İş hayatında psikolojik şiddet olarak tanımlanan ve bezdiri anlamına gelen mobbing, maruz kalan kişileri olumsuz etkiliyor. Mobbinge maruz kalan kişilerin birtakım benzer özelliklerinin ortaya çıktığına dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, kendini ifade etmekte zorlanan, ‘hayır’ diyemeyen, bir topluluğa ait olma ve kabul görme beklentisiyle sürekli uyumlu olmaya çalışan kişilerin daha savunmasız olduğunu söylüyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, mobbinge ilişkin değerlendirmede bulundu. Sedef Koç Bal, kişilerin neden mobbing uyguladıklarını ve daha çok kimlerin mobbinge maruz kaldıklarını açıkladı.
İş hayatındaki psikolojik şiddet: Mobbing
İş hayatının en basit haliyle ele alındığında üretkenliğin ve kendini gerçekleştirmenin yanı sıra temel gayenin bireyin hayatını idame ettirmek olduğunu söyleyen Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, “Herhangi bir ortamda, bir kimsenin kendini var edebilmesi veya varlığını sürdürmesi için başka bir bireyi değersizleştirmesi kabul edilebilir bir yaklaşım değil. Özellikle günün önemli bir bölümünü kapsayan iş ortamlarında mobbing kavramından sıklıkla söz edilir. Psikolojik şiddet olarak tanımlanan kelime, TDK’nin deyimiyle ‘bezdiri’ anlamına gelir.” dedi.
İş verimi için huzur gerekiyor
Bireyin kendini iyi hissetmediği bir ortamda verimli olamayacağını kaydeden Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, “İş hayatında öncelikli olarak iyiliği gözetilmesi gereken temel unsur ‘iş’in kendisi olarak gözükse de söz konusu işi yapacak olan da insanın kendisidir. Bireyin kendini değerli hissetmediği bir ortamda potansiyelinin en iyi haliyle işini yapmasını beklemek ise anlamlı olmaz. Çalışan bireyin uzun saatleri iş ortamında, iş arkadaşlarıyla ve yöneticileriyle temas halinde geçirdiğini düşünürsek söz konusu ortama dair huzur arayışı çok insani bir beklentidir.” dedi.
Mobbing uygulayanlar koşulsuz itaat beklentisinde olabiliyor
Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, mobbing uygulayan kişilerin genellikle kendi düşüncelerinin ön planda olmasını, kendisine karşı çıkılmamasını, koşulsuz itaat edilmesini, düşünce ve davranışlarının sorgulanmamasını bekleyen kişiler olduğunu söyledi. Sedef Koç Bal, “Bu beklentiye göre davranılmadığını düşündüklerinde ise diğer bireyin varlığını kendi varlığına bir tehdit olarak algılayabildikleri için o kişiyi pasifize etme eğiliminde olurlar. Mobbing uygulayan bireyin herkese karşı aynı tutum içerisinde olduğunu düşünmek yanıltıcı olabilir.” dedi.
Sağlıklı sınır çizemeyenler mobbinge uğrayabiliyor
Mobbinge maruz kalan kişilerin birtakım benzer özelliklerinin ortaya çıktığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, “Gerek işine sahip çıkma kaygısıyla gerek kişilik özellikleriyle ilgili olarak kendini ifade etmekte zorlanan, hayır diyemeyen, bir topluluğa ait olma ve kabul görme beklentisiyle sürekli uyumlu olmaya çalışan kısacası sağlıklı sınırlar çizemeyen bireyler olduğu gözlenmektedir.” dedi.
Her anlaşmazlık mobbing değil
İş hayatında yaşanan her olumsuz davranışı mobbing olarak değerlendirmenin uygun olmadığına dikkat çeken Sedef Koç Bal, “Kişilerarası ilişkileri yönetme konusunda sorumluluk almaktan kaçınan veya kendini ifade etmekte zorlanan kimi bireyler karşısındaki bireyin her söylemini, davranışını mobbing olarak algılayabilir. Bir başka ihtimal ise mobbinge uğradığını düşünen veya bu şekilde yansıtan bireyin mağdur görünerek elde edeceği ikincil kazançları da söz konusu olabilir.” dedi.
Eşit konumdaki kişiler arasında da mobbing görülebilir
Bilinenin aksine mobbingin sadece ast ve üst ilişkileri üzerinden yani yukarıdan aşağıya tek yönlü bir davranış olarak ortaya çıkmadığına vurgu yapan Sedef Koç Bal, “Bazen eşit konumdaki çalışanlar arasında veya aşağıdan yukarı bir hiyerarşide de gözlemlemek mümkün. Bu durumda yalnızca konum olarak avantajlı olanın değil, kişilik özellikleriyle bağlantılı olarak sosyal uyumu yakalamakta zorlanan bireyin davranış örüntüleri olarak da düşünülebilir.” diye konuştu.
Desteğe başvuranlar obsesif kişilik özelliklerine sahip
Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, mobbingle baş edemeyerek yasal sistemlerden veya ruh sağlığı profesyonellerinden destek almak üzere kliniklere yapılan başvurular göz önüne alındığında en fazla başvuruyu kaygısı ön planda olan, haksızlığa gelemeyen, adalet konusunda hassasiyeti olan, düzeni ve kuralı seven obsesif kişilik özelliklerine sahip bireylerin ağırlıkta olduğunu söyledi. Bal, “Elbette bu başvurular çoğunlukla bu kişilik özelliklerindeki bireylerin mobbinge maruz kaldığını doğrudan göstermeyebilir, bu kişiler sadece yasalara veya psikolojik desteğe daha sık başvuran, kendi değer sisteminde adalet kavramının mihenk taşı olduğu bireyler de olabilirler.” dedi.
Mobbinge mutlaka müdahale edilmelidir
“Psikolojik şiddet hangi ortamda yaşanırsa yaşansın bireyin psikolojik dayanıklılığı açısından saldırı unsurudur” diyen Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, sözlerini şöyle tamamladı: “Mobbingin kurum tarafından fark edilmesi, bundan da öte müdahale edilerek sorunun giderilmesi beklenir. Anlaşılmadığını ve değer görmediğini hisseden hiç kimsenin kendini o ortamda tam anlamıyla var etmesi ve iş sürecine katkı sağlaması gerçekçi bir beklenti olamaz.”