Türkçede Eddy’nin Sonu, Babamı Kim Öldürdü ve Şiddetin Tarihi kitaplarıyla bilinen, günümüzün en etkili genç yazarlarından Édouard Louis, otobiyografik romanı Değişmek’le okurla buluşuyor. Bu kez özyaşamına dair her detayı, her vahşeti ve her umutsuzluk notasını tek tek ortaya çıkaran yazar, şiddete kurban gitmiş çocukluğunun intikamını almak için kendi ruhunu bile yerle bir etmekten korkmadan başka biri olmak uğruna verdiği tüm mücadeleyi, ödediği bedelleri dile getiriyor. Değişmek okura sadece bir “kendini kurtarış” hikâyesi değil, aynı zamanda sınıf, güç ve eşitsizlikle bölünmüş bir toplumun derin bir portresi sunuyor.
Homofobiyi, ırkçılığı, egemenlerin zorbalığını, işçi sınıfını ve sosyal eşitsizliği odağına alan kitapları yirmiden fazla dile çevrilen genç yazar Édouard Louis’nin, Değişmek romanı Can Yayınları etiketiyle raflarda!
Tek bir amacı vardı: Başka biri olmak
“Tek bir soru hayatımın merkezine yerleşmiş, tüm düşüncelerimi esir almış ve kendimle baş başa kaldığım her ânı işgal etmişti: Geçmişimden nasıl ve ne şekilde intikam alabilirdim? Her şeyi denedim.”
Édouard Louis, doğup büyüdüğü, tüm bireylerini sanki aynı kadere mahkûm eden taşra kasabasındaki yoksulluk, ayrımcılık ve şiddetin ötesinde özgür bir yaşam kurmak zorunda hisseder kendini; bu yüzden bir keşif ve dönüşüm yolculuğuna çıkar. İsmini, yüzünü, konuşmasını, hareketlerini değiştirir; kendi oluşturduğu kimlikle yeniden doğar. Asla erişemeyeceğini düşündüğü bir dünyaya, egemenlerin dünyasına girmek için, o dünyanın bir parçası olabilmek için zihninin ve bedeninin tüm sınırlarını zorlar. Yaptığı her şey tek bir takıntı tarafından güdülenmektedir: Şiddete kurban gitmiş çocukluğunun intikamını almak için başka biri olmak.
Kendi kuşağının en önemli seslerinden biri olarak gösterilen Édouard Louis sadece kişisel bir macerayı, bir hayalin hikâyesini ya da “kendini kurtarış”ını anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda sınıf, güç ve eşitsizlikle bölünmüş bir toplumun canlı bir portresini çiziyor. Değişmek sosyal sınıf, dönüşüm ve geçmişi geride bırakmanın tehlikeleri üzerine otobiyografik bir roman.
ÉDOUARD LOUIS, 1992’de, Fransa’nın kuzeyindeki Amiens şehrinde, işçi sınıfına mensup bir ailede doğdu. Ailesinde üniversiteye giden ilk kişi olarak École Normale Supérieure’e girdi. Daha sonra siyasal bilimler üzerine yüksek lisans yaptı. 2013’te doğum adı olan Eddy Bellegueule’ü Édouard Louis olarak değiştirdi. 2014’te büyük yankı uyandıran otobiyografik romanı Eddy’nin Sonu’nu ve 2016’da Şiddetin Tarihi’ni, 2018’de ise Babamı Kim Öldürdü’yü yazdı. Homofobiyi, ırkçılığı, egemenlerin zorbalığını, işçi sınıfını ve sosyal eşitsizliği odağına alan kitapları yirmiden fazla dile çevrildi. Günümüzün en etkili genç yazarlarından biri olarak gösteriliyor.
AYBERK ERKAY, Fransız edebiyatı, çağdaş felsefe ve tiyatro kuramları eğitimi aldıktan sonra akademik ve sanatsal çalışmalarını bu alanlarda sürdürdü. Farklı Batı dillerinden çok sayıda edebî eseri dilimize kazandırdı. Çevirdiği çok sayıda düzyazı ve poetik metin farklı yayınevleri tarafından yayımlandı, oyun çevirilerinden birçoğu sahneye taşındı. Flaubert, Stendhal, Rimbaud, Mallarmé, Apollinaire, Valéry, T.S. Eliot, Aragon, Artaud, Vian, Camus, Céline, Genet, Perec, Koltès gibi Batı edebiyatının farklı türlerinde öncülük etmiş isimlerden yaptığı çevirilerin yanı sıra kıyıda kalmış metinler üzerine yaptığı araştırmalar, yazınsal çalışmalar ve hazırladığı koleksiyonlarla alana katkıda bulundu.