Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin açığa çıkarılması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’na çıkan Cumartesi Anneleri, 926’ncı hafta eylemlerini de meydanın kendilerine yasaklanması nedeniyle online gerçekleştirdi.
Bu haftaki eylemde 24 Aralık 1994 yılında İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan İsmail Bahçeci’nin akıbeti soruldu.
Bu haftaki açıklamayı Cumartesi İnsanları’ndan, İsmail Bahçeci’nin okul arkadaşı Dursun Ege Göçmen okudu. 28 yıldır adalet istediklerini hatırlatan Göçmen, “…kalın kara bir bantla örttüler / Koyuluğa düştü gözlerim / Kara bir koyuluğa / Sonsuza dek…” dizlerini hatırlattı.
Behçeci’nin hikayesini paylaşan Göçmen, “İsmail Bahçeci, Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu öğrencisi ve Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu başkanıydı. Politik kimliği nedeniyle defalarca gözaltına alındı, ağır işkenceler gördü. 1993 yılından itibaren polis tarafından aranmaya başladı. Bahçeci Ailesinin Avcılar’daki evine polis baskınlar düzenledi. Bu nedenle İsmail evden ayrıldı. Kardeşi, İsmail’e acil durumlarda kendisine haber ulaştırması için bir arkadaşının işyeri telefonunu verdi. 24 Aralık 1994 tarihinde Bahçeci Ailesi’ni telefonla arayan ve kendisini İsmail’in arkadaşı olarak tanıtan bir kişi, İsmail’in siyasi şube polisleri tarafından gözaltına alındığı haberini verdi. Baba Şehmus Bahçeci hemen Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne ve DGM İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Ancak İsmail’in gözaltına alındığı inkar edildi. 24 Aralık’tan sonra Bahçeci Ailesinin evine bir daha polis baskını yapılmadı. Kardeşinin İsmail’e telefonunu verdiği arkadaşının işyeri, polis tarafından basıldı. ‘Yakalanan bir örgüt mensubunun üzerinde telefon numaranız çıktı’ denilerek işyeri sahibi gözaltına alındı. Gözaltına alınan M. Y.’nin de içinde olduğu bazı kişiler emniyette sorgudayken ‘Seni de İsmail Bahçeci gibi kaybederiz’ diye tehdit edildiklerini açıkladı.”
‘KATLEDİLİP ÇUKURA ATILDI’
Dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu’nun Bahçeci’nin işkence ile katledilip bir çukura atılmış olabileceği bilgisini aileye verdiğini kaydeden Göçmen, “İçişleri Bakanı Nahit Menteşe de, ‘Dua edin de oğlunuz polislerin elinde olsun. Araştırıp size haber vereceğim’ dedi ama aileyi hiç aramadı. İsmail Bahçeci’nin gözaltına alındığı kayıtlara geçirilmedi. Bugüne kadar akıbeti ve nerede olduğu konusunda hiçbir bilgi verilmedi” ifadelerini kullandı.
Ailenin müdahil olduğu, Ankara JİTEM Davası’nın Ankara 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ettiğini hatırlatan Göçmen, şu çağrıda bulundu: “20 Ocak 2023’de görülecek duruşmada İsmail Bahçeci ve dosyada adı geçen tüm kaybedilen, katledilenler için hukuka ve adalete uygun bir karar tesis edilmeli, sanıklar insanlığa karşı suç kapsamında cezalandırılmalıdır. Kaç yıl geçerse geçsin İsmail Bahçeci için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan 227 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
NE OLMUŞTU?
12 Eylül askeri darbesi döneminde, üniversiteleri resmi ideolojinin kontrolü altına almayı amaçlayan Yükseköğretim Kanunu yürürlüğe girdi. Bu kanun ile akademik hayat ve öğrenci gençlik kontrol altına alınmak istendi. Böylece toplumsal sorunlara karşı sessiz kalan bir üniversite hedeflendi.
90’lı yılların başında üniversite öğrencileri, YÖK sistemine karşı demokratik, özerk ve katılımcı bir üniversite talebiyle dernekler kurarak örgütlenmeye başladı. İsmail Bahçeci de bu örgütlenme içinde yer aldı. Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu başkanıydı. Politik eylemleriyle öne çıkan her öğrenci gibi İsmail de ağır baskılara maruz kaldı. Defalarca gözaltına alındı, ağır işkence gördü. 1993 yılında hakkında yakalama kararı çıkarıldı ve polis tarafından aranmaya başlandı.
İsmail’i arayan polisler Bahçeci Ailesi’nin Avcılar’daki evine defalarca baskın düzenledi. Bu nedenle İsmail evden ayrıldı. Kardeşi, İsmail’e acil durumda haberleşmek için politikayla hiç ilgilenmeyen yakın bir arkadaşının telefon numarasını verdi.
24 Aralık 1994 tarihinde Bahçeci ailesini telefonla arayan ve kendisini İsmail’in arkadaşı olarak tanıtan bir kişi “Oğlunuz gözaltında, ona sahip çıkın” dedi. Baba Şehmus Bahçeci hemen Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne ve DGM İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Ancak İsmail’in gözaltına alındığı inkar edildi.
Aynı günlerde polis, kardeşinin İsmail’e telefon numarasını verdiği V.D.’in iş yerine baskın düzenledi. V.D. baskın sırasında iş yerinde olmadığı için ağabeyi gözaltına alınarak İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Şubede kendisine kardeşinin telefon numarasının yakalanan bir “örgüt mensubunun” üzerinde çıktığı söylendi. 1995 Ocak ayında Ankara’da gözaltına alınan bir kişi de sorguda kendisine, “Seni de İsmail Bahçeci gibi kaybederiz” denildiğini kamuoyuna duyurdu. Ayrıca 24 Aralık 1994 tarihinden sonra Bahçeci Ailesi’nin evine bir daha polis baskını yapılmadı.
İsmail’in arkadaşları, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü düzenledikleri kampanyalarla konuyu ülke ve dünya kamuoyuna taşıdılar. Ailenin, emniyet, savcılık ve hükümet nezdinde yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. İsmail Bahçeci’nin akıbeti üzerindeki karartma 27 yıldır kesintisiz devam etti.