Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan Tele1’de Gökmen Karadağ’ın konuğu oldu.
Programda Kılıçdaroğlu’nun Rusya’ya yönelik uyarı mesajını yorumlayarak söze başlayan Okuyan, Kılıçdaroğlu’nun açıklamasının kendisini şaşırttığını ifade etti. Rusya’nın ekonomik ve siyasi açıdan Türkiye için kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Okuyan, “Millet İttifakı’nın NATO çizgisini biliyoruz, burada şaşırtıcı bir durum yok. Ama Cumhurbaşkanlığı’nın çok güçlü bir adayının seçimden birkaç gün önce bu kadar açıktan Türkiye açısından ekonomik ve siyasi olarak son derece önemli bir ülkeyi itham etmesi beni şaşırttı.” dedi. Okuyan açıklamasına şöyle devam etti:
“Dün yaşananlarda devletin parmağı olabilecek derinlikte bir şey görmedim. Bir kişinin özel hayatına yönelik saçma sapan, gerçek olmadığı da ortaya çıkan bir itham. Bizim bilmediğimiz başka şeyler olduysa bilemem. Ama bildiğim bir şey var: Türkiye’de yıllardır siyasette kirli tezgahların, kumpasların, açık cinayetlerin, müdahalelerin kaynağı hep tektir. Türkiye’de yalnızca biz solcular için değil, bu toplumda yaşayan herkes için bu müdahalelerin kaynağı ABD’dir. Bu gerçektir de. Şimdi aniden önce Erdoğan Toprak’ın açıklamasıyla Rusya’ya yönelik açıklamalar başladı, sonra devamı geldi. Bunun için ellerinde ne tür kanıtlar var bunların paylaşılması gerekiyor. Bizim elimizde ABD’nin ve iki diğer emperyalist ülke Almanya ve İngiltere’nin, Türkiye siyasetine yıllardır nasıl müdahale ettiklerine ilişkin belge ve kanıt var. Şimdi Rusya’nın seçimlere müdahale etmekte olduğuna dair bir tez çıkarıldı. Bunun arkasında ne var ben bir siyasetçi olmanın ötesinde, bir yurttaş olarak merak ediyorum. Türkiye zaten bir NATO üyesi, zaten yıllardır ABD ile bölgemize uğursuz müdahalelerde bulunan bir siyasi iktidar tarafından yönetiliyoruz. Bu söylemin Türkiye’yi NATO çizgisine iyice yaklaştıracağına dair kaygılarımız var, son derece tehlikeli bir söylem. Ayrıca ellerinde bir kanıt varsa dahi bu şekilde bir sosyal medya paylaşımıyla ortaya konmaz. Yanı başımızda bir savaş sürüyor. Türkiye NATO çizgisinde hareket ederse bunun çok ciddi sonuçları olur.
„Erdoğan’dan bir an önce kurtulmak gerekiyor“
Türkiye’de siyasette gelinen noktanın sebebinin Erdoğan iktidarı olduğunu söyleyen Okuyan, “Bugün hiçbir şeyin tartışılamaz hale gelmesinin kaynağında Erdoğan iktidarının siyaset kültürü, kuralsızlığı, Türkiye toplumunu sıkıştırdığı yer yatıyor. Ülkenin Erdoğan’dan kurtulması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Bir İçişleri Bakanı ki 15 Mayıs’ta sizin üzerinizde tepineceğiz diyor. Biz böyle bir bakanla seçimlere gidiyoruz. Olacak iş değil. Sen kimsin ve ne hakla bizim üzerimizde tepiniyorsun? Bir tuhaflık var ama bu tuhaflıktan çıkmanın yolu Amerikancı bir çizgi, laikliği elden çıkarma değildir. O yüzden Türkiye toplumu çok özenli hareket etmeli.” diyen Okuyan, bu gerilimin kaynağının AKP iktidarı olduğunun altını çizdi.
“Ayağa kalkmazsak bizi tarikatlarla, Amerikancılıkla, sermaye diktatörlüğüyle uyutmaya devam edecekler”
Karadağ’ın “TKP’ye verilen oylar boşa gider mi?” sorusuna ise Okuyan şöyle yanıt verdi:
“TKP açısından parlamento da önemlidir elbette. TKP’nin sözüne inanan, TKP doğru söylüyor diyen ve bize güvenen herkes TKP’ye oy verirse TKP barajı yıkar geçer. Ama varsayalım ki TKP baraja takılıyor, oylar boşa gider mi? Türkiye’de ve dünyada önemli bütün meseleler toplumda çözülmüştür. Parlamentoda da önemli meseleler gündeme gelmiştir ama parlamentolar genellikle toplumdaki güç dengelerini takip ederler. Bakın, Türkiye’de büyük bir hayat pahalılığı var. Bu hayat pahalılığı ile mücadelede parlamento yetersiz kaldı ve kalmaya devam edecek. Deprem oldu, depremin yıkıntılarına parlamento koşmadı. Bu halk dayanışma gösterdi, en ön safta da TKP vardı. Önümüzde 15 Mayıs’tan itibaren ekonomik problemlerin çok artacağı bir tablo var. Böyle bir dönemde örgütlü dik duran, sermayeye karşı emeğin sesini çıkaran, tarikatlara karşı laikliğin, emperyalizme karşı bağımsız Türkiye’nin sesini çıkaran bir partinin güçlü olması gerekiyor. Altını çiziyorum Türkiye’nin temel meselelerinin parlamentoda çözüme kavuşturulması için toplumda bir direncin ortaya çıkması lazım. Şu anda TKP bu direnci temsil ediyor. Dolayısıyla oylar niye boşa gitsin? TKP’nin oylarındaki radikal bir yükseliş Türkiye’nin direncini artıracak. Türkiye’de her partiye dağılmış tarikatçılar var. Her partinin içerisinde iş insanları çoğunlukta. Parlamentoya aday partilerin çok büyük bir çoğunluğu NATO’cu. Böyle bir ülkede zaten toplumda bir ayağa kalkış olmazsa, bizi tarikatlarla, Amerikancılıkla, sermaye diktatörlüğüyle uyutmaya devam edecekler. O yüzden ben yurttaşlara buradan sesleniyorum: TKP’ye verilen oy boşa gitmez. Düzen partilerine verilen oy ise çöpe gider. Yıllardır aynı şey söyleniyor. Ve Türkiye’nin geldiği nokta burası. Artık inandığınız partiye oy verin. Stratejik ya da ödünç oy vermeyin. İnsanlar inandığı, güvendiği, benimsediği partiye oy vermelidir.”