Kariyerinin başından bu yana farklı tarzlarda şarkı seslendirmiş bir sanatçı olarak kendi müziğini nasıl tanımladığını yanıtlayarak röportajına başlayan Luz Casal “Ben, benim dönemimin, müzik zevki çok geniş olan ve tarzları karıştıran bir şarkıcısıyım diyebilirim. Kariyerimin başından bu yana birbirinden farklı birçok tarzda söyledim. Her tarza hassas, gizemli, aşk ve özgürlük dolu bir müzikal yaklaşımım olduğunu söyleyebilirim. Kariyerimin başından bu yana rock ve Anglosakson, Latin, caz gibi birçok türde söyledim. Dinleyicilerimin duygularına hitap edecek ve bana yakışacak şarkıları seslendiriyorum” açıklamasında bulundu.
Siz de aşkı, şarkılarınızda anlattığınız gibi mi yaşıyorsunuz? Sorusunu yanıtlayan Casal “Amacım, dinleyenlerin duygularını okşayabilecek şarkılara sesimle hayat verebilmek. Aşk benim için özgür ve tutkulu olmak demek. Her ne kadar o tarz şarkılarla tanınsam da sadece romantizm kokan aşk şarkıları söylemiyorum. Özgürlük ve insanla ilgili birçok şarkım var” dedi.Latin Grammy Ödülleri’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü ile onurlandırılan Luz Casal, bu durumun kendisi için ne ifade ettiğini ise şöyle anlattı: “Tüm bu yıllar içerisinde müziğin bana verdiği sayısız yoğun tatmin ve birçok deneyim var. Ben insanlarla hep müzikle iletişim kurdum. Karşılığında alkışlarla, ödüllerle ve dinleyicilerin sevgisiyle onurlandırılmak gurur verici.”
Türk müziğinde sevdiğiniz ve dinlediğiniz isimlerle ilgili de konuşan Casal “Türkiye hakkında çok şey biliyorum. Zeki Müren’in şarkı söyleyişine ve duygusuna hayranım. Birçok Türkçe şarkı dinleme imkânım da oldu. Sezen Aksu benim için çok önemli bir isim, evimde CD’leri var ve onun müziğini dinlemekten çok keyif alıyorum” dedi. Türkiye dendiğinde aklınıza ne geliyor? Dinleyicilerinize bir mesajınız var mı? Sorusunu ise şöyle yanıtladı:”Uzun bir aradan sonra 22 Ekim’de tekrar Türkiye’ye geliyorum. Daha önce birçok defa Türkiye’ye geldim ama Ankara’ya ilk gelişim olacak. Türk dinleyicisi ile tekrar buluşmak benim için onur verici. Türkiye denince aklıma caddelerindeki sıcak insanlar, ezanın ahenkli sesi ve kültürünüz geliyor…”