32058 numaralı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile 2023 yılı “Aşık Veysel” yılı ilan edildi. UNESCO tarafından da Uluslararası Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri Programına alındı. Bu gelişme Aşık Veysel’in sadece yerel değil, aynı zamanda evrensel değerlerimizi yansıtan kıymetli sanatçılarımızdan biri olduğunu tüm dünyaya kanıtlarken, sanatçı için Muğla, Bodrum’da anma organizasyonu düzenlendi.
Proje Lideri ve Fotoğraf Sanatçısı Cumhur Aygün ise konuya dair şunları söyledi: “Bu kadar değerli bir organizasyonun parçası olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Etkinlik için Sia Familia’yı seçmemizin en önemli nedeni, sahip olduğu doğal, tarihi dokusu ve birçok medeniyetin beşiği olması. Yüzlerce yıllık ağaçların çevrelediği, huzur veren doğasıyla 50 dönümlük bir arazide oluşturulan performans alanı, bundan sonra da birçok sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapacak. Bodrum’a değer katan, doğayla iç içe bu ortamda ilk sanatsal etkinliği gerçekleştirmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. 2 ay boyunca ön hazırlıklarını yaptığımız çalışma yaklaşık 5 günde 20 kişilik bir proje ekibiyle hayata geçti. Aşık Veysel Kara Toprak Projesi, 25×35 metre ebatlarında toprakla oluşturulan ilk dev portre olma özelliği taşıyor. Aşık Veysel’in aramızdan ayrılışının 50. yılında, 25 bin avuç kara toprakla portresini hazırlamak, ustaya minnetimizin büyük bir göstergesi.”
“Kara Toprak türküsü, bir bütün olan evren anlayışının tipik bir örneğidir”
Aşık Veysel’in on bir kıtadan oluşan Kara Toprak şiiri, “Dost dost diye nicesine sarıldım” dizesiyle başlar. Kara Toprak da, diğer türkülerinde olduğu gibi, Aşık Veysel’in her bakımdan ermiş, bilge kişiliğini yansıtır. Değerli ozan, kendinden çok diğer canlıları, insanları, hayvanları, çevreyi ve doğayı düşünür. Türkülerinde aşk, Allah, insan, doğa ve memleket sevgisi; üretmek, paylaşmak, insanlığa değer katmak ve insanın dünyadaki faniliği gibi konuları işler. Kara Toprak türküsünde de, insanın fani dünyada anne babasının, eşinin, sevdiğinin, dostunun bile ihanetine uğrayıp hayal kırıklığı yaşayabileceğini, onu yarı yolda bırakmayacak yegane varlığın “sadık yâri kara toprak” olduğunu vurgular. Nihayetinde her şey bittiğinde, tıpkı ana rahmindeki sıcak bir karanlığa uzanır gibi, yine kara toprağın koynuna kavuşuruz. Aşık Veysel’in anlattığı “kara toprak” yekpare bir bütün olan evren anlayışının tipik bir örneğidir.