Ekonomik dalgalanmalar, yüksek seyreden enflasyon, finansman maliyetlerindeki artış ve politik belirsizlikler, 2022’de gerçekleştirilen birleşme ve satın alma işlemlerine de yansıdı. Rapora göre 2022’de dünya çapındaki birleşme ve satın almaların hacmi, 2017 seviyelerine geriledi.
Makroekonomik gelişmelere, jeopolitik dengelerin ekonomiye etkisine ve küresel iş dünyasındaki değişimlere dair işaretler taşıyan birleşme ve satın alma (M&A) verileri, sektör liderlerinin yakından takip ettiği göstergeler arasındaki yerini bu yıl da korudu. Kurumsal finansman, birleşme ve satın almalar, değerleme, marka/pazarlama stratejileri ve iş geliştirme alanlarında küresel ölçekte strateji hizmetleri sunan profesyonel yönetim danışmanlığı şirketi Branchout Türkiye’nin yayımladığı „Birleşme ve Satın Almaların Görünümü 2022“ raporu, geçtiğimiz yılın trendlerine ışık tuttu.
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Branchout Türkiye Kurumsal Finansman ve Strateji Lideri Kürşat Doğan, “2022’ye ilişkin veriler, Rusya – Ukrayna savaşı, merkez bankalarının faiz artışı kararları, yükselen finansman maliyetleri ve küresel salgının etkileri gibi başlıklarla özetlenecek ekonomik ve politik belirsizliklerin 2022 birleşme ve satın alma hacimlerinde daralma yaşandığına işaret ediyor” dedi.
Küresel hacim 5 yıl geriye gitti
Raporda, 2021’de yaşanan küresel birleşme ve satın almaların tarihi bir seviye olan 6,1 trilyon dolara yükseldiği, bu seviyenin 2020’ye kıyasla %69’luk bir hacim artışına karşılık geldiği belirtildi. 2022’ye gelindiğinde ise birleşme ve satın almaların genel görünümü, ekonomik dalgalanmalar, yüksek enflasyon, finansman maliyetlerindeki artış ve politik belirsizlikler sebebiyle, 2017 yılı seviyesi olan 3,6 trilyon dolara kadar geriledi. Bu rakam, 2021’deki verinin %42 altında kaldı. Çeyreklik bazda bakıldığında ise yılın ikinci yarısında hacimlerin azalma eğilimi gösterdiği kaydedildi.
Tedarik zinciri kesintilerinin sebep olduğu olumsuz etkilerin, borç yönetiminde yaşanan problemlerin seviyeleri 5 yıl öncesine çektiğini belirten Kürşat Doğan, “Başta ABD merkez bankası olmak üzere merkez bankaları yüksek faiz politikalarını sürdürüyor. Faiz oranlarının, yani borçlanma maliyetlerinin 2023’te de yüksek kalacağına yönelik beklentiler, 2021 hacimlerinin kısa sürede yakalanamayacağına işaret ediyor” diye konuştu.
Türkiye’de 8,3 milyar dolarlık 532 işlem gerçekleştirildi
Küresel etkilerin Türkiye’de de hissedildiğini, yine de girişim yatırımlarının da etkisiyle daralmanın kısıtlı kaldığını ifade eden Kürşat Doğan, “2022’de Türkiye’de 532 adet birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştirildi ve bu işlemlerin toplam hacmi 8,3 milyar dolar oldu. Teknoloji, medya ve telekomünikasyon (TMT) sektörünün 3,9 milyar dolar hacimle başı çektiği birleşme ve satın almalarda yabancı yatırımcılar, işlem adedi az olsa dahi işlem hacmi bazında yerli yatırımcılardan daha çok anlaşmaya imza attı. 2022 boyunca Türkiye’den yurt dışına işlem hacmi açıklanan 11 birleşme ve satın alma gerçekleştirildi. Bu anlaşmalarda TMT sektörünü endüstriyel üretim ve finansal hizmetler sektörü izledi” ifadelerini kullandı.
Birleşme ve satın almalarda 2022’nin en büyük işlemleri açıklandı
Branchout Türkiye tarafından yayımlanan rapora göre, küresel çapta en büyük birleşme ve satın alma işlemi, Bill Gates’in kurucusu olduğu Microsoft’un Activision Blizzard’ı satın alması oldu. Bu anlaşmayı Broadcom’un Vmware’i, HDFC Bank’in Housing Development Finance’i ve Elon Musk’ın Twitter’ı satın alması izledi. Türkiye’de ise ilk üç büyük işlem sıralamasını Türkiye Varlık Fonu’nun Türk Telekom’un %55’ini satın alması, İspanyol BBVA’nın Garanti BBVA’da %36’lık ek alımı ve Getir’in Mubadala, Abu Dhabi Growth Fund, Sequoia ve Tiger Global’dan aldığı yatırım oluşturdu.
2022’de kamunun da birleşme ve satın alma işlemlerine hacimsel olarak önemli katkıları olduğunu kaydeden Branchout Türkiye Kurumsal Finansman ve Strateji Lideri Kürşat Doğan, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “2023, şirketlerin finansman kaynaklarına erişiminin bir ölçüde kolaylaşacağı, ancak ekonomik ve politik dalgalanmaların devam edeceği bir yıl olacak. Küresel ölçekte beklenen olumsuz senaryolara rağmen Türkiye’ye yönelik yatırım iştahının artması ve girişim ekosisteminin gelişmesi ümit veriyor.”