11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü vesilesiyle ülkemizdeki güncel tabloyu değerlendiren Suna’nın Kızları Genel Koordinatörü Burcu Gündüz Maşalacı, Türkiye’de kız çocukların eğitime erişimden erken yaşta evliliğe, yapısal şiddetten yoksulluğa kadar önemli sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek, “Suna’nın Kızları olarak, kız çocukları çevreleyen sorunları ortadan kaldırmanın ancak onların içinde bulunduğu ekosistemi geliştirmek ve dönüştürmekle mümkün olacağına inanıyoruz. Biliyoruz ki, eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin azaltılması, kız çocukların başta eğitime erişiminin sürdürülebilmesi ve kendi seslerinin duyulması ile mümkün” dedi.
Eğitim gönüllüsü ve iş insanı Suna Kıraç anısına, kızı İpek Kıraç tarafından Suna ve İnan Kıraç Vakfı çatısı altında kurulan Suna’nın Kızları, kız çocukların gelişim ihtiyaçlarını destekleyen bir ekosistem oluşturmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Dünya Kız Çocukları Günü vesilesiyle açıklamalarda bulunan Suna’nın Kızları Genel Koordinatörü Burcu Gündüz Maşalacı, “Kız ve oğlan çocukları için eşit eğitim imkanlarının yaratılması, eğitim kalitesindeki bölgesel farklılıkların ortadan kaldırılması ve yoksulluğu önleyici tedbirlerin artırılması amacıyla bütünlüklü ve tutarlı aksiyonlara ihtiyaç var” dedi.
Tek bir çocuk bile eğitimi bırakmak zorunda kalmamalı
Suna’nın Kızları eğitim yolculuğunun hem araştırmalardan hem saha çalışmalarından elde ettiği bulguları da paylaşan Maşalacı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, yoksulluk ve yapısal şiddetin kız çocukların bütüncül gelişimlerinin önündeki en önemli engeller olduğuna dikkat çekerek, toplumdaki kültürel ve sosyal normlar ile mevcut çocuk algısının da sorunları derinleştirdiğini söyledi ve ekledi:
“Sahada yaptığımız çalışmalar ve kız çocuklarla gerçekleştirdiğimiz görüşmeler de bize gösteriyor ki, ailelerin çocuklarını okula göndermekle ilgili temel kaygıların başında yoksulluk geliyor. Pek çok aile, kız çocuğu okula göndermenin maliyetini, fazladan bir yük olarak algılıyor. Öte yandan, erken yaşta evliliklerin kültürel ve sosyal etkenlerden kaynaklandığı gibi, yoksullukla da ilişkisi olduğuna tanıklık ediyoruz. Küçük kardeşe bakmak, evdeki yaşlıya bakmak gibi aslında kamu eliyle çözülmesi gereken sorunlar nedeniyle okuldan alınan kız çocukların sayısı pandemide daha da arttı. Ama bu sorunlar sadece bir tek kurumun çabasıyla çözülemez. Bir çocuk bile eğitimini bırakmak zorunda kalmamalı. Devlet, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, uzmanlar yıllardır bu alana emek veriyor. Şimdi artık hep birlikte çalışmamız ve kolektif bir güç yaratmamız gereken dönemdeyiz.”
Gerçek başarı onların sesini yükseltmek
Kız çocukların nitelikli eğitime erişmelerinin yalnızca kendilerinin ve ailelerinin refah düzeyini değil, aynı zamanda kadın istihdamı, ekonomik büyüme, toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim direnci, halk sağlığı ve toplumsal istikrar gibi konuları da olumlu etkilediğini hatırlatan Burcu Gündüz Maşalacı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Suna’nın Kızları olarak, kız çocukları çevreleyen sorunları ortadan kaldırmanın ancak onların içinde bulunduğu ekosistemi geliştirmek ve dönüştürmekle mümkün olacağına inanıyoruz. Kız çocukların bedensel ve duygusal olarak iyi halde olmaları, eğitimlerine kesintisiz devam edebilmeleri, oyundan ve okuldan geri kalmamaları, baskı altında olmamaları ve gelecekleriyle ilgili karar sahibi olmaları için başlattığımız bu hareketi 32 sivil toplum kuruluşu ile birlikte sürdürüyoruz. Bizler çocukların önlerindeki engelleri kaldırsak ve güçlerimizi birleştirsek, sadece kızlar değil bütün çocuklar hayata daha eşit ve umutlu sarılırlar.”