in ,

ÜNAL GÜNER İLE UZAK DOĞUYA YOLCULUK

Dergi

Küçük yaşta judoya başlamasıyla Zen felsefesi, Uzak Doğu tıbbı, doğanın ve bedenin ritmi konularına ilgisini fark eden Ünal Güner; beden ve duyguların bir bütün olduğuna inanarak çalışmalar ve araştırmalar yapmış bir yazar, eğitmen, danışman. Kendi ismiyle kurduğu merkezinde bireysel dönüşüm yaşamak isteyenlere destek veren Güner; MAG’a özel açıklamalarda bulundu.

Verdiği eğitimleri aktararak sözlerine başlayan Ünal Güner “Hayatımızı ve kendimizi okurken bedenimizde ve sağlımızda olanların da bize mesajlarını okumak önemlidir. Her organın, her uzvun kendine has bir titreşimi ve sesi vardır. Bu seslerin aslında bir karakterle, bir duyguyla ve bedendeki diğer sistemlerle bağları ve bağlantıları vardır. Örneğin; karaciğerin bir ses frekansı vardır. Diyelim ki bu 74 ise, bir kişinin karaciğer rahatsızlığı olduğunda, bu 65’lere düşer; ya da bu frekans çok yoğun bir şekilde arttığında, 80 ila 90’lara çıkar. Artık onun sesi, kainata yaydığı frekansı, hastalık ve rahatsızlıkla ilgilidir. Ne enteresandır ki, karaciğerin organ olarak bozulmuş titreşimi ve sesiyle, öfkenin; sağlıklı haliyle de sakinlik ve sükûnet duygusunun frekansı birbiriyle çakışmaktadır. Öyleyse bir kişinin herhangi bir organındaki rahatsızlığın hangi duyguya tekabül ettiğinin matematiği kavrandığında; ister karakteri, ister organı bir farkındalıkla iyileştirerek duyguyu iyileştirebiliriz. Bunların birbiriyle olan bağlarını ve bağlantılarını kurabilmenin bir matematiği vardır. Biz buna “hayatın matematiği” diyoruz. Bu matematik ile sağlığımızda, ilişkilerimizde, başımıza gelen her türlü olayın içerisinde kendimizi görebiliriz; hatta rüyalarımıza kadar bunu götürebiliriz” dedi.

Eril ve dişil enerjiden de bahseden Güner şunları söyledi: “Eril ve dişil prensipler hayatımızın her alanında mevcuttur, çünkü bizim evrenimiz 1’in iki unsur olarak görünümünden ibarettir. Her 1 dediğimiz şeyin içerisinde, onun sağı-solu, aşağısı-yukarısı, pozitifi-negatifi, dişisi ve erili vardır. Kimisi eril ve dişil yasaları birbirine zıtlık olarak algılasa da işin gerçeğinde bunlar birbirinin tamamlayıcılarıdır. Gündüze pozitif, geceye de negatif dersek, aslında bir günün, gece ve gündüz parçaları olarak tamamlayıcıları olduğunu görürüz.”

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Die Erdbeben in der Türkei versetzen einen Schlag gegen Lieferketten

Scheunen oder Remisen – Ist ein Abriss wirklich notwendig?