Malatya’da İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi Ümit Cihan Tarho, ramazan orucu tutmadığı için ülkücülerin bıçaklı saldırısı sonucu katledilmişti. Öldürülmesinin üzerinden tam 25 yıl geçti. Birinci dereceden katil Kadri Kılıç, kasten adam öldürmekten 20 yıl hapis ile ömür boyu kamu hizmetlerinden men cezasına çarptırılmıştı. Ancak katil daha sonra şartlı tahliye ile serbest bırakılmıştı.
Ümit Cihan Tarho henüz 21 yaşında İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü öğrencisiydi. 7 Ocak 1998 tarihinde üniversitede ramazan ayında oruç tutmadığı için otobüs durağında bir grup faşistin saldırısına uğramıştı. Bıçaklanarak ağır yaralanan Tarho, tedavi gördüğü Turgut Özal Tıp Merkezi’nde 11 Ocak 1998’de sabah saatlerinde yaşamını yitirmişti. Tarho yaklaşık üç bin kişinin katıldığı bir törenle faşistlere lanetler yağdırılarak toprağa verilmişti.
Ümit Cihan’a saldıranlar arasında bulunan beş ülkücü öğrenci Caner Öztürk, Korkut Özalp, Muhammet Şahin, M. Fatih Gökal, M. Hanifi Azdikoğlu, ilk anda gözaltına alınıp sorgulanmıştı. Daha sonra bıçağı kullandığı tespit edilen ülkücü Kadri Kılıç yakalanarak gözaltına alınıp tutuklanmıştı.
KATİLİN SAVUNMASI
Katil Kadri Kılıç, 10 Kasım’da görülen mahkemede verdiği 17 sayfalık ek savunmasında, daha önce bildiklerini açıklamak için dilekçeler verdiğini ancak bu dilekçelerin Malatya E Tipi Cezaevi yönetimince MHP teşkilatına bildirildiğini ve MHP’nin başta Avukat Arif Yıldız olmak üzere avukatlar aracılığıyla kendi üzerinde baskı kurarak, yanlış ifade vermesini sağladığını söyledi. Kılıç, ayrıca Malatya Ülkü Ocağı eski Başkanı Alaaddin Aldemir’in referansı ile gelen ve Malatya Ülkü Ocağı Başkanı Adem Özbay’la birlikte çalışıp öğrenci derneği başkanlığı yapan, Tarho davasının tutuksuz sanıklarından Salih Bayrak’ın, olayın sorumlularından olmasına rağmen ülkü ocaklarının talimatı doğrultusunda olayın dışındaymış gibi gösterildiğini kaydetmişti.
KATİL KADRİ KILIÇ, AFLA TAHLİYE EDİLDİ, SONRA İNTİHAR ETTİ
İnönü Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Meslek Yüksekokulu 3. sınıf öğrencisi olan Kadri Kılıç, Malatya Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmış ve kasten adam öldürmekten 20 yıl hapis ile ömür boyu kamu hizmetlerinden men cezasına çarptırılmıştı. Diğer 9 ülkücüye de 5 ay ile 20 ay arasında değişen hapis cezaları verilmişti.
Kadri Kılıç’ın(35), şartlı salıverilme yasasından yararlanarak, 2003 yılında tahliye edilmiş ve üniversiteye bir daha dönmediği, Maraş’ın Pazarcık ilçesine bağlı Haydarhöyük köyünde yaşamaya başladığı öğrenilmişti. Kadri Kılıç, 2012 yılında Haydarhöyük köyündeki evinde kendini iple tavana asarak intihar etti.
BABA TARHO: ÖZENLE BÜYÜTTÜĞÜMÜZ BİR ÇOCUKTU
Alevi bir ailenin çocuğu olan Ümit Cihan Tarho’nun babası Zülküf Tarho yıllar önce “Oğlum Cihan özenle büyüttüğümüz bir çocuktu. Hiç bir arkadaşı ile kavga ettiğini duymadım. Hiç kimse ondan şikayetçi olmamıştı” demişti.
“KADRİ KILIÇ ALEVİ DÜŞMANIYDI”
Bu arada, Maraş Katliamı tanıklarından Derya Narlı da PİRHA’ya verdiği röportajda, Pazarcık’ta komşularının oğlu ülkücü Kadri Kılıç’ın Alevi düşmanı olduğuna dikkat çekmişti. Okula giderken Alevi olduğu için kendisini döven komşularının oğlu Kadri Kılıç ile ilgili şunları belirtiyor:
“Her okula gitmeye çalıştığımda her gün benim yolumu keser ve beni ya döverdi, ya yiyeceğimi yere atardı. Kadri Kılıç, ‘Sen Alevisin bizimle aynı okula gelemezsin’ diyordu. Ben daha Aleviliğin ne olduğunu bilmiyorum. Onunla benim ne farkım var, onu dahi bilmiyorum. “Ben onun gittiği okula niye gidemiyorum?” diye kendi kendime sorar dururdum. Yıllar sonra gördüm ki, Kadri sadece benim değil, bütün Alevilere düşman olmuş.”
“ORUÇ BAHANE EDİLDİ, İNTİKAM İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ”
ekşisözlük’te o dönem Ümit Cihan Tarho’nun bir üst sınıfından bir arkadaşı ise şunları yazmış:
“Ah! karıncayı incitmeyen kardeşim…
Ümit Cihan’ın, yine tarih bölümünden, üst sınıftan abisiydim. hiç bir fraksiyona ve olaya bulaşmamış, herkese tuttuğu ders notlarını veren, iyi niyetli, güler yüzlü bir çocuktu. Kendilerine ‘milliyetçi’ diyen tipler tarafından, intikam için, oruç olayları bahane edilerek öldürüldü. Olayların en başında biz mediko yemekhanesindeyken ramazanda yemek yediğimiz için etrafta burnundan soluyarak dolaşan ‘milliyetçiler’ hala gözümün önünde.”