in ,

20. yüzyıla damgasına vuran Albert Camus’den hem duygusal hem entelektüel bir portre: Günlükler

Edebiyat

Albert Camus’nün, tüm samimiyetiyle okura kendini açtığı eseri Günlükler, raflarda. 

20. yüzyıl edebiyat ve düşünce dünyasının en önemli adlarından biri olarak kabul edilen Albert Camus’nün, Avrupa’da hiç tanınmadığı yıllardan, 1960’ta yaratıcılığının zirvesindeyken bir trafik kazasında ölümüne kadarki tüm günlük kayıtlarını bir araya getiren Günlükler, Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor. 

20. yüzyıla damgasını vuran Albert Camus’nün, tüm samimiyetiyle okura kendini açtığı eseri Günlükler, raflarda. 

Günlükler, Camus’nün Avrupa’da hiç tanınmadığı yıllardan, 1960’ta yaratıcılığının zirvesindeyken bir trafik kazasında ölümüne kadarki tüm günlük kayıtlarını bir araya getiriyor. Usta yazarın hayatı boyunca neler yaptığından çok neler hissettiğini anlatan eser, aynı zamanda duygusal bir otobiyografi olma niteliğinde.

Büyük düşüncelerin ardından sürekli insana, insani olana dönen bir yazardır Camus. “Bir yazarın öğrenmesi gereken ilk şey, hissettiği şeyi hissettirmek istediği şeye aktarabilme sanatıdır,” der. Okurlarına bir şeye karşı çıkmak için önce inanmak gerektiğini öğretir. Bu inancın en sağlam temellerinden biri de duyguları ve samimiyetidir. Bu samimiyet başta farklı üslupların ortaya çıktığı bir mozaik teşkil eden Günlükler’de görülür. Burada kendisiyle olduğu kadar dünyayla da yüzleşir Camus.

Okuma notları, roman planları, seyahat günlükleri, aforizmalar, çarpıcı formüller; bu fragmanlar bir sanatçının portresini anlamak için elzem olmakla birlikte hayatının ve eserinin anlamını bulmaya çalışan bir insanın en önemli tanığıdırlar. 

“Camus okurlara kendini açıyor, sevgilerini, pişmanlıklarını, anılarını, sorunlarını, şikayetlerini, sanat ve yazı hakkındaki fikirlerini anlatıyor.”

ALBERT CAMUS, Cezayir’de doğdu. Cezayir Üniversitesi’nde sürdürdüğü felsefe öğrenimini sağlık nedenleriyle yarıda bıraktı. 1938’de Paris’e gitti, ilk yapıtları Tersi ve Yüzü ve Düğün bu dönemde yayımlandı. Edebiyat dünyasına asıl girişini, 1942’de yayımlanan Yabancı adlı romanı ve Sisifos Söyleni adlı felsefi denemesi belirledi. Birbirini tamamlayan bu iki yapıtta, varoluşçu izler taşıyan “saçma” felsefesini geliştirdi. Başkaldıran İnsan, Yaz, Sürgün ve Krallık isimli eserleriyle hem edebiyat hem de düşünce alanlarında yetkinliğini kanıtladı. Mutlu Ölüm ve İlk Adam adlı romanları ölümünden sonra yayımlandı. 1957’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen ve bugün 20. yüzyıl edebiyat ve düşünce dünyasının en önemli adlarından biri kabul edilen Albert Camus 1960’ta öldü.

BERNA GÜNEN, 1979’da İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu. Galatasaray Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okurken Robert Schuman Bursu’na hak kazanarak eğitimine Fransa’da Institut d’Etudes Politiques de Paris’de (Sciences Po) devam etti. Bu okulda 20. yüzyıl Avrupa tarihi üzerine lisans, yüksek lisans ve doktora yaptı. Fransızca ve İngilizceden çeviriler yapıyor.

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Nox Ensemble, “Müzikal Anlar” temalı konserle sahnede

Responsibility: Wieso ich? Sollen doch die anderen anfangen!