Victoria döneminin öne çıkan kadın yazarlarından George Eliot’un ilk kez 1859 yılında Blackwood’s Magazine’de isimsiz olarak yayımlanan uzun öyküsü Sır Perdesi, Can Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alıyor. Döneminin frenoloji ve manyetizma gibi sözde bilimlerinden etkilenen Eliot’ın tek bilimkurgu eseri sayılan bu uzun öykü, insan ruhunun kuytu köşelerini yokluyor ve hayatın kader, beklenti, bilinmezlik, ölüm, saklı kötülük, tecrit, saplantılı tutku gibi karanlık ve gizemli yanlarını sorguluyor.
İngiliz romancı, çevirmen ve gazeteci George Eliot’ın Victoria dönemi gotik kurgusunun başyapıtlarından biri olarak kabul edilen çarpıcı uzun öyküsü Sır Perdesi, Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor. Eser, Eliot’ın ustası olduğu gerçekçi kurgudan oldukça farklı olarak metafizik algılama, ölümden sonra olası yaşam ve kaderin gücü temalarına odaklanıyor. Yazarın ilk kez 1859 yılında Blackwood’s Magazine’de isimsiz olarak yayımladığı öykü, Robert Louis Stevenson’ın Strange Case of Dr. Jekyll ve Mr. Hyde (1886) ve Bram Stoker’ın Dracula (1897) adlı kitaplarından da örnekler taşıyan Victoria dönemi korku kurgu geleneğinin önemli bir parçası olarak kabul ediliyor.
Eliot’ın kendi ahlak felsefesinin anatomisi
Sır Perdesi, kehanet vizyonlarıyla lanetlenmiş bir adamın acılar içindeki ruhunu mercek altına alıyor. Hassas kahraman Latimer, kendisini toplumdan soyutlayan ve derin bir melankoliye yol açan uğursuz bir durugörüye sahiptir. Önsezileri yoğunlaştıkça, Latimer kehanette bulunduğu kaderinden kaçmak için mücadele eder.
Beyin fizyolojisi, hipnoz, frenoloji ve yeniden canlandırma deneylerine yönelik çağdaş bilimsel ilgiden yararlanan karanlık bir fantezi olan bu eser, Eliot’ın kendi ahlak felsefesinin anatomisi.
GEORGE ELIOT, İngiliz romancı, çevirmen ve gazeteci Mary Anne Evans’ın yapıtlarında kullandığı takma addır. 1819-1880 yılları arasında yaşayan Eliot, Victoria döneminin önde gelen yazarlarından biriydi. Silas Marner, The Mill on the Floss, Middlemarch, Daniel Deronda, Aşkın Bedeli, Romola, Felix Holt adlarındaki yedi romanı, çok sayıda şiiri ve çevirileriyle dünya edebiyatında haklı bir yer kazanırken, siyasal tavrıyla da öne çıktı. Eserlerinde özellikle kırsal kesim yaşamını, toplumdan dışlanmış insanların sorunlarını işledi. Gerçekçi bir anlatımla yazdığı kitaplarında derin bir psikolojik boyut ve ustalıkla işlenmiş karakterler yer alırken otobiyografik öğelere de yer verdi. O dönemde kadın yazarlar kendi adlarıyla kitap yayımlarken o, takma ad olarak bir erkek adını yeğledi. Bunu, “Kadınlar yalnızca hafif aşk romanları yazar,” önyargısını kırmak ve ciddiye alınmak için yaptığını açıkladı. Yaşamını sürdürmekte olduğu Chelsea’de 61 yaşında öldü.
ZEYNEP BİLGE, 1977’de İstanbul’da doğdu. Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda tamamladı. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde doçent olarak çalışmakta. Uzmanlık alanları edebiyat uyarlaması operalar ve Victoria dönemi İngiliz romanı olan Zeynep Bilge, aralarında Dracula’nın da bulunduğu çeşitli 19. yüzyıl gotik romanların İngilizceden çevirisini yapmıştır.