Avrupa Birliği (AB), Hollanda’nın girişimiyle kadına yönelik cinsel şiddet faillerine yaptırım uygulama kararı aldığını duyurdu. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi bugün kabul edilen yaptırım paketi, kadınları dışlayan kişi ve kuruluşları kapsıyor.
Kadına yönelik cinsel şiddet ve ayrımcılık nedeniyle ilk aşamada Afganistan, İran, Rusya, Ukrayna’nın işgal altındaki bölgesi, Myanmar, Güney Sudan ve Suriye’den 9 kişi ve 3 kurum AB yaptırım listesine alınırken, AB tarafından hazırlanan “kara listeye” alınan kişi ve kuruluşların isimleri de henüz açıklanmadı.
AB’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu’na göre, Ukrayna ve Güney Sudan gibi savaş bölgelerinde kadına yönelik tecavüz ve diğer cinsel şiddet biçimleri yaygınken, Afganistan ve İran gibi ülkelerde kadınların hakları sistematik olarak ihlal ediliyor. Cinsel şiddet faillerinin cezasız kaldığına vurgu yapılırken, yaptırım kararı ile AB ülkelerinin, bu tür insan hakları ihlallerinin sonuçsuz olmadığını göstermek istediği belirtildi.
CİNSEL ŞİDDETİN KABUL EDİLEMEZ OLUŞU
AB’ye göre, yaptırım paketi ile cinsel şiddete dikkati çekilerek, bütün dünyaya, bu tür eylemlerin kabul edilemez olduğu mesajı iletilecek.
Yaptırım listesine alınan kişi ve kuruluşların Avrupa’daki banka hesapları dondurulacak. Bu kişi ve kuruluşlara ticaret ve AB ülkelerine seyahat yasağı uygulanacak.
Hollanda Dışişleri Bakanı Wopke Hoekstra, yaptırımların, cinsel şiddet suçlularına, bundan kurtulamayacaklarına dair açık bir mesaj olduğunu söyleyerek, „Bu korkunç ve aşağılayıcı eylemlerin bir bedeli olmalı. Bazı ülkelerde, failler her zamanki gibi işlerinin başına dönüyor, ancak kadınlar genellikle ömür boyu zihinsel ve fiziksel acıya maruz kalıyor. Bu kabul edilemez. Mağdurlara da bir mesajımız var; dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar AB olarak bu insanların yanındayız” dedi.
FEMİNİST BİR DIL POLİTİKA
Hollanda hükümetinden yapılan açıklamada, dünya genelinde eşitsizliği azaltmak istedikleri belirtilerek, kadın, erkek ve LGBTİQ+ bireylerin eşitliğinin altı çizildi.
Bu amaçla Hollanda’nın “feminist bir dış politika” izlediği vurgulanan açıklamada, bunun kadınların siyasi kararlarda tam, eşit ve anlamlı bir şekilde temsil edilmesi ve şiddete karşı korunmaları gerektiği anlamına geldiği” kaydedildi.
(MA)