in

Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülleri bu yıl 13’üncü kez sahiplerini buldu

Ödül ve Tören

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından düzenlenen Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü Konferans ve Ödül Töreni

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından düzenlenen Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü Konferans ve Ödül Töreni 24 Aralık’ta hibrit olarak gerçekleştirildi. Toplumsal cinsiyet alanındaki araştırmaları desteklemeyi hedefleyen ödüller, bu yıl Nur Sinem Kourou, Merve Çopuroğlu, Aslı Aygüneş ve Zeynep Özge Iğdır’ın makalelerine verildi. 

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi ‘nin (SU Gender), Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi desteğiyle, Sabancı Üniversitesi eski öğretim üyesi, sosyolog Dicle Koğacıoğlu anısına düzenlediği makale ödülleri bu yıl 13. kez sahiplerini buldu. 2009 yılında yaşamını yitiren akademisyen ve aktivist Dicle Koğacıoğlu anısına düzenlenen hibrit konferansta bu yıl Nur Sinem Kourou, Merve Çopuroğlu, Aslı Aygüneş ve Zeynep Özge Iğdır’ın makaleleri ödüle layık görüldü.

Türkiye’de toplumsal cinsiyet odaklı çalışmaları desteklemek ve genç araştırmacıları teşvik etmek amacıyla düzenlenen konferansta, makale ödülüne başvuranlar çalışmalarını sunarken konferansın sonunda gerçekleşen ödül töreninde 2022 yılı ödülleri sahiplerine verildi. 

Konferansın açılışında konuşan SU Gender Direktörü Hülya Adak, Türkiye’de toplumsal cinsiyet odaklı çalışmaları desteklemek için bu yıl 13’üncüsü verilen ödüllerin artık kendi alanındaki en prestijli ödül programlarından biri olduğunu söyledi. Adak, şunları kaydetti: 

“Bugün yine ve yeniden hukuk sosyolojisi alanının Türkiye’de gelişimine ve toplumsal cinsiyetle kesişiminin önemine vurgu yapan sevgili meslektaşımız ve arkadaşımız Dicle, bizi 2010 yılından bu yana düzenlediğimiz Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü ve Konferansı’nda bir araya getirdi. Öğretim üyeleri, Dicle’nin öğrencileri, arkadaşları, onunla çalışan veya çalışmalarından ilham alan tüm öğrenci ve araştırmacılar, sanatçılar ve yazarlar bu buluşmalardan esinlenerek yepyeni çalışma alanlarına yöneldi. Bu törenlerde bir araya gelen araştırmacılar makalelerini zaman içinde ve özellikle Dicle konferanslarından bize kalan bazı makaleleri Türkiye’de Cinsiyet Kültürleri kitabında (Ayşecan Terzioğlu & C. Özbay, ed.) yayınlama imkânı buldu. 2020 yılında arkadaşları, meslektaşları, öğrencileri, ailesi ve onu tanıyan, çalışmalarından çok şey öğrenen araştırmacılar olarak Dicle üzerine bir video hazırladık, yayınladık. Bu videonun Dicle’yi çok iyi yansıttığını düşünüyorum ve seyretmenizi öneriyorum. Bundan sonraki yıllarda, konferans makalelerini de bir kitapta derlemeyi ve iki dilde yayınlamayı arzu ediyoruz. Dicle Konferanslarının başarısı SU Gender bünyesinde 2017’den bu yana düzenlenen Şirin Tekeli Araştırma Ödülü ve Törenine de ilham verdi. 

Bu seneki buluşmaya Dicle’nin annesi Nevzat Süer Sezgin, Elif Çelebi ve Gülay Pamuk’un Dicle’nin anısına hazırladıkları Mor Masallar kitabının yazılma süreci ve kitaptan seçilen bir masalın performansıyla başladık. Çocuk edebiyatına müthiş önem veren Dicle Koğacıoğlu’nun şimdi de ‘ecofeminist’ masallara ilham olmasını ve çocuk edebiyatının eşitsizliklere karşı mücadele eden karakterler ve hikayelerle kurgulanıyor olmasını çok önemsiyoruz. Bu ve bundan sonraki yılların daha çok Dicle masallarına vesile olması ve bu masalların daha çok çocuğa ulaşması ümidiyle… ”

Sabancı Üniversitesi Kültürel Çalışmalar Programı Öğretim Üyesi Ayşecan Terzioğlu ise konferansın açılışındaki konuşmasında, “Pandemide hepimiz eve sıkışmışlık duygusu yaşadık. Pandeminin yalnızlık hissettirici bir etkisi oldu. Mekanda sıkışıklık olunca zamanda geriye döndüm. Eskiden yaptığımız geziler, paneller, okuduğum kitaplar aklıma geldi sık sık. Geçmişte etkilendiğim Oğuz Atay’ın “Korkuyu Beklerken” kitabındaki son cümle benim mottom oldu. Atay son sözünde ‘Ben buradayım sevgili okuyucu, sen neredesin?’ der. Bu cümle benim mottom oldu her anımda. Dicle de ben de farklı alanlarda olsak da haksızlıklarla mücadele ediyorduk ve bunları paylaşıyorduk. Ben de bunları Dicle için hazırlanan bir kitapla paylaşmak istedim. Paylaşmanın güçlendiren bir etkisi vardı” dedi. 

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ İÇİN MOR MASALLAR 

Konferans oturumlarına geçmeden önce düzenlenen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İçin Mor Masallar” başlıklı açılış oturumunda ise çocuk edebiyatındaki masalların içindeki eşitsizlikleri ortadan kaldıran alternatif masalların ortaya çıkışının hikayesi ele alındı. Dicle Koğacıoğlu’nun annesi Nevzat Süer Sezgin’in liderliğinde Eksi 18 Edebiyat Topluluğu ürünleri olan Mor Masalların hikayesini ve hedeflerini Elif Çelebi anlattı. Dicle Koğacıoğlu’na ithaf edilen ve birçok yazar tarafından kaleme alınan bu alternatif masalları Elif Çelebi, Gülay Pamuk ve Nevzat Süer Sezgin derledi. Konferansta “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İçin Mor Masallar”dan bir örnek masalı ise Melek Karanis anlattı. 

Dicle Koğacıoğlu’nun annesi Nevzat Süer Sezgin törende başta Sabancı Üniversitesi ve Su Gender olmak üzere konferansa ve ödüle emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu yıl 13’üncü birlikteliğimiz. Dicle’nin ailesi olarak hepimiz minnet doluyuz. Bu yılki ödül törenine “Mor Masalları’ eklediği için SU Gender’a ve bu projeyi ortaya çıkaran Eksi 18 ekibine çok teşekkür ederim” dedi. 

MASALLARDA BİLİNÇALTINDA HERKESE TOPLUMSAL BİR ROL ÇİZİLİYOR

Mor Masallar’ın, masalların içindeki eşitsizliklere karşı ortaya çıktığını anlatan Elif Çelebi, şunları söyledi: 

“Mor Masallar, Eksi 18 Edebiyat Topluluğu’nun ürünü. Masalların içinde eşitsizliklerle karşılaşıyoruz. Masallarda kahramanın içine düştüğü yolculuktan nasıl çıkacağını heyecanla bekleriz. Araştırmalara göre; masallarda bekaret., güzellik, ataerkil anlayış gibi unsurlarla bilinçaltında herkese toplumsal bir rol çiziliyor. Kahramanların %63’ü erkek, %31’i kadın. Kadınlar her zaman güzel olmak zorunda. Erkekler her zaman cesur ve yakışıklı olmaya ihtiyaçları yok. Kötü karakterlerin %60’ı kadınlar. Kendine güvenmeyen ve itaatkar olanlar da yine kadınlar. Çocuklar neye maruz kaldığının farkında bile değiller. Biz de tüm bu gerçekleri önümüze koyup eski masalların yerine cinsiyet kriterleri olmayan alternatif masallar ürettik. Dicle için yazılan kitaptan ilham aldık ve kitabı Dicle’ye ithaf ettik. Kitabın sponsoru da satıştan elde edilen gelirin Mor Çatı Kadın Sığınma Evi’ne aktarılması da bizimle çok örtüştü. Masal kitabımız Jülide Kuran ve Tilbe Saran’ın seslendirmesiyle hayat buldu.”  

Açılış sohbetinin ardından kolaylaştırıcılığını geçtiğimiz yılın ödül sahipleri olan Dilan Alataş ve Gözde Göbek’in yaptığı iki ayrı panel gerçekleşti. Bu yıl ödül kazananların makalelerini sunduğu panellerde Orta Doğu Teknik Ünivesitesi’den Merve Çopuroğlu “Toplumsal Baskıların ve Egemen Söylemlerin Odağındaki Cinsellik: Adalet Ağaoğlu’nun Ruh Üşümesi Romanı Örneği” başlıklı çalışmasını anlattı. Boğaziçi Üniversitesi’nden Nur Sinem Kourou “AKP’de Kadınların Siyaseti: Parti Kadın Kolları Örneği”; Sabancı Üniversitesi’nden Aslı Aygüneş ve Zeynep Özge Iğdır “Türkiye’de Kadın Haklarının Araçsallaştırılmasının İzini Sürmek: 2002-2018 Yılları Arasında Yasama Davranışı ve Kanunlaşma” başlıklı araştırmalarını paylaştı. Konferans kapsamında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Simla Sunay ise “Modüler Kadın Hareketi” başlıklı bir teşekkür sunumu gerçekleştirdi. 

DİCLE KOĞACIOĞLU HAKKINDA:

Dicle Koğacıoğlu 1972 yılında İzmir’de doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezuniyetinin ardından doktora çalışmalarına Stony Brook Üniversitesi’nde (SUNY Stony Brook) sosyoloji ve kadın çalışmaları alanlarında devam etti. 1997-98 yıllarında „Anayasa Hukuku ve Müslüman Orta Doğu’da Siyasal Kurumların Modernizasyonu“ başlıklı uluslararası projede araştırma görevlisi olarak çalıştı. Aynı yıl İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) „Türkiye’de Düşünce Özgürlüğü “ projesinde danışman ve çevirmen olarak yer aldı. 1999’da Boğaziçi Üniversitesi’ne döndü ve Sosyoloji bölümünde öğretim görevlisi olarak bulundu. Marmara depremi sonrası İzmit Doğukışla Rehabilitasyon Merkezi’nde Kadının İnsan Hakları Projesi’nin travma yaşamış çocuklara yönelik çalışmasında proje koordinatörlüğü yaptı. Aynı dönemde, Müslüman Toplumlarda Kadın ve Cinsellik kitabının editör yardımcılığını yürüttü. 2002-2004 yılları arasında Columbia Üniversitesi ve Brown Üniversitesi 

Pembroke Kadın Araştırmaları Merkezi’nde doktora sonrası araştırmalarına devam etti. 2005 yılında Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Kültürel Çalışmalar lisans ve yüksek lisans programlarının ve toplumsal cinsiyet çalışmalarının geliştirilmesine önemli katkılarda bulundu. Aynı zamanda Tuzla tersanelerinde yaşanan ölümlere, taşeron sisteminin üniversite dahil hayatın her alanında yarattığı sorunlara ve her alanda yaşanan eşitsizliklere ve adaletsizliğe dikkat çeken çalışmalar yürüttü. 

Türkiye’de hukuk sosyolojisi alanının gelişmesine ve toplumsal cinsiyetin bu alandaki öneminin fark edilmesine önemli katkılarda bulunan Dicle Koğacıoğlu’nun doktora tezi „Türkiye’de Vatandaşlık Bağlamı: Uygulamalar ve Anlamlar“ Ortadoğu Ödülleri’ne ve Lübnan Politika Çalışmaları Merkezi’nin Ortadoğu Araştırma Yarışması Ödülü’ne hak kazandı. Namus cinayetleri üzerine hukuk ve devletin belirleyici rollerinin altını çizen makaleleri hem uluslararası akademik çalışmalarda hem de Türkiye’de yaygın olarak kullanılmaya devam ediyor. Koğacıoğlu, 2009 yılında aramızdan ayrıldığında, adalete erişim süreçleri üzerine bir alan araştırması yürütüyor, aynı zamanda 12 Eylül darbesinin hukukçular tarafından nasıl algılandığını ve anlatıldığını inceliyordu.

SU GENDER HAKKINDA:

Resmi olarak 2015’te merkez niteliği kazanan Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender), çalışmalarını 2006’dan beri sürdürüyor. Toplumsal cinsiyet üzerine çalışmalar yürüten Merkez, Mor Sertifika ve Cins Adımlar gibi ana faaliyetlerine ek olarak, Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü ve Konferansı, Şirin Tekeli Araştırma Ödülleri gibi programlarıyla da alandaki birikimin taşıyıcılığını üstleniyor. Merkez, bu faaliyetlerin yanı sıra; birçok alana dokunan uluslararası konferans, panel, söyleşi, yetişkin eğitimi gibi etkinliklerle de toplumda bu alanda ihtiyaç duyulan dönüşüme destek oluyor.

What do you think?

10k Points
Upvote Downvote

Startschuss für schnelles Internet im ländlichen Raum

WORTMANN AG spendet 102.000 Euro an wohltätige Organisationen und Kindergärten