalet” buluşmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz.
‚EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALAMAYAN KADINLARIN SESİYİZ‘
Buluşmalarımız kapsamında; Urfa’da ‚Sesimizi duyan yok. Çalışmak ayıp değil, ama emeğimizin karşılığını alamıyoruz‘ diyen kadınların sesiyiz. Domates-biber tarlalarında sabahın 5:00’inden akşam 18:00’e günlük sadece 60 TL’ye çalışan kadınlarla bir araya geldik. Güvencesiz, insanlık dışı koşullarda yaşamını idame ettirmeye çalışan kadınlar ‚Su yok, elektrik yok, yakınlarda içme suyu yok. Her şey çok pahalı. Geçinemiyoruz‘ diyor.
Çiftçi destek alamıyor, mazot ve gübreyi karşılayamıyor.
Çoğu üniversite öğrencisi olan ve masraflarını karşılayamadığı için sabah 5:00’ten akşam 17:00’ye kadar mercimek tarlasında çalışan genç kadınlar, seslerinin duyulmadığını söylüyor. Sorunlarını ne kadar dile getirseler de çözümsüzlüğün farkındalar. “Burada hepimizin tek talebi, yevmiyelerimizin yükseltilmesi. Çalışmak ayıp değil; ama emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Günlük 55 TL ile kim geçinebilir ki?” Bu sorunun muhatabı iktidarın kendisidir. Bu kadınların sesini duyurmaya devam edeceğiz.
‚HİÇBİR SAĞLIK GÜVENCELERİ YOK‘
Urfa’da domates, biber, mercimek tarlalarında çalışan ve oradan Malatya’ya, Karadeniz’e çalışmaya gitmek zorunda bırakılan kadınlarla dayanışma içerisinde olacağız. ‚Şurada düşsek hiçbir sağlık güvencemiz yok‘ diyen ve güvence talep eden kadınların talebi talebimizdir.
Bizden sadece ses değil çözüm de istiyorlar, onların isyanı olacağız.
Adıyaman’da ‚Benim ağlayan bebeğim, yoksulluktan kaynaklı yarım kalan eğitimimdir‘ diyen tütün emekçisi kadının isyanıyız! Geçimini tütün tarlalarında işçilik yaparak sağlayan, konutlarda çoğu tek kişilik odalarda birden fazla kişiyle kalmak zorunda olan, günlük 100 ya da 110 TL’ye çalışan kadınlar, iktidarın kadınları nasıl yoksullaştırdığının farkında.
‚KADINLARIN YAŞAM MÜCADELESİNİN PARÇASIYIZ‘
Dersim Hozat’ta ‚Fabrika istemiyoruz, doğamızı bozuyor‘ diyerek kendi ürettiklerini aracısız satan kadınların yaşam mücadelesinin parçasıyız! Rant ve talan uğruna doğayı katleden ve kadınlara yaşam alanı bırakmayan erkek ittifakın doğa düşmanı politikalarına karşı Hozatlı kadınlar köylerinde yetişen meyveleri toplayarak reçel ve marmelat yapıyor; kendi imkânlarıyla, aracısız bir şekilde satış gerçekleştiriyor. Belediyelerimize kayyum atayarak kadın kooperatiflerini işlevsizleştiren, kapatan iktidarın kadın düşmanı politikalarına karşı Hozatlı kadınlar, ürettiklerini sosyal medya üzerinden satarak kazançlarını bu şekilde sağlıyor. Bir kadının kredi çekmesi sonucu kurulan, ardından 3 yılda onlarca kadına iş ve kazanç sağlayan ‚Hozat Taner Köyü Reçelleri Atölyesi‘ emek sömürüsüne, dayatılan yoksulluğa, erkek egemen kapitalist düzene karşı kadınların diz çökmeyen, boyun eğmeyen direnişinin adı ve resmidir.
‚EMEĞİMİZİN DEĞERİNİ KENDİMİZ BELİRLEYECEĞİZ‘
Yine Ovacık’ta kooperatif bünyesinde açtıkları atölyede yöresel kıyafetler üreterek aracısız bir şekilde kendi imkânları ile stant açan, sosyal medya hesaplarından satış yapan kadınlar bir kez daha gösteriyor ki; kadınlar yoksulluğun kadınlaşmasına izin vermeyecek. İktidarın kadın semt pazarlarına karşı geliştirdiği kadın düşmanı politikalarını, Amed’de Jiyan Kadın Semt Pazarı’ndaki uygulamalarından çok iyi biliyoruz. Ancak bu iktidar da şunu çok iyi bilsin ki Jiyan Semt Pazarı’ndaki kadınların mücadelesi bizlerin ilham kaynağıdır. Hep birlikte pazar alanlarımızı kuracağız. Emeğimizin değerini iktidarlar, erkekler değil; biz kendimiz belirleyeceğiz!
Ağrı Sinek Yaylası’nda ‚Kadınların işi biter mi? En ağır yükü kadınlar taşıyor‘ diyerek yaşam mücadelesi veren Koçer kadınların yükünü hep birlikte omuzlayacağız.
Ağrıda kadınlar atölyelerde asgari ücret bile alamıyor.
Ekolojik bir yaşamı hep birlikte inşa edeceğiz.
Iğdır’da ‚Hayat pahalı, yetmiyor kazandıklarımız‘ diyerek kayısı bahçelerinde çalışan kadınların sesiyiz. Sabah 4:00’ten akşam 17:00’ye kadar kayısı bahçesinde 70-100 TL karşılığında çalışan kadınlar toplanan kayısıları paketlediklerini, bazen 100 bazen de 150 kasa yaptıklarını, 5 dakika dahi mola veremediklerini, yedikleri yemeği sindirmeden çalışmaya başladıklarını anlatıyor. Kayısı işçisi kadınlar, sigortalı çalışmak istiyor. Bir kadın diyor ki: ‚Aldığım para eve gidene kadar bitiyor. Çocuğumun bez parasına bile yetmiyor.‘
Kadınlar kendilerine yoksulluğu dayatanların milyarlarca vurgun yapanlar olduğunu biliyor.
Tatvan’da, ‚Ürettiklerimizi 50 kuruşa alanlar, kendileri 6-7 liraya satıyor‘ diyerek erkek egemen kapitalist düzeni ifşa eden kadınlarız!
Resim öğretmeni olmak isteyen ve resim kursuna gitmek için tarlada çalışmak zorunda olan, ‚muhtemelen küçük olduğum için bana daha az ücret verecekler‘ diyen genç kadının tuvalindeki renkleri hep beraber boyayacağız. O renkler erkek egemen rejim karşısında mücadele ve dayanışma ile kazanan kadın mücadelemizin imzası olacak.“
ANF