Cumhuriyet yazarı Murat Ağırel, Kahramanmaraş merkezli depremlerde AHBAP’a çadır satmasıyla eleştiri oklarının hedefine oturan Kızılay’ın çadır üretimine ilişkin kaleme aldığı bugünkü yazısında, “Kızılay’ın üretiyorum dediği çadır şirketinde ürettiği çadır kapasitesi yetersiz” dedi.
Kızılay, AHBAP’a depremlerin ardından çadır satmasıyla ilgili gelen eleştirilere, “Biz çadır sattık ama maliyetine sattık. Maliyeti ile kumaş aldık yeniden çadır üretip ücretsiz dağıtacağız” diye yanıt vermişti. Ağırel bugünkü yazısında Kızılay’ın çadır alım ihalelerine dikkati çekti.
Depremlerden sonra çadır almak isteyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Kızılay tarafından Tuğba Çanta adlı bir firmaya yönlendirildiğini belirten Ağırel, “Tuğba Çanta ile Kızılay arasında nasıl bir bağ var peki?” sorusunu irdeledi. Ağırel, firmayla ilgili şu bilgileri aktardı:
“Kızılay’ın eylül-ekim aylarında yaptığı çadır ihalesini bu şirket almış. Sipariş miktarı ise inanılmaz. 60 bin+60 bin toplam 120 bin adetmiş. Hatta yetkilileri çadırların Kızılay’a tesliminde gecikmeler yaşandığını belirttiler. Firmanın yönetim kurulu başkanı Ali Gökşin. Ali Gökşin ismi yabancı değil. AKP Keçiören ilçe teşkilatı kurucularından. Aynı zamanda AKP Altındağ Belediyesi meclis üyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi oldu. Hatta Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan vekilliği görevinde de bulundu.”
AFAD’ın Albayrak adlı firmadan da çadır ihalesi imzaladığını ancak firmanın henüz çadırları teslim etmediğini belirten Ağırel, şu görüşlerini aktardı:
“Öyle ki Kızılay’ın üretiyorum dediği çadır şirketinde ürettiği çadır kapasitesinin yetersiz olduğu ortaya çıkıyor. Bu nedenle dış piyasaya fason üretim yaptırıyor. Dolayısıyla maliyet denilen rakam kuruma değil fason firmalara aktarılıyor. Akıllara şu soru geliyor: AFAD çadır için ihale açıyor ve yetkinliği olmayan firmalara mı çadır siparişi veriyor? Bir soru daha var: Kızılay AHBAP’a sattığı çadırları aslında daha önce yurtdışına mı satmıştı? Yani aynı çadırları iki kere mi sattı? Kızılay’a sordum yetkililer yanıt vermekten kaçındı.”