Masum görünen güneş yanıklarının aslında oldukça önem taşıdığına işaret eden Deri Hastalıkları Uzm. Dr. Öğr. Ü. Özlem Akın, yarattığı ağrı, kızarıklık gibi şikayetlerin çok ötesinde kalıcı hasar bırakabileceğine dikkat çekti. Dr. Öğr. Ü. Akın, cilt yaşlanmasını hızlandırdığı gibi bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom melanom vakalarının çoğunda güneş yanıklarının önemli bir risk faktörünü oluşturduğuna dikkat çekti.
Özellikle son yıllarda, ozon katmanındaki incelme, bronz tenin moda haline gelmesi, solaryum gibi yapay ışık kaynaklarının kullanımının artmasının da güneş yanıklarındaki artışta etkili olduğuna dikkat çeken Deri Hastalıkları uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Özlem Akın, yanıkların oluşmasındaki en önemli risk gruplarının başında da güneş koruyucu kullanmadan cildi güneş ışığından veya solaryum gibi yapay kaynaklardan gelen UV ışığına maruz bırakanların geldiğini söyledi.
Güneşin UV ışınlarına aşırı maruziyet, güneş yanığı, erken cilt yaşlanması hatta cilt kanserine varan sonuçlar doğurabileceğini anlatan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Deri Hastalıkları uzmanı Dr. Öğr. Ü. Özlem Akın, “Cilt kanseri için her ne kadar çevresel faktörler ve kalıtım gibi etkenler söz konusu olsa da korunmasız güneşe maruziyet de önemli bir etkeni oluşturmaktadır” diye konuştu.
“GÜNEŞ YANIĞI RİSKİNİ BELİRLEMEK İÇİN GÖLGE KURALINI KULLANIN”
Güneş yanığı riski açısından, güneşin ne kadar güçlü geldiğinin göstergesinin UV indeksi olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Ü. Özlem Akın, bu değer ne kadar yüksek olursu yanık riskinin de o denli artacağını söyledi. Bununla birlikte değerin artmasıyla birlikte yanığın oluşması için gereken sürenin de kısaldığını hatırlatan Dr. Öğr. Ü. Akın doğru zamanı bulmak için kullanılabilecek gölge kuralıyla ilgili şunları anlattı: “Gölgenize baktığınızda boyunuzdan kısa olması güneşin UV ışınlarının güçlü olduğunu ve mutlaka korunmak gerektiğini gösterir. Bu nedenle mutlaka UV indeksi incelenmelidir. Ayrıca UV ışınlarının yüksek irtifalarda daha güçlü olduğu da unutulmamalı. Dolayısıyla dağcılık, kayak gibi sporlarla ilgilenen kişilerin de kolaylıkla yanabileceği unutulmamalı. Çünkü UV ışınlarının %85’e kadarı kardan, %15’i kumdan ve %10’u sudan geri yansır.”
“ŞİDDETLİ YANIKLARDA ZAMAN KAYBETMEDEN TIBBİ YARDIM ALINMALI”
Güneş yanıklarının iyileşme sürecinde derecesi, diyabet gibi yara iyileşmesini geciktirici hastalıkların varlığı ya da yanığa yapılan doğru ya da yanlış müdahalelerin etkili olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Ü. Özlem Akın, “Aynı şekilde iyileşme süresi de yanma şiddetiyle doğru orantılıdır. Çünkü şiddetli yanıklarla vücudun hasar görmüş deri tabakasını değiştirmesi zaman alacaktır. Bu nedenle hafif güneş yanıklarında 3-5 gün içinde şikayetler azalmaya başlarken daha şiddetli yanıklarda iyileşme birkaç haftayı bulabilir. İyileşme sürecinde kişinin yaşı ve genel sağlık durumu gibi faktörler de etkilidir. Bu nedenle hafif derecedeki yanıkların kendi kendine iyileşmesi beklenebilir ancak daha şiddetli yanıklarda mutlaka tıbbi yardım alınmalıdır.”
Dr. Öğr. Ü. Özlem Akın, güneş yanıklarında ilk etapta yapılabilecekler konusunda ise şu bilgileri verdi: “İyileşme sürecinde mutlaka güneşten korunmalı. Yanık olan bölgeler uygun kıyafetlerle kapatılmalı. Hem yaranın iyileşmesi hem de olası enfeksiyonlardan korunmak için oluşan kabarıklar kesinlikle patlatılmamalı. Bunun yanında ağrıyı azaltmak için ılık duş alınabilir. Sonrasında da aloe vera içerikli nemlendiriciler kullanarak derinin nemi korunmalı. Su kaybını önlemek için de ekstra su tüketmeye dikkat edilmeli.”
“GÜNEŞ YANIĞI VARSA HAVUZA GİRMEYİN”
Güneş yanığı olan kişilerin hiçbir şekilde havuza girmemeleri ve kabarcıkları patlatmamaları gerektiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Ü. Özlem Akın, “Havuz suyunda yer alan klor cilde zarar verecektir. Kabarcıklar içinde su ve sabunla temizlenip antibiyotikle krem sürülmesi ve korumak amacıyla da bandajla kapatılması gerekir.” diye konuştu.
BU ÖNLEMLERİ ALMADAN GÜNEŞE ÇIKMAYIN
Güneş yanıkları için en önemli noktanın ise gerekli korunmanın önceden sağlanması olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Deri Hastalıkları uzmanı Dr. Öğr. Ü. Özlem Akın, alınabilecek önlemler konusunda şu bilgileri verdi:
“Alınabilecek önlemlerin başında riskli saatlerde güneşe çıkılmaması geliyor. Bu nedenle zorunlu olmadıkça, UV ışınlarının en güçlü geldiği 10:00-16:00 tarihleri arasında güneşe çıkılmamalı. Ayrıca sadece güneş altında değil, dışarıya çıkıldığında gölgede bile olunsa mutlaka koruyucu kullanılmalıdır. Eğer açık havada bulunması gerekiyorsa da dışarı çıkmadan yarım saat önce suya dayanıklı koruyucu krem kullanılmalı. Güneşe çıkılacaksa sıkı dokulu kumaşlardan yapılan uzun kollu gömlekler, plaj kıyafetleri ve uzun pantolon, etekler tercih edilmeli. Kıyafetlerdeki renk tercihleri de açık renkler olmalı.
Şapka yine mutlaka kullanılması gereken aksesuarlardan biri olmalı. Şapka; yüzü, kulakları ve boynun arkasını gölgelemeli. Koyu renkli ve hasır şapkalar ve UV korumalı güneş gözlükleri tercih edilmeli.”