Cumhuriyet tarihinin en fazla can kaybının yaşandığı Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinde 12’nci güne girilirken can kayıpları da artmaya devam ediyor.
Deprem bölgelerindeki yurttaşların yardım çağrıları ve arama-kurtarma çalışmalarındaki plansızlığa yönelik tepkileri ise sürüyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da depremin ilk günlerinde koordinasyonsuzluk yaşandığını belirterek, „Eskiden Kızılay’ın çadırlarını görürdük her yerde, depremden hemen sonra binlerce çadır görürdük. Kızılay’ı çökerttiler, AFAD’ı çökerttiler“ dedi.
Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’e konuşan Kılıçdaroğlu, „Vatandaş ‘Devlet nerede?‘ diye bağırıyor. Evet gerçekten devletin nerede olduğunu bağıran bir Türkiye gerçeğiyle karışı karşıya kaldık maalesef“ ifadelerini kullandı.
Deprem felaketiyle yıkılan kentlere yardım ulaştırmada koordinasyon sorununun bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Deprem sorunu, milletin başına bir felaket olarak çökmüş vaziyette. Yardım konusunda ciddi sorunlar var. Çadır üretemeyen, bulamayan bir ülke konumuna geldik. Eskiden Kızılay’ın çadırlarını görürdük her yerde, depremden hemen sonra binlerce çadır görürdük. Kızılay’ı çökerttiler, AFAD’ı çökerttiler. AFAD’da dikkat ederseniz nitelikli, deneyimli kadrolar var ama tepe kadrolar öyle değil. Tepe kadrolara politik atamalar yapıldı ve dolayısıyla AFAD riski gören, riski tahmin eden, afet sonrasıyla ilgili denemeler yapan bir kurum olmaktan çıkarıldı. Kahramanmaraş’la, Düzce’yle ilgili raporlar çıktı, Hatay’la ilgili raporlar çıktı. Aslında bilim, bürokrasi bunları biliyor. Ama bürokrasiyi çürüttüler ve bürokrasiyi görev yapamaz hale getirdiler.”
„VATANDAŞ ‘DEVLET NEREDE?‘ DİYE BAĞIRIYOR“
Dünya’nın pek çok ülkesinde böyle büyük olaylarla karşılaşıldığında ilk harekete geçenin o ülkenin ordusu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Çünkü ordunun istihkâm taburları var. Acil hallerde onların neler yapacakları belli. Buna göre eğitimden geçmiş askerler. Ayrıca madenciler var. Madenci kardeşlerimizin bir an önce deprem meydana gelen illere gönderilmesi için yalvardık. Zaten onların işi bu. Neyse akılları başlarına geldi de uyarılarımızı geç de olsa dinleyip madencilerimizi gönderdiler. İlk günlerde tam bir koordinasyonsuzluk yaşandı. Vatandaş ‘Devlet nerede?‘ diye bağırıyor. Evet gerçekten devletin nerede olduğunu bağıran bir Türkiye gerçeğiyle karışı karşıya kaldık maalesef” dedi.
İktidarın, devleti, bürokrasiyi nefes alamaz, görevlerini yapamaz konuma getirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu konuda şunları söyledi:
“Son deprem için ‘Asrın felaketi‘ diyorlar. Peki kardeşim nerede bu ordu? Nerede askeri birlikler? Eğer gerçekten bunlar, devleti yönetme kabiliyetini yitirmeselerdi ilk yapacakları iş askeri alana çıkartmak olmalıydı. Sahra hastaneleri kurulabilirdi, sahra yemekhaneleri, mutfaklar kurulabilirdi. Kışın şartlarına uygun askerimizin elinde çadırlar var. Bunlar süratli bir şekilde en geç 24 saat içinde ordumuz bunları yapabilirdi. Kendi ordusundan korkan bir yapı bir anlayış. Bunu anlamak mümkün değil.”
„SEÇİMLERİ ERTELEMENİN AKILLA MANTIKLA BAĞDAŞIR YÖNÜ YOK“
Seçimin bir yıl ertelenmesine ilişkin tartışmalar ilişkin de Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Şimdi Anayasa açık ve ortadayken yani açık hüküm varken ‘savaş halinde bile seçimlerin ertelenmesine ancak TBMM karar verebilir‘ derken, ortada savaş yok. Artık 21. yüzyıldayız seçimleri ertelemenin akılla mantıkla bağdaşır yönü yok. Bunun ortaya atılmasının Erdoğan’ın, ‘Bana bir yıl daha zaman verin‘ söyleminden mi kaynaklandığını da doğrusunu isterseniz tam olarak anlamak mümkün değil. Kendisine bu ülke 20 yıl verdi. Artık 20 yıl sonunda ülkenin geldiği hal meydanda.”
„SEÇİMLER 18 HAZİRAN’DA YAPILACAK“
Öte yandan Habertürk yazarı Bülent Aydemir’e de konuşan Kılıçdaroğlu, seçimlerin 18 Haziran’da yapılacağını yeniden vurgulayarak “Önümüzde bunun için 4 ay var. Eğer daha önce seçim yapmak istiyorsa yetkisini kullanıp Meclis’i feshetmesi gerekir” dedi.
Aydemir’in yazısında ilgili kısım şöyle:
“Parlamento çalışıyor zaten. Bir talebiniz varsa oraya getirin. Ancak kararı YSK üzerinden almayı planlıyorlarsa ve YSK, ‘bu şartlarda sağlıklı seçim yapamayız’ derse kapısına kilit vurmak lazım. Bu teknolojik imkânlarla nasıl seçim yapamıyoruz dersin? Bugünün şartlarında telefonunuzdaki GPS sinyalinden anında yeriniz dahi belirleniyor. YSK böyle bir karar alırsa açık söylüyorum; bu, demokrasiye darbedir. Hukukun üstünlüğüne vurulmuş bir darbedir. Hiçbir hakim böyle bir kararın altına imza atmaz.
Seçim zamanında, 18 Haziran’da yapılacak. Önümüzde bunun için 4 ay var. Eğer daha önce seçim yapmak istiyorsa yetkisini kullanıp Meclis’i feshetmesi gerekir.
Daha önce biz 6 Nisan’dan önce yapılacak bir seçime sıcak bakıyoruz demiştik. 6 Nisan’da sandığı vatandaşın önüne koymaya varız demiştik.”
Kılıçdaroğlu, seçimi geri bırakabilmek için Anayasa’daki savaş hali hükmüne rağmen YSK’nın, “sağlıklı seçim yapamayız” kararı alması durumunda sine-i millete dönme seçeneğine pek sıcak bakmıyor. Bu konudaki sorum üzerine Kılıçdaroğlu, “Öyle bir şey olmaz. YSK, seçimi erteleyemez. Bunun için yetkisi yok. Seçim zamanında yapılacak” dedi.
MİLLET İTTİFAKI’NIN TAKVİMİ
Kılıçdaroğlu’na, Altılı Masa’nın 13 Şubat’ta yapılacak olan ancak deprem nedeniyle ertelenen toplantısını ve cumhurbaşkanı adayının açıklanması takviminde bir değişiklik olup olmadığını sordum. Kılıçdaroğlu, “Biliyorsunuz 13’ünde Saadet Partisi ev sahipliğinde toplanacaktık. Deprem nedeniyle erteledik; altı lider sahaya indi. Önümüzde günlerde Temel Bey bir liderler turu yapabilir. Sonrasında toplanacağız” dedi.
Altılı Masa’daki sorunların çözülüp çözülmediği konusunda Kılıçdaroğlu, “Sorunlar görüşülüp aşılır, problemler çözülür. Öyle büyük bir problemimiz yok” değerlendirmesini yaptı.