24 Mart’ta TBMM’ye sunulan kanun teklifi sağlık emekçilerini memnun etmedi. Sağlıkçılar yasanın sorunları çözmekten uzak olduğunu belirttiler. Yasaya dair açıklama yapan Sağlık Hizmetleri Sendikası Genel Başkanı Özlem Akarken şunları dile getirdi: Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’nın Beyaz Reformla duyurduğu ve akabinde birçok iyileştirmelerin gündeme taşındığı lakin iyileştirmelerde getirilen kıstaslarla iyileştirme yapıldı gözüküp fakat bu iyileştirmelerden kapsamı dışında kalan nice sağlık kurum çalışanı olduğunu gördük. Bununla beraber her gün değişen gündemle seçimin yaklaştığı günlerde Ak Parti milletvekillerinin birbiri ardına verdiği yasa tekliflerinden biri daha meclise geldi.
‘’KANUN TEKLİFİ HAKKANİYETLİ OLMAMIŞTIR’’
Akarken açıklamasının devamında şunları kaydetti: ‘’24.03.2023’te TBMM’ye sunulan kanun teklifinin içinde Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinde çalışan hekimler dışında kalan kurum hekimlerine iyileştirme yapılması istenmiştir. Kurum hekimleri kimlerdir? Aile Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı’na bağlı kurumlarda çalışanlardır. Lakin bu kurumlarda hekim dışında çalışan sağlık hizmetleri sınıfına dahil birçok personel vardır. Yıllardır ötelenen yıllardır görmezden gelinen kamu personelleri. Her zaman seslerine ses olmak istedik ama maalesef gözler kör kulaklar sağır oldu. 24/03/2023 tarihinde AK Parti TBMM Grup Başkanlığı tarafından TBMM Başkanlığına sunulan 2/5017 esas nolu kanun teklifinin 15. Maddesinde yapılması planlanan ilave ödemenin Sayın Cumhurbaşkanımızın belirttiği ‘’eşitleme’’ vurgusundan uzakta olduğunu üzülerek gördük. Söz konusu kanun teklifi hakkaniyetli olmamış, kurum hekimlerinin, diş hekimlerinin ve hemşireler başta olmak üzere diğer sağlık personelinin mağduriyetini gidermekten uzaktadır.’’
ÖZLÜK HAKLARINDA İYİLEŞTİRME YAPILMASI ELZEMDİR
‘’Anayasa Mahkemesinin birçok kararında hukuk devleti ‘’eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı tutum ve davranışlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet’’ şeklinde tanımlanmaktadır’’ diyen Akarken devamında şöyle konuştu: ‘’Söz konusu hedefe ulaşılabilmesi için çıkarılan yasalarla konulacak kurallarda adalet ve hakkaniyet ölçütlerinin göz önünde tutulması gerektiği gibi hukuk güvenliğinin de sağlanması önem arz etmektedir. Pandemide, depremde hep ön safta olan, yakın zamanda Sultan Abdülhamid Han Eğitim Araştırma Hastanesi’nde çıkan yangında canını düşünmeden hastaların tahliyesini sağlayan, deprem bölgesine gönüllü gitmek için müracaat eden, depremzede olduğu halde hala görevi başında atama veya geçici görevlendirme bekleyen, hem anne hem baba olarak sağlık kurum çalışanı olup çocukları mağdur olan kişilere karşı çözüm üretilmeyen bir toplumun parçasıyız maalesef. Sağlık sisteminde çalışan ve kurum ayırmadan tüm personele başarı ödülü olarak derece/ kademe ilerlemesi veya ek zam verilmesi gerekirken, bu yasanın sağlığı ilgilendiren kısmı yine ayrıştırıcılık, yine sorunları çözümlememek, sağlıkçının sesini duymamak yönündedir. Bir an önce deprem bölgesinde atama veya geçici görevlendirme bekleyenlerin derdine derman olmak. Sağlık hizmetini hangi kurumda verirsen özlük haklarında iyileştirme yapılması elzemdir.’’