Celâl Şengör, „Dikkat Değer Mevzular“ kitabıyla çeşitli konuları bilimsel bir perspektifle ele alıyor. Deprem gerçeğinden bilim tarihine, Lozan Barış Antlaşması’nın Türkiye’nin entelektüel gelişmesine katkısından uluslararası politikaya kadar farklı konuları kapsayan kitap, okuyuculara ilgi çekici bir yolculuk vadediyor.
Sivri kalemi ve özgün üslubuyla tanınan Profesör Şengör, „Dikkat Değer Mevzular” kitabında okuyuculara bilgi dolu bir okuma deneyimi sunuyor. Kitap, sayfalar arasında gezinen okura ünlü bilim insanının kişisel dostlukları ve bilimsel bilgiyi korumak için verdiği mücadelelerini de yakından tanıma fırsatı veriyor. Tarih ve toplumun derinliklerine ilgi duyanları büyülü bir yolculuğa çıkaran; “Dikkate Değer Mevzular”, İnkılâp Kitabevi imzasıyla farklı bir bakış açısı sunmanın yanı sıra, tarihçilere ve çeşitli alanlara ilgi duyan okuyuculara eşsiz bir kaynak niteliği taşıyor.
Kitap Hakkında
Türkiye hep böyle kalitesizdi. Bunun nedeni 1000 yıllık cehalet yönetimidir. Bu 1000 yıl içinde Türkiye, birkaç kişi dışında, uluslararası değerde hiç kimse üretememiştir. Elbette padişahlarımızın hepsi, veziri azamlarımızın hemen hepsi tarihte mevcuttur ama dünyadaki her ülkenin en üst yöneticilerini tarih kaydeder. Osmanlı padişahları arasında padişah olmasa adı bilinecek sadece ve sadece bir tek kişi vardır: Fatih Sultan Mehmet. Bilimadamı? Sarı Lütfi’den ve Hüseyin Tevfik Paşa’dan başka yok ki; bunlar da genel değil ancak özel bir bilim tarihinde minik bir yer alabilirler. Sarı Lütfi, Fatih’e, onunla şakalaşacak kadar yakın olan matematikçi ve Fatih’in kütüphanecisi, II. Bayezid tarafından Sultan Ahmet’te dinsizdir diye astırılmamış mıydı?
Türkiye’nin bütün dünyanın bildiği ve takdir ettiği tek bir kişisi vardır: Atatürk. Onun yönetimindeki 15 sene ülkemiz tarihinin altın çağıdır. Ondan öncesi ve sonrası birer felakettir. Atatürk’ten sonrası yavaş bir iniş olmuştur ne yazık ki. Hiçbirini icat etmemiş olduğumuz çağdaş haberleşme imkânları sayesinde bikini giymeyi, Mercedes’e binmeyi, oradan buradan pop şarkı bestesi yürütmeyi öğrendik. Bilimde ve sanatta birkaç iyi icracımız oldu. Nobel’in en tartışmalı iki dalı olan barış ve edebiyattan ikincisinde bir temsilcimiz oldu. Sonrası? Boş.
Osmanlı’dan öğrendiğimiz cehalet kurumları ve liyakatin değersiz görülmesi ile ona paralel rüşvet müessesesi bizi mahvetmiştir.
Yazar Hakkında
Prof. Dr. Dr. h.c. mult. A. M. Celâl Şengör
24 Mart 1955’te İstanbul’da doğdu. 1973 yılında Robert Academy’yi bitirdi, 1978’de University at Albany’den (State University of New York) jeolog olarak mezun oldu. Aynı üniversitede 1979’da master, 1982’de doktora yaptı. 1981’de İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji kürsüsüne asistan oldu. 1984’te Londra Jeoloji Cemiyeti’nin “Başkanlık Ödülü”nü, 1986’da TÜBİTAK’ın “Bilim Ödülü”nü aldı. Aynı yıl İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim dalında doçent oldu. 1988’de Neuchâtel Üniversitesi Fen Fakültesi’nden şeref bilim doktoru (Docteur ès sciences honoris causa) payesi aldı. 1990’da Academia Europaea’ya ilk Türk üye olarak seçildi, aynı yıl Avusturya Jeoloji Servisi muhabir üyesi, 1991 yılında Avusturya Jeoloji Derneği şeref üyesi oldu. 1991 yılında Kültür Bakanlığı’nın Bilgi Çağı Ödülü’nü kazandı. 1992’de İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim dalında profesörlüğe yükseltildi. 1993 yılında Türkiye Bilimler Akademisi kurucu üyesi oldu, akademi konseyine seçildi. Aynı yıl TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi oldu. 1994’te Rusya Doğa Bilimleri Akademisi üyeliğine, Fransız ve Amerikan Jeoloji Dernekleri şeref üyeliğine seçildi, ayrıca kendisine Fransız Fizik Cemiyeti ve École Normale Supérieure Vakfı tarafından Rammal Madalyası verildi. Şengör 1997 yılında Fransız Bilimler Akademisi tarafından yerbilimleri dalında büyük ödül (Lutaud Ödülü) ile taltif edildi. 1998, Mayıs ayı içerisinde Şengör’e, Collège de France’ta misafir profesör olarak bir kürsü verildi. Burada “XIX. yüzyılda tektoniğin gelişmesine Fransız jeologlarının katkısı” konulu bir ders verdi ve 28 Mayıs 1998’de Collège de France’ın madalyasını aldı. 1999’da Londra Jeoloji Cemiyeti kendisine Bigsby Madalyası’nı tevcih etti. 2000 yılının Nisan ayında Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilimler Akademisi yabancı üyeliğine seçilen ilk Türk oldu. 2004-2005 öğretim yılında Şengör, Collège de France’da “Uluslararası Kürsü” (“Chaire internationale”) profesörlüğünü deruhte etti ve 20 Mart 2005’te ikinci kez Collège de France Madalyası’nı aldı. 2006’da üç yıllığına Paris Ulusal Doğa Tarihi Müzesi onur üyeliğine getirildi ve Rus Bilimler Akademisi’ne yabancı üye olarak seçildi. 2014 yılında Leopoldina Alman Ulusal Bilimler Akademisi’ne, 2015’te de Avusturya Bilimler Akademisi’ne seçildi. 2009’da Londra’daki Doğa Tarihi Müzesi (The Natural History Museum) Şengör’ü fahrî araştırmacı olarak atadı ve aynı yıl dünyanın en iyi altıncı üniversitesi addedilen Chicago Üniversitesi kendisine şeref bilim doktoru payesini tevcih etti. 2010 yılı Ekim ayında Almanya’nın bir yerbilimciye verdiği en büyük ödül olan Steinmann Madalyası ile taltif edildi. 2017’de Amerikan Jeoloji Derneği’nin Bilim Tarihi ve Felsefesi Bölümü’nün Mary C. Rabbitt ödülünü, 2018’de de Avrupa Yerbilimleri Birliği’nin katı arz konusundaki en büyük madalyası olan Arthur Holmes Madalyası’nı aldı. 2022 yılında Avusturya Jeoloji Derneği, Şengör’e en büyük madalyası olan Suess madalyasını verdi. Şengör, Collège de France dışında İngiltere’de Oxford (Royal Society Araştırıcı bursuyla), ABD’de California Institute of Technology (Moore Distinguished Scholar olarak) ve Avusturya’da Salzburg-Lodron Paris üniversitelerinde misafir profesörlük yapmıştır.
Şengör jeolojide bilhassa yapısal jeoloji ve tektonik dallarındaki çalışmaları ile ün yapmıştır. Bu konuda 20 kitap, 322 bilimsel makale, 246 tebliğ özeti, 91 popüler bilim makalesi; tarih ve felsefe ile ilgili popüler 13 kitap ve 500’ü geçen deneme yazısı yayımlamıştır. Bunların 1997-1998 yılları arasında Cumhuriyet Bilim Teknik dergisindeki “Zümrütten Akisler” köşesinde çıkmış olanları Yapı Kredi Kültür Sanat Yayınları tarafından 1999’da Zümrütnâme başlığı altında kitaplaştırılmıştır. 2003 yılında ise ikinci deneme kitabı Zümrüt Ayna başlığıyla yayımlanmıştır. Yaşam öyküsü 2010 yılında Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Nehir Söyleşi serisinde Bir Bilim Adamının Serüveni başlığı altında yayımlanmıştır.