Bölgeye yapılan yardımların resmi kurumlar aracılığıyla sağlanması gerektiğini söyleyen Bahçeli, Devleti bir kenara itip ahbap çavuş ilişkisi içinde yardım toplanması bizim nazarımızda yanlıştır. Devletin yetişemediği ne vardır ki ‚Ahbapcılar‘ ve ‚Babalacılar‘ kanat çırpmaktadır?“ dedi. Felaketin üzerinden 9 gün geçmesine rağmen deprem bölgesine gitmemesi ve sessizliğiyle ilgili eleştirilere de yanıt veren Bahçeli, ‚MHP nerede?‘ diyenleri ciddiye alıp cevap vermeyeceğim“ ifadelerini kullandı, deprem bölgelerini ziyaret edeceğini açıkladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyükülüğündeki iki büyük depremin vurduğu 10 ilde yardım alışmaları yürüten AHBAP ve Babala TV ekibin hedef aldı. „Devletin yetişemediği ne vardır ki Ahbapcılar ve Babalacılar kanat çırpmaktadır?“ ifadelerini kullana Bahçeli, „Bu sahtekarların artık TV’lerde yer almaması lazımdır“ diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Deprem felaketinin dokuzuncu gününde, bölgeleri ziyaret etmediği ve sessiz kaldığı yönündeki eleştirilere yanıt veren Bahçeli, „‚MHP nerede?‘ diyenleri ciddiye alıp cevap vermeyeceğim ancak yine de bir hatırlatma yapmadan geçemeyeceğim; biz her yerdeyiz“ şeklinde konuştu. ‚Titiz çalışmaları‘ meşgul etmemek için gelişmeleri Ankara’dan takip ettiğini döyleyen Bahçeli, „Şimdi vakit yollara düşme vaktidir. Depremin vurduğu 10 ilde milletimle tek yürek olacağım, tek ses olacağım“ dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Savaşlara, doğal afetlere, salgın hastalıklara, darbe teşebbüslere, isyan girişimlerine, istiklalimize yönelik menfur suikastlara karşı aynı cephede mücadele ettik. Enkazın üzerinde tepinen utanmazlara her dönemde şahitlik ettik. İnsanlarımız imdat çağrısı yaparken, milletimizin ahları arşı titretirken, afetzedeler hayata tutunmaya çalışırken, vicdan fukaralarını esefle, ibretle izledik.
Feryadımızdan siyasi rant için çırpınan utanmazlara her dönemde bifasıla şahitlik ettim. Afetzedeler hayata tutunmaya çalışmaya çalışırken kazanç çetelesi tutan vicdan ve insanlık fukaralarını esefle izledik. Olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz kuşkusuzdur. Ama yaşadığımız deprem felaketi ne ilk ne de son olacaktır.
„KENTLEŞME POLİTİKALARIMIZI GÖZDEN GEÇİRMELİYİZ“
Kentleşme politikalarımızı gözden geçirip bina yapılarını yer tutma ve yerleşme stratejilerini doğal afetleri göz önünde bulundurarak yeni baştan değerlendirmeliyiz. Türk milleti nice badireyi atlatmıştır. Allah yardım ettiği müddetçe bugünkü ağır sıkıntıların üstesinden gelmeyi bilecektir.
Öyle bir felaketle yüz yüzeyiz ki Anadolu levhasının, Arap levhasına göre en az 3 metre hareket ettiği uzmanlarca ifade edilmiştir. Hatay’ın Altınözü ilçesindeki bir zeytin bahçesinde, 200 metre genişliğinde, 400 metre uzunluğunda, 50 metre derinliğinde bir yarık oluşturmuştur. Zelzele bölgede tarih boyunca yaşanan en yıkıcı sismik hareketlilik olarak kayıtlara geçmiştir.
„TÜRKİYE NÜFUSUNUN YÜZDE 15.7’Sİ, DEPREMİN YIKIM ALANINDA KALMIŞTIR“
Yaşadığımız depremde en az 5 fay segmentinin kırıldığı iddia edilmektedir. Son 100 yılda 27 Aralık 1939 Erzincan depremi 7.9, 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi 7.4, 6 Şubat Pazarcık depremi 7.7 ve Elbistan depremi 7.6 olarak gerçekleşmiştir. İkiz depremler 110 bin kilometrekarelik bölgede, 10 ilimizi, 113 ilçemizi, 6514 köyümüzü doğrudan doğruya vurmuştur. Türkiye nüfusunun yüzde 15.7’si, tarımsal alanın yüzde 14.5’i depremin yıkım alanında kalmıştır. Bazı bilim insanları bu ikiz depremin 500 atom bombasına denk geldiğini söylemişlerdir. 6 Şubat ikiz depreminin hakimiyet, hareket alanında bulunan meskun mahaller yerle bir olmuş, şu ana kadar 31 bin 643 kardeşimiz vefat etmiştir.
Çok net olmasa da 66 bin binadan 12 bin 500’ü çökmüştür. Neresinden bakarsak bakalım karşımızda belirginleşen tablo kahredici boyutlardadır. Teşkilatlarımız ve ülkü ocaklarımız her türlü mücadeleye destek olmuştur. Çalışmalarımız AFAD’la koordineli şekilde ifa ve idame edilmiştir. Dava arkadaşlarımız AFAD’ın yardım kampanyasına destek olmuşlardır. Arama kurtarma faaliyetlerine aktif olarak yer aldık. Tam bir haftadır geceli gündüzlü devam eden enkaz kaldırma ve hayat kurtarma mücadelesinde devletimizin gönüllü şekilde yanında olduk. Dava arkadaşlarımız uyumadı, yorulmadı, yılmadı, vazgeçmedi.
„MHP NEREDE DİYENLERİ CİDDİYE ALIP CEVAP VERMEYECEĞİM“
Devletimiz ve hükümetimiz en aşağılık karalama ve iftira kampanyalarına aldırış etmeden görevini yaptı. Sayın Cumhurbaşkanımız depremle yıkıma uğrayan illerde incelemelerde bulundu, vatandaşlarımızla buluştu, acıları paylaştı. Ben de titiz ve hassas kurtarma çalışmalarını meşgul etmemek, cumhurbaşkanımızın deprem bölgesinde olmasından dolayı gelişmeleri Ankara’dan takip ettim. Başkaları gibi şov peşinde değiliz. Milletimizin yaşadığı her acı bizim acımızdır. MHP nerede diyenleri ciddiye alıp cevap vermeyeceğim ancak yine de bir hatırlatma yapmadan geçemeyeceğim; biz her yerdeyiz.
MHP Genel Başkanı olarak depremden zarar görmüş illerimizi, vatandaşlarımızı ziyaret etmek amacıyla, kararı tatbik etmek için makul bir zaman kollamıştım. O zaman gelmiştir. Milletimle tek yürek olacağım, tek ses olacağım. Çalışmaların aksamasına fırsat vermeden illeri ziyaret edeceğim. Devlet yok diyen karakter yoksunları, işbirlikçi sefillerdir. Bunlar baksa da göremez, görse de itiraf edemez.
„AHBAPCILAR, BABALACILAR AKBABA GİBİ KANAT ÇIRPMAKTADIR“
Dünyanın neresinde olsun bu çaptaki doğal afetle ve yıkıcı etkileriyle başa çıkmak kolay değildir. Devletin ve hükümetin hakkını teslim etmek lazımdır. Devletin yapamadığı ne vardır da ahbapcılar, babalacılar akbaba gibi kanat çırpmaktadır. Bu sahtekarların Türk televizyonlarında artık yer almaması lazımdır. Devleti acz içinde gösterircesine sosyal medyaya üşüşenler bindikleri dalı kestiklerini ne zaman anlayacaklardır? Yardım ve desteklerin AFAD aracılığıyla yapılması en doğru yoldur.
Türk devleti ayağa kalkmıştır, adı konulmamış bir seferberlik ilanı yapılmıştır. 70 ülke Türkiyemizin yardımına koşmuştur. Hepsine teşekkür ediyorum. Belki yeri ve zamanı değil ama sormak lazım: Muhalefet ne yaptı? 6 şubat depremini malzeme haline getirip siyasi talancılığa soyunanlar Türkiye’ye musallat olan metastaz yapmak için uğraşan kanser hücreleridir.
HEDEFİNDE TİP MİLLETVEKİLİ AHMET ŞIK VAR
TİP’in PKK kontenjanlı sözde milletvekili „Böyle bir devletin düşmanı olmak meşrudur“ açıklamasıyla halk ve devlet düşmanlığında yeni bir sayfa açmıştır. Geldiğimiz bu aşamada bu gedikli düşmanı TBMM’den yaka paça atmak devletin ve hukukun şeref ve güvenlik konusudur.“