ALMANYALILAR – Hamburg’da artık geleneksel hale gelen yazar ve edebiyatçıların bir araya gelmeleri bu yıl üçüncü defa gerçekleşti. Cumartesi akşamı Hamburg’un Altona semtindeki Mekan adlı kuruluşta yazarlar ve edebiyatseverler tekrar bir araya geldiler. Uzun yıllardır bu şehirde edebiyat çalışmalarını sürdüren yazarlar, okurlar, edebiyata ilgi duyanlar yine sıradışı bir etkinliğe imza attılar.
Süleyman Deveci yaptığı açılış konuşmasında yazar ile edebiyatçı yazar arasındaki farkı ele aldı. Aynı zamanda artık geleneksel hale gelen edebiyatçı buluşmalarının önem ve içeriğine değindi. Edebiyatçılar buluşmasında edebiyatla uğraşan yazarları ve edebiyatı seven okurları bir araya getirmeyi hedeflediklerine değinen Yazar Deveci, faaliyetlerinin ruhuna uygun bir biçimde yazarlar ile edebiyatseverleri kaynaştırma, tanıştırma, buluşturma gibi bir hedeflerinin olduğunu ve bugüne kadar bu istikametten sapmadıklarını belirterek katılımcıları selamladı.
Etkinliğin ilk öykü sunumunu Hamburg’un yegane kitapçısı Derya Tüncel bir çocuk öyküsü ile yaptı. Daha önce internet üzerinden çocuk kitapları satışı yapan ve geçenlerde açtığı yeni kitapçı dükkanı ile Hamburglu edebiyatseverlerin yakından tanıdığı Tüncel, katıldığı çocuk öyküleri yazma atölyesi döneminde kaleme aldığı bir öyküsünü okudu. Akabinde gelen soruları yanıtlayan çocuk kitapları satıcısı ve öykü yazarını, aynı zamanda Gazete Hamburg yazarlarından Cezmi Ancil’in babalarının günahlarını çocuklarının çekmemesi gerektiğini anlattığı bir mülteci öyküsü izledi.
12 Eylül döneminde siyasi takibata uğradığını, işkence ve cezaevi geçmişi olduğunu anlatan Ancil, sıradışı hayat hikayesinde kendisine edebiyatın güç verdiğini, yazarak hayat tutunduğunu, başından geçenleri eserlerinde işlediğini anlattı. Toplumsal gerçekçi bir edebiyat anlayışını savunduğunu belirten yazar böylesi bir etkinliğe ilk defa katıldığının altını çizerek övgü içeren ifadeler kullandı.
Soru yanıtlardan sonra yine bir başka Gazete Hamburg yazarı Gülseren Kaya’nın etkileyici Kara Tren adlı çocukken birebir yaşadığı, özellikle ilk kuşak göçmen ailelerin geride bırakmak zorunda kaldıkları çocukları, göçmenliğin konuşulmayan ayrı bir boyutunu ele alındı.
Zorla birbirinden koparılan anne-kız ekseninde kısa öyküsünde nice insanda travmalara neden olan, hala bugün bile göçün üzerinden altmış yıl geçmiş olsa bile konuşulmayan tabu konulardan birini işleyen yazar, duygu dolu bir atmosfer yaratarak hüzünlü ayrılıkların da ancak anlatılarak tahammül edeilebileceğine bir örnek sundu.
Yazar Okan Oruk ise öyküsünde “İnsanlaşabilememek” adlı kısa öyküsünde merhamet ve vicdan konularını ele aldı. Her insanda olması gereken bu sıradan özelliklerin bir çoğumuzda olmadığını masaya yatıran yazar, aynı zamanda konuyla ilgili birbirinden farklı görüşlerin serbestçe tartışıldığı anların ortaya çıkmasına vesile oldu. Neden böyleyiz, hangi nedenler böylesi davranışlara mahal veriyor sorunsalı farklı fikirlerin ortaya çıkmasına ve eni boyu tartışılmasını beraberinde getirdi.
Yazar Gülderen Arık ise başarılı insanların aynı zamanda da kıskançlık kurbanları olduğunu, her yüze gülenin dost olmadığı anlamına gelebilecek öyküsünü sundu. Sahte dostlukların, gülerek insana dost görünenlerin, vuku bulan başarıların destekçi ve savunucularıymış gibi davranıp aslında hiçte öyle olmayanların varlığına değinen yazar böylesi bir tehlikeye karşı uyarılarda bulundu.
Hemen her yazarın öykülerinden sonra sorulan sorular veya ifade edilen kişisel görüşlerle sıradışı bir yazar-edebiyatsever buluşması yaşandı. Etkinliğin son konuşmacısı Yazar Süleyman Deveci “Neden öykü yazıyoruz?” adlı metni ile kendi deneyim ve gözlemlerinden yola çıkarak konuyu farklı boyutlarıyla masaya yatırdı. Her yazarın öykü yazmak için bir çok farklı nedeni olsa da ortak ana nedenin anlatma ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Farklı nedenleri alabildiğine geniş bir yelpazeden örnekleriyle ele alan yazar göçmenlere en yakın edebi türün öykü olduğu konusunda iddialarda bulunarak, edebiyatın gurbeti yuva yapabileceği, yuvayı ise daha da aydınlatıp ısıtabileceği görüşlerini savundu. Oldukça interaktif ve dolu dolu geçen buluşma gerek yazarlar gerekse de edebiyatseverler tarafından oldukça nitelikli ve zengin içerikli olarak tanımlandı, bu yönde tam not aldı.
29.09.2024